Kitabının bir kopyasını gönderdiğin için sağol. Onu okumakla hiç zaman yitirmeyeceğim. -Moses Hadas |
|
||||||||||
|
Yeni yetmeydik henüz. Allah razı olsun, babam tuttu elimden verdi koca koca kitapları elime “OKU” dedi. Beynimizi ÜLKÜ adlı yar ile doldurdu. Sevgi hep ÜLKÜ adında işlendi, yüreklerimize… Ve gün geldi, tunçtan bileklerimizi, demirden yüreklerimizi mücadeleye sürdüler. Ne içindi, neden di? Bilmiyorduk. Aklımıza sadece Ülküye dair mücadele vardı. Aslında işimize gelmiyor değildi hani… Vurduk kırdık martavalları özde bir ad verdiler sırtımıza, taşı bu yükü dediler. Ve UÇ BEYLERİ olduk. Serhatlerin utanmazlığını yüzümüze çarparken, görmüyorduk ama hissediyorduk, samandan yapılma burçların tir tir titrediğini… Durmak yoktu düşüncemizde ve bilmiyorduk ki beyinlerini Manukyan’ın senetli avratları misali laçkalaşmış mahlûkların, bizi durdurma hayaliyle donattıklarını… Biz durmuyorduk, onlar düşünüyorlardı derken Bizans kahpeliği hükmünü koydu, Serhat Boylarına… Düşünmek, durmayı yenmişti. Saldılar, onca suçları üstümüze. “Din Arap’ın uğraş Türk’ündü” lakin suçla uğraşmak biraz zordu. Bıkmadık uğraştan. Ve adımızı yine değiştirdiler, SUÇ BEYLERİ dediler. Uğraştan bıkmamak güçlendirdi bizi. Aczin Cehenneminde Cenneti tattık! “Gecedir” dediler “sabaha güçleniriz” dedik. “Karanlıktır” dediler, “gün ışıyınca güçleniriz” dedik. Gün geldi, güçlülerin karşısında güçlendik. Adımızı tekrar değiştirdiler. Ve bu defa GÜÇ BEYLERİ dediler. Lakin o kadar güçlü değilmişiz, namertler meydanında dönen kahpe pazarlıklar karşısında, kaleler bir bir düştü. Mertler tarihinde, namertler dönemi başladı. Mert fikirler, namertçe kurşunlandı, kılıçlandı, tekmelendi. Güç beyleri anladılar ki, günün gecesi başlıyor, akşam vaktidir. Sarıldılar birbirlerine sıkıca… Yürüdüler… Ağır yaralar sızısınca göç ettik. Meydan boş kaldı ve bu meydan da adımıza bu kezde GÖÇ BEYLERİ dediler. Göçte geçmişi düşündük. Artık biz düşünüyorduk, onlarsa durmuyordu. Devir tersine dönmüştü! Geçmişin muhasebesi ile geleceğimize yön verdik. Geçmişte yaptığımız hataları bir daha tekrarlamamak üzere and içtik. Bilendik, pusatlandık, deliliği değil aklı önder kıldık. Ve yıllar sonra onların değiştirip durduğu adımızı bu kez ve son olarak biz değiştiriyoruz. “ÖÇ BEYLERİ” Hesabı olanlara selam olsun.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Serdar ULUSOY, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |