Konuş ki seni göreyim. -Aristoteles |
|
||||||||||
|
Yazı yazmayı seviyorum. İçimden geldiği zamanlar yazıyorum. Gelmediği zaman da yazmıyorum. Karın doyurmuyor diyorlar. Biliyorum. Yine de yazıyorum. Sanırım son nefesimi verene kadar da bir kelime de olsa yazacağım. Geçen sene ilk romanımı yazdım. Nasıl yazarım diye düşündüm. 2001 yılından itibaren tek sayfa yazı yazıyordum. O da halen yazdığım yazılar gibi kendi çapında olan yazılardı. İlk romanımı yazmaya başlamam için, alt yapımın yetersiz olduğunu biliyordum. Bir gün insanların kendi aralarındaki ilişkilerde takındıkları tavırları, dans figürlerine benzettim. Dünya dans örneklerinden gerekli olan görsel ve yazılı bilgileri de kütüphaneye gidip buldum. İnsanların şansları olduğunu ve şansa olan bakış açılarını da kendi düşüncelerimle ortaya koymaya çalıştım. Romanın nasıl yazılacağı konusunda teknik açıdan gerekli olan bilgilerden yoksundum. O teknik bilgileri de internet denizinde kulaç atarken buldum. Okuduğum zaman çok uzağında olmadığımı anladım. Ana karakterlerimi yarattım. Onlarla birlikte kurgumu da yarattım. Çok kolay olmadı. Yer ve zaman konusunda da kurgudan yola çıkarak çözümler buldum. Bir sayfadan öteye yazmayan biriydim. Romanımı yazım sürecinde günde on iki sayfa yazacak duruma geldim. Beş ay içinde ilk romanımı bitirdim. Adını da "Şans ve Dans" koydum. Her yazacağım gün, kendi yarattığım dünyanın içine girdim. Romanım bittiğin de elime bir baskısını hazırlayıp aldığımda ise uzakta olan sevgiliye kavuştuğumu hissettim. O gün yaşadığım sevincin nasıl bir şey olduğunu halen anlatamam. 230 sayfayı yazarken yaşadıklarım ise çok güzeldi. Bir gün yayınlanır mı bilemem. Çok param olursa yayınlayacağı mı biliyorum. Başka türlü yayınlanacağını da sanmıyorum. İkinci romanımı da yazacağım. İlk romanımdan kendime göre öğrendiklerimin faydasını göreceğime inanıyorum. Ne zaman başlarım. Onu bilemem ama çok yakınlarda başlayacağımı hissediyorum. Karın doyurmuyor diyorlar. Biliyorum. Ama yazarken neler hissettiğimi de herkesin anlayacağını sanmıyorum. Karın doyurmayacak diyorlar. Biliyorum. Öldüğüm de geride bir tek yazılarım, yazacaklarım, ilk romanım ve yazacağım romanlarım kalacak.. Bunu da bir tek ben biliyorum. Karnımı doyurmayacak olsa da bir tek ben... Öyle işte Günlük.. Bugün günlerden Çavalye günü.. Yaşam denizinden çıkardıklarımı topluyorum.. Başka da bir şey değil.. Not: Elinden tuttuğumu ve bırakmayacağımı bil günlük. Her gün olmasa da seni unutacağımı sanma.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Oğuz Tepe, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |