Özyaşamöyküsü başka insanlarla ilgili gerçekleri anlatmak için eşsiz bir araç. -Philip Guedella |
|
||||||||||
|
Renklerin aşığıydı. Sevdiği iki renk yan yana geldiğinde aşkın yanına tutku da eklendi. Yaşamında çok şey elinden kaçmıştı. Tuttuğu tek şey takımı oldu. Aşkı ve tutkusu içinde büyümeye devam ederken, içindeki bir istek de büyümeye devam etti. Kendisi dışında gördüğü herkesin de tuttuğu takımını tutacak olmasıydı. Tuttuğu takımın ucundan tutacak yeni birisini elde etmek, rakip takıma üstünlük sağlamak demekti. Yıllar değişimleri yanında getirdi. Değişmeyen tek şeyse oyunun kurallaydı. Kuralları hiçe saymayı seviyordu. Oyunun kurallarını hiçe saydıkça, kendisine içinden sayanlar olduğunu bilmiyordu. Değişimlerden kendi de payına düşeni aldı. Aşkında ve tutkusunda aşırılılıklar yaşamaya başladı. İlaçların aşırı dozları gibi oldu. Tehlikeli olmaya başladı. Doğduğu zaman seçme şansı yoktu. Büyümeye başladı. Kendi başına kararlar alacak kıvama geliverdi. Bu kıvamdayken güzel lezzetler tattıracağını biliyordu. Nedense bunu istemedi. Dilin tadını damakta bırakmadı. Etkilenmeye başladı. Yaprak etkisindeydi. Hafif rüzgârların esiri oldu. Etkilendikçe, etkilemeye çalışmaya başladı. Oysa doğarken seçme şansı yoktu. Bunu unuttukça, etkilemeye çalıştıklarının yaşantılarına saygısızlık yapmaya başladı. Saygısızlığın dozunu arttırdıkça da etkilendiği kutsal değerlerine ihanet etmeye başladı. İhanet sessiz olduğundan kapalı olan gözlerine, kulaklarını da ekleyiverdi. - Yapacağız… - Edeceğiz…. Alkış seslerini duyan kulakları, iki kelimeye de yıllardır alışıktı. Yapılanlar yapıldı. Edilenler edildi. Bir tek sorun vardı. Yapanların ve edenlerin çaplarının çok dışında kaldı. Etkileniyor ama etki alanına girip dokunamıyordu. Uzaktan sevmenin bir anlamı da budur, herhalde diyerek mırıldandı. Olsun derken içinden, olanlar olmuştu. Kendisinden istenileni yerine getirirse bir gün karşılığını alacağını biliyordu. O bir günün de Şubat ayının yirmi dokuzu olmaması için dua edip duruyordu. Dört senede bir, ufak çapta halini hatırını soranlardan memnundu. Soranlar alacağı cevap yerine, geleceğini istiyorlardı. Ve ucuz şekilde de alıyorlardı. Giderken de kendisine, sadece gözleriyle bakıyorlardı. - Yoksullukların, işsizliklerin, düzensizliklerin ve adaletsizliklerin haber edilmeyeceğinin garantisini verdiğimiz, Tozpembe Televizyon kanalından iyi günler dileriz. Bizden ayrılmayın. Karalar bağlamayın. Oyunda ebeyim. Körebe olduğumu sananların, oyun mızıkçısıyım.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Oğuz Tepe, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |