Ben bir öğretmen değil, bir uyandırıcıyım. -Robert Frost |
|
||||||||||
|
Sarsılıverdi. İmgelerinin yıkıldığını anladı. Canının acımasını önemsemedi. Acınacak olanın da kendisi olmadığını biliyordu. Düştüğü yerden, gücü çoğalarak kalktı. Gözyaşlarını sildi. Ürkek halde olmayı kendine yakıştırmadı. Yaşantısını sağlam temeller üzerine kurduğunu zannediyordu. Yanıldığını anladığında açıkçası şaşırmadı. Ne zamandır bekliyordu. Kuruntu yapmak istemiyordu. Aldırış etmiyordu. Olasılık hesaplarında yıkıcı olacağı yoktu. Ellerinin titremesini fark etti. Sinirlenmemesi gerekiyordu. Aldığı önlemler aklından geçiyordu. Yaşantısını zorlaştırmayacak aksine kolaylaştıracak ne varsa yaptığını sanmıştı. Alttan almak istiyordu. Alttan almanın onun için kolaylık olacağını söyleyenler vardı. Güvende olacağı söylenmişti. Kendisinin istediği şeyler fazla değildi. Başını sokup oturacağı sıcak bir yuva istiyordu. Zorluklara göğüs germesinin, doğasında olduğunun farkındaydı. Etrafına bakınmaya devam etti. Ayaklarının etrafında cam kırıkları vardı. Kırılan şeyin yerine bir daha olmayacağını biliyordu. Sığınak bulmalıydı. Dört bir tarafında anlayış duvarları olan bir sığınak.. Olduğu yerden ilerlemeye başladı. Yüreğindeki korku azalmıştı. Sakinleşmişti. Geriye bir tek düş kırıklığı kalmıştı. Birden kendisini yere atan güç aklına düştü. Sinsice gelen ve yıkan gücü düşündü. Gücün gösterisi olur muydu? Olsa bile, güçsüz olana gösteri yapılır mıydı? Bunun akla gelir açıklamasını bulamadı. Güç gösterilecekse eşit şartlarda olması gerektiğini içinde yineleyip durdu. -Öyle ya, olacaksa şartlar eşit olmalıydı. Diye içinden tekrarladı durdu. Güneş ışığını gördüğü kapıya doğru ilerledi. Kapıya yaklaştı ve dışarı çıktı. Bundan sonra tek başına ayakları üzerinde duracaktı. Buna karar vermişti. Her şeyi anlayabilir, düşünebilir ve hatta kabul edebilirdi. Fakat güçsüze karşı güç göstermeyi kabul edemezdi. Hele ki gücünün şiddetini, egolarını tatmin için kullananları affetmeyecekti. Sokağın sonuna doğru yürürken, aklındaki tek soruya yanıt arıyordu. -Sahi, kaç şiddetindeydi? En şiddetlisi de olsa bu erkeklik miydi? Eğlence sirkinin çadırıyım. Ağlanacak halleriyle övünen palyaçolara gülüyorum.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Oğuz Tepe, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |