..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Dengeli bir rejimde yemeğin yeri çok önemli. -Fran Lebowitz
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > Adsız




5 Mart 2010
Başlık Yok...  
Adsız
Dışarı çıkıp bu soğukta biraz yürümenin bir faydası olur belki diye düşünüyorum. Ama gece saat 01.30 cesaretim var mı? Hayır! Tabii ki hayır, çıkmam imkânsız.


:AHJE:


Ne zor şeydir yazmak. Duyguları, kelimelere yazarak dökmek meğer ne zormuş.

Anlatmak istediğim çok şey var ama olmuyor işte. “Dur ben yazayım” denilince de yazılmıyor ki. “Hissettiğin halde yazamıyorsun işte beceriksiz” dedim kendime “boş ver kalk hadi kendini zorlamanın bir anlamı yok"

... Kolayca okunabilen bir şiirin kolayca yazıldığını mı sanıyorsunuz ?.. Demiş Orhan Veli

Evet, hiç kolay değil. Kolayca okunan bir yazıda hiç kolay yazılmıyor. Elbet. "Seviyorum" ya da “Sevmiyorum” demek bunu dile getirmek yazabilmek içinden geldiği gibi, zor, çok zor...


Bir kardeşimiz “gökkuşağını sevmiyorum” demişti. Yağmurdan sonra çıkmasını beklediğimiz, çok nadir görebildiğimiz bu renk yumağının altından geçme isteği duymadan “sevmiyorum” demek ve bunu yazmak ne zor...


Siz bir yazının kolay yazıldığını mı sanıyorsunuz? Yazılmıyor işte. Şu an ben yazamıyorum mesela.

Bir sigara yakıp dumanı içime çekerek aynı hızla havaya üflemenin de hiçbir faydası olmuyor. Bu zıkkıma da alışamadım hala.

Kalem kilitlendi, ben kilitlendim. Yok! Olmuyor yazamıyorum.

Dışarı çıkıp bu soğukta biraz yürümenin bir faydası olur belki diye düşünüyorum. Ama gece saat 01.30 cesaretim var mı? Hayır! Tabii ki hayır, çıkmam imkânsız.

Yeni bir yılın ilk gecesi parktan insanların coşku dolu sesleri geliyor. Az önce havai fişek gösterisi vardı. Çıkıp bakmak bile içimden gelmedi. Bir yıl bitiyor diye yapılan eğlenceleri kendimi bildim bileli anlamam. Neden bu kadar coşku, bu eğlencenin manasını da anlamış değilim. Ama eğlenmesini bilene her zaman saygı duymuşumdur. Ne fark eder ki bir coşkuya ortak olmak için illaki bir bahane mi olmalı? Bir yılbaşı gecesi bir doğum günü, bir bayram, bir kutlama anı…. ne fark eder eğlenebildikten sonra….

Yağmur yağsa keşke balkondan yağmurun yağışını izlerdim biraz. Sonra insanların koşuşmalarını izlerdim zevkle.

Kaçımız yağmur bardaktan boşanırcasına yağdığı zaman şemsiyesini kapatıp ıslanmayı göze aldı.

Yağmur damlasını düşünüyorum. Kim bilir kaç bin metreden kaç km hızla düşüyor?

Normalde düşünüldüğü zaman bir damlanın düştüğü yeri tahrip etmesi gerekir. Başımıza düştüğü zaman beynimizi delmesi gerek öyle değil mi? Ama hiç zarar vermiyor işte rahmet dedikleri bu olsa gerek.

Mesela kar yağarken de aynı şeyler geçerli. Hiç düşündünüz mü? Bir kar tanesi yere düşünceye kadar diğer tanelerle bir araya gelerek bir kartopu yumağı halinde düşmesi gerekiyor öyle değil mi? Ama tane tane iniyor. Vardır bir hikmeti diye düşünmeden edemiyorum.

Aslına bakarsanız ne çok şey var elimizde. Avucumuzu açıp baktığımızda ne çok şey var görebileceğimiz.

Ama farkında değiliz insan olarak hiçbir şeyin hiçbir şekilde farkında değiliz.

Tek bildiğimiz tüketmek. Sevgileri, dostlukları, aşkları hemen tüketmek havasındayız.

Sadece bekliyoruz. ve sadece almayı biliyoruz. “peki, sen ne verdin” diye sorabilsek kendimize, yok canım ne gerek var ki. Şimdi bu soruyu kendine sor, cevap ara offf ne uzun iş.

İnsanoğlu çok bencil bir yaratık. Her istediğimizin hemen gerçekleşmesini istiyoruz. Bıkmadan sürekli yeni bir şeyler istiyoruz. İsteklerimiz gerçekleşmedi mi hemen isyan ve umutsuzluk başlıyor. Neden peki?

Çünkü biz bu dünyaya keyif çatmaya geldik keyfimiz mutlaka yerinde olmalı.

“hadi canım nerede o bolluk” demek istiyorum kendime.

Diyemiyorum tabii, yazamıyorum ki diyebileyim.

Yazamıyorum bir türlü.......



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Gülüşün Aklımda Saklı Kaldı
Seni Hep Çok Çok Seveceğim...
Yalnız Kalmak İstiyorum
Konuşma Vaktim Gelmiş Hemen Yetişmeliyim
Sevgili Leyla
Bir Şeyin Yerine Diğerini Koy (Ama) Mak
Kış Mevsimimide Sen Anlat Bana
Seni Yine Hep Çok Çok Seveceğim
Kozada Bir Kelebek
Annem

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kelimeler Biriktirdim Sana İlmek İlmek D/okuman İçin
Ne Bilmek İstersin Ey Yar?
Hayalden Hilale
Aşkta Yarın Kimin Umurunda
Sevgili Günlük
Sinemde Bir Yaradır (Bu Şehir)
Sevgili Günlük
Küçük Not Büyük Hayal
Sevgili Günlük

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Seni Düşünürken [Şiir]
Aslında Ağlamayacaktım [Şiir]
Yanılıyor Muyum? [Şiir]
[Şiir]
Sessizce Veda Son Bölüm [Öykü]
Sessizce Veda 8. Bölüm [Öykü]
Sessizce Veda 7. Bölüm [Öykü]
Sevgilicilik Oyunu [Öykü]
Sessizce Veda 6. Bölüm [Öykü]
Sessizce Veda 3. Bölüm [Öykü]


Adsız kimdir?

Hiç bir özelliği olmayan, sıradan biriyim.

Etkilendiği Yazarlar:
Emile Zola, Beethoven, Mina Urgan, Necip Fazıl


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Adsız, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.