İnsandaki gerçek güzelliği ancak yaşlandıkça görebilirsiniz. -Anouk Aimee |
|
||||||||||
|
Müslüman Araplar bu üç Şeytanın göründüğü yerlere üç büyük dikilitaş dikmişlerdir. Akabe Cemresi, Orta Cemre ve Küçük Cemre denilen bu dikilitaşlar veya putlar İranlı ilahiyatçı Dr. Ali Şeriati’ye göre (1933-1977) Üçlemenin [Teslis] sembolleri olup, birinci put [cemrei ulâ], ikinci put [cemrei vustâ], üçüncü put [cemrei ukbâ] dır. (Kaynak: www.sevdeislam.com sitesi). Öyleyse, Hristiyanlık'taki “Tanrısal Üçlük”e karşılık Müslümanlıkta da bir “Şeytani Üçlük” inancı olduğu ve üç tanrı/tek şeytan ile tek tanrı/üç şeytan inancının asimetrik bir denklem oluşturduğu sonucuna varabiliriz. Prof. Süleyman Ateş'e göre bunlar üç ayrı şeytan olmayıp tek bir şeytanın üç değişik görünümüdür. Kilise öğretisine göre de Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'tan meydana gelen "Tanrısal Üçlük" üç ayrı tanrı olmayıp tek bir tanrının üç değişik görünümüdür. Şeytan taşlama mitolojik bir Arap-Sami geleneğidir, İslam’a da geçmiştir. Cahiliye döneminden kalmadır. Şeytan taşlama sırasında “bismillah allahü ekber” diye bağrışarak her üç şeytana yedişer taş atılır. İnanca göre bu taşların büyük için ceviz, ortanca için fındık, küçük için leblebi boyutlarında olması gerekirmiş. Tabi İbrahim peygamber her seferinde ayrı ayrı irili ufaklı taşlar topladı mı emin değiliz ama taş atarak kedi, köpek, kuş kovalanır da Şeytan nasıl kovalanır? Buna rağmen, Kuran’da Şeytan veya İblis’in “taşlanmış” olduğu belirtilir: “Ey İblis (...) Çık buradan dedi, şüphe yok ki taşlanmış, kovulmuşsun sen.” (Hicr Suresi: 34) "Kur'ân okuyacağın vakit Allah'a sığın taşlanmış Şeytan'dan." (Nahl Suresi: 98) 2 YILDIZLAR VE METEORLAR Öte yandan, Mülk ve Hicr surelerinde gökteki "kandillerin" şeytanları taşlamak için konduğu belirtilir: “Andolsun biz, en yakın göğü kandillerle donattık ve onları, şeytanlar için taşlamalar yaptık. (...); Andolsun biz, gökte birtakım burçlar yarattık ve bakanlar için onu süsledik. Ve göğü taşlanan bütün şeytanlardan koruduk.” (Mülk Suresi: 5; Hicr Suresi: 16-17) Göğü donatan “kandiller” yani “yıldızlar” şeytanları taşlamak için konuldu ise bu durumda dağ tepelerine çıkıp şeytan taşlamaya gerek var mı? Prof. Süleyman Ateş bu ayetleri yorumlarken tanrısal bilgileri (gayb) 3 çalmak için göğe çıkan şeytanların "meteor taşlarıyla" recm edildiğini ve bundan dolayı gayb haberlerini çalamadıklarını ileri sürer: “Haber çalmak için göğe çıkan cinler meteor taşlarıyla, ışınlarla karşılaştılar. Artık bu göğü delip ötesine geçmeyi, gayb haberlerini çalmayı başaramadılar” 4 Bu yorum bana pek doğru gelmiyor. Bir kere herşeyden önce Kuran'da "şeytanlar"dan söz ediyor ama Prof Ateş bunlardan "cinler" olarak söz etmiş. İkincisi gök "delinebilir" mi ? Banka duvarı deler gibi göğü delip de şeytanlar göksel haberleri mi çalacaklarmış? Peki nerede duruyormuş bu gayb haberleri? Kasada mı? Buradaki "delmek" eyleminin simgesel/soyut bir anlamı olması da uzak bir olasılık. Çünkü eğer öyle olsaydı o zaman şeytanları taşlamak için "somut" meteor taşlarına ne gerek var? Araplar göğün yedi katlı bir kubbe olduğuna ve yıldızların "en yakın gök"te durduklarına inanırlardı. Prof Süleyman Ateş'in buna inandığına pek ihtimal vermiyorum ama, kendisi en yakın yıldızın ne kadar uzakta olduğunu biliyor mu acaba? Hadi biliyor diyelim, peki Allah’ın meteor taşlarıyla recm yapmasına ne demeli? İnsanlara yıldırım yollayan Roma tanrısı Jüpiter ile Allah arasında ne fark var? Biri insanlara yıldırım yolluyor, öteki şeytanlara göktaşı fırlatıyor. Tüm bunlara mitoloji desek bile yine de anlatımda bir tutarlılık olmalı. İnsanlar yıldırımdan etkilenir, ama cinler ve şeytanlar ruhsal varlıklar değiller mi? O halde meteor taşlarından nasıl etkilenirler? Sonra "meteor" başka, "yıldız" başkadır. Kuran’da “kandiller” ile kastedilen meteor taşları değil yıldızlardır. Yıldızlar milyonlarca ışık yılı uzaktadır, güneş gibi ışık saçarlar. Oysa meteor taşları ışık saçmaz, dünya atmosferine girdikleri an yanmaya başlarlar. Yıldız kaydı diye zannedilenler göktaşlarıdır. Muhammet'ten yüzyıllarca önce yaşamış Yunan filozof ve astronomları "göktaşı" ile "yıldız" arasındaki farkı çok net bir şekilde biliyorlardı. Fakat bu bilgi bazılarına ulaşamamış anlaşılan. ŞEYTAN VE ŞEYTANLAR Cinler ve şeytanlar İslam teolojisinde eşanlamlı gibi görünseler de bu varlıkların birbirinden farklı yapılarda olduğu görülmektedir. Müslümanlıkta hem Şeytan, hem de Şeytanların olduğunu gösteren bazı ayetler aşağıda verilmektedir: “Gerçekten de malını boş yere saçıp savuranlar, Şeytanlara kardeş olurlar ve Şeytan, Rabbine karşı nankördür.” (İsra Suresi: 27) “Ey Âdemoğulları, Şeytan, ananızı, babanızı cennetten çıkardığı ve avret yerlerini onlara göstermek için büründükleri elbiseyi sıyırıp üstlerinden attığı gibi sakın sizi de bir derde uğratmasın. O ve ona mensup olanlar, sizin göremeyeceğiniz yerlerden görür, kollar sizi. Şüphe yok ki biz Şeytanları inanmayanlara dost ettik.” Araf Suresi: 27) “Onlar iman edenlere rastladıkları zaman: "İnandık" derler. Fakat Şeytanlarıyla yalnız kaldıkları zaman: "Biz, sizinle beraberiz, biz sadece (onlarla) alay ediyoruz." derler.” (Bakara Suresi : 14) “Ve Süleyman'a kasırga gibi esen rüzgârı râm ettik, emriyle, kutladığımız yere esip giderdi ve biz her şeyi biliriz. Ve Şeytanlardan, onun için denize dalıp ona mücevherat çıkaranlar ve bundan başka daha ayrı işler yapanlar da vardı ve biz de onları korurduk.” (EnbiyaSuresi : 81- 82) CİN NE, ŞEYTAN NE? Şeytan ve şeytanların hepsi kötüdür. Oysa, cinlerin hepsi kötü değildir: "iyi cinler" Müslüman olur, Kuran’ı beğeniyle dinler, "kötü cinler" veya "cin şeytanları" da insanları aldatırlar. “Huddam” (hizmetçi) denilen iyi cinler “cinci hocalar” ile birlikte çalışarak hastalıkları iyileştirir, büyüleri çözerler, kötülükleri kovarlar. Cinler "kaynayan ateşten" yaratılmış olup (Rahman Suresi: 15 “Ve cinleri, coşup kaynayan ateşten yarattı.”) insanlar gibi mümin ve münafık olanları vardır. Cinlerin en kötü ve korkunç olanları ifritlerdir (Neml Suresi: l39 “Cinlerden bir ifrit, sen yerinden kalkmadan dedi, ben onu sana getiririm ve şüphe yok ki ben, elbette güvenilecek bir kuvvete sâhibim.”) Şeytan ise "öldürücü bir harareti olan ateşten" yaratılmıştır. (Hicr Suresi: 26-27 “Andolsun ki biz Âdem'i, kuru, kokmuş, şekil ve sûret verilmiş balçıktan yarattık. Şeytanı ise daha önce, öldürücü bir harâreti olan ateşten yarattık.”) Üstelik, Cin Suresinden anlaşıldığı üzere, cinler Kuran’ı duyabildikleri ve Muhammet'in yanına gelip coşkuyla dinleyebildikleri halde şeytanlara böyle bir hak tanınmamıştır. Muhammet, Kuran’ı şeytanların indirmediğini ve onların vahyi duyamayacaklarını belirtir: “Ve onu Şeytanlar indirmedi. Ve bu, onlara yakışmadığı gibi buna güçleri de yetmez. Şüphe yok ki onlar, vahyi duymaktan uzaklaştırılmışlardır.” (Şuara Suresi 210-212) YAHUDİ-HRİSTİYAN TEOLOJİSİNDE ŞEYTAN Yahudi-Hristiyan teolojisinde Şeytan, Tanrı gibi olmak istediği için ve insanları da bu yola yönlendirdiği için kötü, isyankar ve lanetli sayılır. Tevrat'ta Şeytan Adem ve Havva'ya şöyle der: "...o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız." (Tevrat, Yaratılış 3: 5) İncil'de, İblis, İsa'nın kendisine secde etmesini ister; dünyanın tüm ülkelerinin kendisine teslim edilmiş olduğunu ve dilediği kişiye onları vereceğini söyler: "Sonra İblis İsa'yı yükseklere çıkararak bir anda Ona dünyanın bütün ülkelerini gösterdi. Ona, «Tüm egemenlik ve görkemleriyle bunları sana vereceğim» dedi. «Bunlar bana teslim edildi, ben de dilediğim kişiye veririm. Bana taparsan, hepsi senin olacak.»" (İncil, Luka 4: 5-7) "İblis aynı şekilde İsa'yı çok yüksek bir dağa çıkarıp Ona tüm görkemleriyle dünyanın bütün ülkelerini gösterdi. «Yere kapanıp bana taparsan, bütün bunları sana vereceğim» dedi." (İncil, Matta 4: 8-9) Buna karşın İsa, dünya ülkelerinin İblis'e teslim edilmiş olduğunu yalanlamaz, sadece ona tapmayı reddeder: "İsa ona şu karşılığı verdi: «`Tanrın olan Rabbe tap, yalnız Ona kulluk et' diye yazılmıştır.»" (Luka 4:8). "İsa ona şöyle karşılık verdi: «Çekil git, Şeytan! `Tanrın olan Rabbe tap, yalnız Ona kulluk et' diye yazılmıştır.» (Matta 4:10) Buradan hareketle bir çok Hristiyan dinbilimci dünyanın reisinin Şeytan olduğunu ve dünyanın Şeytan'ın egemenliğinde olduğunu savunurlar. DİPNOTLAR 1) Cemre: Şeytanın göründüğü yerlere dikilen sütunlara verilen isim. 2) Aksi belirtilmedikçe Kuran'dan yapılan alıntılarda Abdülbaki Gölpınarlı'nın Türkçe çevirisi temel alınmıştır. 3) Gayb, gaip: Bilinmeyen görünmez alem 4) Kuranı Kerimin Yüce Meali, Prof. Dr. Süleyman Ateş, Yeni Ufuklar Neşriyat, s: 381, 2 no.lu dipnot
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hulki Can, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |