Umutlarım her zaman gerçekleşmiyor, ama yine de her zaman umuyorum. -Ovid |
|
||||||||||
|
Bu kapı gönüldendir. Giriş ve çıkış ancak kalpten geçer. Eğer gönlün kapısı nazikçe, edebine uygun, cesaretle çalınırsa kapının açılması kolaylaşır ve misafirlikten ev sahibi konumuna geçilebilir. Yok, eğer darbelerle zorlanırsa gönül hırpalanır ve oraya misafir olarak girmek bile mümkün olmaz. Bu kapıdan geçmek kadar orada belli bir dönem ya da her daim kalmak da önemlidir. Yunus Emre der ki; Gönül çalabın (ilah, tanrı) tahtı Çalap gönüle baktı İki cihan bedbahtı Her kim gönül yıkar ise. … Aşk iki boyutludur; birincisi insani (nefsi), ikincisi Rabbani (ruhani). İkincisinin yolu çoğu zaman birincisinden geçmektedir. Tıpkı Kays (Mecnun) gibi… İnsani olan, insanidir; kontrol edilebilir gözükse de gayri ihtiyari bir seyr izler. Bu sebepten yadsınamaz, yadırganamaz, ayıplanamaz. Bu dönemi hayırlı değerlendirenler, hayırlı kapıyı aralayarak hayra ererler ve yine Yunus’un dediği gibi: Aşkın âşıklar öldürür Aşk denizine daldırır Tecelli ile doldurur Bana seni gerek seni … İnsani olan bir yönüyle rahmanidir. Şöyle ki, Hz. Adem (a.s.) bir idi. Mutlak bir olan Allah (c.c.) onu Havva validemizle ikiledi ve bu ikilikten birlik teşekkül etti. Bu birlikten de insani olandan rahmani olana bir aşk seyri oluştu. Dünyanın nizamında insani olan birlikten doğan bir denge ve kuvvet vardır. Nesebin sıhhati, toplumun sıhhatinin sebebidir. Aile saadetindeki aşk, mutluluk ve huzur atmosferini kuvvetlendirmektedir. İnsani olan aşk bu yönüyle de Rahmani bir iklim sunar. … Rahmani olana gelince; Onu anlatmaya kelimelerimiz kifayet etmez. O ancak yaşanılır, anlatılmaz. Biz de ancak yaşayanların yansımasını aktarabiliriz. Onu yaşayanların pirlerinden Yunus Emre rahmani olanın tarifini sunmakta: Severim ben seni candan içeri Yolum vardır bu erkândan içeri Beni bende deme bende değilim Bir ben vardır bende benden içeri. … Benden içeri bir benin tam karşılığı olan Rahmani aşka Mevlâna’ca bir yorum: “Aşksız olma ki, ölü olmayasın Aşk ile öl ki, diri kalasın...” … İbrahim (a.s.) için “serin olan ateşte” aşkın muhabbeti hâsıldır. Musa’ya (a.s.) Kızıldeniz’de aşkın yolu açılmıştır. Ebu Bekir (r.a.)’in sadakatinde ve dostluğunda aşk, Mevlana’nın raksa semasında aşk iksiri mevcuttur. Yunus’un Tabduk’a taşıdığı odunların intizamında aşk vardır. Kays’ın Leyla’da eriyip turap olmasından sonra Mecnun olmasında, aşkın payı külçelerle ölçülemeyecek ağırlıktadır. … Yunus: Aşkın odu ciğerimi Yaka geldi yaka gider Garip başım bu sevdayı Çeke geldi çeke gider … Aşka dair son söz yine Yunus’tan: Dağa düşer kül eyler Gönüllere yol eyler Sultanları kul eyler Hikmetli nesnedir aşk … Selam ve muhabbetle.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Adem KALINSAZ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |