Yalnızca hava, ışık ve arkadaşın varsa hiç üzülme. -Goethe |
|
||||||||||
|
Öncelikle “Fransız” isminin kaynağından başlayalım. Tahmin edileceği üzere Keltler ve Druidler tarafından kurulan FRANİA imparatorluğu, Doğudan yapılan barbar saldırıları ve Batıdan esen sert lodosa daha fazla dayanamayıp çook eski bir tarihte ikiye bölünmüştür. Ayrıca o dönemde taraftar bulan “hepimizin basit bakterilerden evrimleştiği, bu nedenle bölünerek çoğalmamız gerektiği” şeklindeki fikir akımı da buna zemin hazırlamıştır. Aynen “bağımsızlık” düşüncesinin Osmanlı’nın sonunu hazırlaması gibi… Batıda kalan Druidler imparatorluklarına FRANLILAR adını koymuşlardır. Bu ismi koyarak yapmak istedikleri; eskiden var olan FRANİA`dan olduklarını belirtmekti. Yani amaçları geçmişlerine atıfta bulunmaktı. Ama doğuda kalan Keltler bunu yanlış anladılar ve "Onlar Franlıysa biz Fransız olmalıyız!" diye düşünüp isimlerini FRANSIZLAR olarak seçtiler. Geleceğe Dönüş filmlerindeki gibi gel zaman git zaman Fransızlar güçlendiler. Çünkü onlara saldıran barbarlardan birçok teknolojiyi kapmışlar medeniyet öğrenmişlerdi. Tuvalet adabını, adab-ı muhaşeret kaidelerini, "muhaşeret" kelimesinde "h" harfi olmadığını vs... Tabi bu durum toplumsal bir çalkalanmaya da neden olmuştu. Zira toplumun büyük kesimi, medeniyet ve teknoloji konusunda bu denli şey öğrendikleri kişilere "barbar" demenin "barbar" kelimesine haksızlık olduğu yolunda görüşü savunuyordu. Hatta bu kesim, 685 yılındaki barbar saldırılarında ölmeseydi; siyaset bilimciler, tarihçiler, toplum-bilimci ve tüm entelektüeller muhtemelen bugün "oryantalist bakış" şeklinde bir kavramla uğraşmak zorunda kalmayacaklardı. Batıdaki Franlılar (yani Frania kökenliler) okyanus kıyısında yaşadıkları için maruz kaldıkları lodos ve köpekbalığı saldırıları nedeniyle siyasi ve kültürel olarak gerilediler. Dalga ve rüzgâr sörfü için uygun kıyıları olsa da, köpekbalığı saldırılarından çekindikleri için 705 yılında, tası tarağı toplayıp Amerika`ya doğru yola çıktılar. Yani aslında Amerika`ya ulaşan ve orayı Hindistan sanan ilk Avrupalılar Druidler di. Yanlarında getirdikleri taslar ve sayısız tarağı kullanarak, yerlilerle ticaret yapan Druidler kısa sürede zengin oldular. İşin ilginç tarafı, bugün Kızılderili dediğimiz yerlilerin, Buffaloları kutsal kabul etmesi ve bir nevi tapması sonucunda, buranın yeni bir kıta olduğunun ve Hindistan olmadığının anlaşılmasından sonra bile “Hintlilerin ineklere taptığı” şeklindeki görüşün değişmemesi ve zamanla Hintlilerin de bu fikre alışması olmuştur. Bu kısa tarihsel açıklamadan sonra esas konumuza dönelim isterseniz. Fransızlar (yani Keltler) Druidlerden boşalan yere kendileri yerleşti ve daha da güçlendiler. Ayrıca Barbarlarla da arkadaş oldular. Hatta Avrupalıları ve Barbarları tek çatı altında toplayıp, çatıdan tasarruf -ki İngilizler tasarroof der- etmek için bugünkü Avrupa Birliğine benzer bir yapılanma içine girdiler. Elbette ki işleri zordu. Zira dil birliği gerekiyordu. Çünkü kültürün ve tüm düşünsel çıktıların kaynağı olan dil farklı olursa, kurulan birliğin sadece adı birlik olacaktır. Bu nedenle, ilk olarak alfabeler konusunda bir çalışmaya girildi. Bu arada belirtmek gerekir ki Barbar alfabesi 29 harf ve 8 adet tanımlanamayan tuhaf sesten oluşuyordu. İlk ve son tartışma konusu "Ö" harfi ile ilgili olmuştur. Barbar ve Kelt (yani Fransız) temsilcilerden oluşan Avrupa Birliği Alfabe Tespit Komisyonu toplantısına katılan Barbar Temsilci sıra "Ö" harfine geldiğinde söz almış ve şu tarihi konuşmayı yapmıştır: - Öargh! Pardon, boğazıma tatarcık kaçtı da... Bu Tatar yavruları çok lezzetli ama yerken dikkatli olmak gerekiyor. Neyse. Konuyu dağıtmayayım. Bildiğiniz gibi alfabemizin en önemli harflerinden biri olan "ö" ye sıra geldi. Bazılarınızın bu harfi kaldırmak istediğinizi biliyorum. Ama Fransızların da bu harfi kullandığı bir gerçek... Mesela "LÖ KEDİ", "Lö Vabo", "Lö Semi" ya da "Lö Kan Kanseri" derken ağzınızdan "Ö" harfi çıkıyor ama alfabenizde maalesef bu harf yok. Dolayısıyla bu harfin kaldırılması bir yana ortak alfabemize eklenmesi gerekiyor. Teşekkür ederim." İşte bu konuşma sonrasında çıkan tartışmanın ardından, önce ortak alfabe yaratma, ardından da diğer tüm ortaklık projeleri suya düşmüştür. Barbarlar ve öbürleri (Keltler ya da Fransızlar) tekrar savaşmaya başlamışlardır. Sonuç olarak, konuşmalarında "ö" harfini kullanmak konusunda zorluk yaşamayan bu aptallar (Fransız, Kelt ya da Öbürleri olarak da bilinirler) Barbarlara duydukları öfke nedeniyle, günümüzde bile harfi tek başına telaffuz etmemekte ve alfabelerine de sokmamaktadırlar. Yani aslında yaşadıkları "Ö"deme güçlü olgusunun ardında, eski düşmanlarına duydukları öfke vardır. Umarız bir gün bunun anlamsızlığını anlarlar ve olgun davranıp "Ö" harfini kabullenirler. Özellikle de Türkiye`nin (former Barbarians) Avrupa Birliğine girdikten sonra yapacağı ilk iş bu olmalı. Atalarımızın yarım bıraktığını bitirmek boynumuzun borcu. Ödemezsek boynumuza haciz gelir ve soluk borusu, nefes borusu, atar damar vb. ne varsa kaybederiz ona göre... THE END
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © ömer kırat, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |