İnsan gülümsemeyle gözyaşı arasında gidip gelen bir sarkaçtır. -Byron |
|
||||||||||
|
Önyargılardan sıyrılmak istediğim bir gecedeyim.Yarın ruh halim değişebilir; bu anı kaçırmak istemedim. Özellikle belirtmek isterim ki amacım; saçma sapan davranan, hayatı boyunca bir kadının kalbine dokunmayı başaramamış, erkeklikle bencillik arasındaki farkı hiç algılayamamış, sevmenin kadın bedenini beğenmeyle eşdeğer olduğunu düşünen erkeklerin kir tutan ve sadece organ olarak görevini sürdüren kalplerini kaleme almak değildir.Bu tip erkekler yüreğimde de kalemimde de kategori dışıdır.Onları bilmem, tanımam ve anlamakta bana düşmez.Sözlerim; heyecanlanınca hızla, özleyince ağır ağır atan bir kalbe sahip özetle; kalbiyle beyni uyum içinde olan erkekler içindir. Aşk acısı çekmek ya da aşk acılarının konuşulduğu sohbetlerde payıma düşeni anlatmak işin farklı bir yönü. Kadın kadına birer fincan kahve eşliğinde uzun uzun sohbet etmenin zevki anlatılmaz ancak yaşanır. Her defasında konu bir şekilde ya unutamadığımız erkeklere ya da ilişkilerimize gelir. Geçmeyen sızıların dile geliş zamanında biz susarız, anılar konuşur.Tek başımızayken düşünmediğimiz ya da kendimize bile itiraf etmeye çekindiğimiz gerçekler su yüzüne çıkar dost sohbetlerinde. Ve hep aynı kapanış cümlesi : ‘ Her şey çok güzel olacak! Bir gün bizi anlayacaklar…’ Yaş kaç olursa olsun biz kadınlar hayal etmeyi seviyoruz işte.Mutlu ve sevilen bir kadın, kadını sevdiği için ondan daha mutlu olması beklenen bir adam…Sevilen bir kadın ve mutlu bir çift…İlişkide bu aşk düzeninin devamlılığı isteniyorsa erkeğin bazen kendini aşacak performansı göstermesi gerekir.Çünkü biz kadınların erkekten ilgi bekleme performansımız ne olursa olsun asla düşmez:) Peki, erkek kalbi de kırılır mı, ayrılık acısı çeker mi? Mesela, gece başını yastığa koyduğunda sevdiği kadının özlemine dayanamayıp ağlayan, dinlediği bir şarkının sözlerinde yüreği sızlayan erkek yok mudur? Okudukça satırlarına dokunmak istediğimiz yazıları hep kadınlar mı yazıyor sanki! Aşık erkeklerin kalpleri dile gelseydi onlara haksızlık ettiğimiz anları düşünüp pişmanlıkla kulaklarımızı kapatır mıydık acaba? Yani kalplerimiz diyorum kadın ve erkek kalpleri; yüzleşseydi ne olurdu…Belki de sulh olurdu…Ve belki de o zaman vazgeçmek yerine, birbirimizi anlayabilirdik.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © BİNNUR EDİSAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |