..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Bana ev hikayesinden söz açmayın. Artık benim oraya gideceğim yok!" Fuzuli, Leyla ile Mecnun
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > M.NİHAT MALKOÇ




6 Kasım 2007
Sessiz Yaşadı Sessiz Öldü İnönü  
M.NİHAT MALKOÇ
İnönü ailesinin son büyük ismi olan Erdal İnönü uzun ve dolu dolu bir ömür yaşadı. Fakat ömrünün son demleri hastalıklarla mücadele içinde geçti. ABD’de zorlu bir kanser tedavisi süreci geçirdi. Bir ara zatürreden muzdarip oldu. Tarihler 31 Ekim 2007’yi gösterdiğinde ABD’de, kan kanseri tedavisi gördüğü Houston kentinde hayata gözlerini kapadı. Tam 81 sene yaşamıştı son büyük İnönü… Belki babası kadar ses getiren işler yapmamıştı. Siyasette ‘ikinci adam’ mertebesine gelememişti ama insan olarak halkın gönlüne girmeyi başarmıştı. Sosyal demokrat zihniyette bir insandı. Fakat değerlerimize karşı aşırı uçlarda olmamıştı hiçbir zaman. Bu milletin parasıyla okuduğunu unutmamıştı. Milletine olan vefa borcunu ödemeye gayret etmişti. Halka hiçbir zaman caka satmamıştı.


:AHBG:
SESSİZ YAŞADI SESSİZ ÖLDÜ İNÖNÜ…

M.NİHAT MALKOÇ


     Bazı insanlar vardır ki şöhreti aileden gelir, bazı insanlar da dişiyle tırnağıyla bir yerlere yükselir. Geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz merhum Erdal İnönü’yü hangi sınıfa koymalıyız acaba? Bence o, bu iki sınıf insanın birleşimiydi. O, şöhretli bir aileden geliyordu, babası iyisiyle kötüsüyle Türkiye Cumhuriyeti tarihine damgasını vurmuş tarihî bir kişiydi. Böyle bir babanın oğlu olmak birçok sorumluluğu da beraberinde getiriyordu. Bu gibi insanlar, çerçevesi önceden çizilmiş bir hayatı yaşamaya mecburdular. Diğer insanlar gibi yaşamaları mümkün değil böyle köklü ailelerden gelen kişilerin. İsteseniz de istemeseniz de evvelden ana çizgileri belirlenen bu hayatı yaşamalısınız. Bu, aile çevresinden kaynaklanan toplumsal bir sorumluluk olarak da görülebilir. Bazı şeyler sizi de aşar bu çerçeve hayatta.

     Erdal İnönü, babasının isminin gölgesine sığınmadı hiçbir zaman. Beklenenin aksine aktif siyaseti değil, eğitimi ön planda düşündü. Onun içindir ki öncelikle çok iyi bir eğitim aldı. Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi’nden mezun oldu. Bununla yetinmeyip Amerika’da Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü’nde yüksek lisans ve doktora çalışması yaptı. Yurda döndüğünde mezun olduğu üniversitede asistanlığa başladı. Gayretli ve planlı çalışması onu profesörlüğe kadar yükseltti. ODTÜ’de rektörlük yaptı. Boğaziçi Üniversitesi’nde çalıştı. Siyasete hiç niyeti olmadığı halde yakın çevresi onu bu konuda zorladı, siyasetin içine soktu. 1983 yılında SODEP’in kurucu genel başkanı oldu. 1986 senesinde kendini İzmir milletvekili olarak mecliste buldu. Bundan sonra iki dönem daha meclis çatısı altında yer aldı. Dışişleri Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığı gibi mühim görevlerde bulundu.

     Çok sıra dışı bir bilim adamı ve siyasetçiydi Erdal İnönü… Çok güleç ve esprili bir insan olarak kaldı halkın hafızasında. Hakkında fıkralar uyduruldu, karikatüristlerin bitimsiz malzemesi oldu. Hepsine hoşgörüyle karşılık verdi. Yüzünden gülücükler hiç eksik olmazdı. Halkla iç içe yaşamaktan zevk alan, halktan bir insandı o... Bunun içindir ki Pembe Köşk’e kapanmadı hiçbir zaman. Siyaseti de çıkarları için kullanmadı. Zaten buna ihtiyacı da yoktu. Şöhretli ve zengin bir ailenin mirası üzerinde oturuyordu. Fakat o, gücünü babasının şöhretinden ve mirasından almıyordu. Bunlara ihtiyaç duymadan kendi ayakları üzerinde durmasını öğrenmiş, hayata kendi penceresinden bakmayı, yeni bir yol açıp oradan yürümeyi tercih etmişti. Bu, zor olan bir yaklaşımdı. Fakat bunu başarmıştı o…

     İnönü ailesinin son büyük ismi olan Erdal İnönü uzun ve dolu dolu bir ömür yaşadı. Fakat ömrünün son demleri hastalıklarla mücadele içinde geçti. ABD’de zorlu bir kanser tedavisi süreci geçirdi. Bir ara zatürreden muzdarip oldu. Tarihler 31 Ekim 2007’yi gösterdiğinde ABD’de, kan kanseri tedavisi gördüğü Houston kentinde hayata gözlerini kapadı. Tam 81 sene yaşamıştı son büyük İnönü… Belki babası kadar ses getiren işler yapmamıştı. Siyasette ‘ikinci adam’ mertebesine gelememişti ama insan olarak halkın gönlüne girmeyi başarmıştı. Sosyal demokrat zihniyette bir insandı. Fakat değerlerimize karşı aşırı uçlarda olmamıştı hiçbir zaman. Bu milletin parasıyla okuduğunu unutmamıştı. Milletine olan vefa borcunu ödemeye gayret etmişti. Halka hiçbir zaman caka satmamıştı.

     O şimdi İstanbul’da Zincirlikuyu Mezarlığı’nda, içinden çıktığı Pembe Köşk’e dair pembe düşler görüyordur. Ben hiçbir zaman Erdal İnönü’nün siyasî görüşlerini paylaşmadım. Fakat onun insanlık anlayışını, dik duruşunu, alçakgönüllülüğünü, tokluğunu hep takdir ettim. Onun içindir ki ona dair güzel şeyler söylemeyi borç olarak gördüm. Bu kadar büyük şöhret basmaklarını çıkan insanların alçakgönüllülüğü özenle taşıması her türlü takdire şayandır. Onun da her insan gibi hataları vardır muhakkak… Fakat kişilere kalın gözlükle bakıp onları bir kalemde silmek doğru bir bakış açısı değildir. Acaba bizler o insanların geldiği noktalara gelebilsek nasıl davranırdık? Bu konuda empati yapıp ondan sonra hüküm versek, bakışlarımız yumuşayacak ve güzelleşecektir. Bizler şöhretli Milli Şef’in oğlu olsaydık acaba onun kadar halka dönebilir miydik yüzümüzü? Onu bu yüzden bizden biri olarak görüyorum.

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Merhaba
Gönderen: Deniz Bilge / Ankara/Türkiye
12 Ocak 2008
Ne güzel yazmışsınız, gönlünüze sağlık.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ölümünün 16. Yılında Türkülerin Efendisi Erkan Ocaklı
Şehadetinin 29. Yılında Batı Trakya Türklerinin Yolbaşçısı: Dr. Sadık Ahmet ve Davası
15 Temmuz Gecesi Tankların Önünde Yatan Yiğitler Vardı
Futbolun Efendisi: Fatih Tekke
Köprübaşı Lisesi'nin Eğitim Çınarı: Recep Aydın
İçimde Ne Varsa Yazı Döktüm
30 Ağustos Zafer Bayramı
Ben de Yaşadım
Kirli Hava Kader Değil
Baharın Müjdecisi: "Nevruz Bayramı"

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
beklenen Nesil
Vahşet Çağının Vicdanı: Aliya İzzetbegoviç
Anadolu Âşığı Bir Gönül Adamı: Sabahattin Eyüboğlu
Şair Nurettin Özdemir'le Trabzon Lisesinde Bir Gün...
102. Sene - İ Devriyesinde 30 Ağustos Zafer Bayramı
Türkçenin Berrak Sularında…
dünden Bugüne Malazgirt Zaferi ve Edebiyatımızdaki Yeri
Vali Recep Yazıcıoğlu ve "Köprü"nün Hikâyesi
Çağ Kapayıp Çağ Açan Bir Fethin Hatırası: Ayasofya
Sizin Çocuğunuzun da Bir Pulsuz Dilekçesi Vardır

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Senin Olan Sana Gelir (Manzum Reçeteler - 1) [Şiir]
Sen Kurtuldun, Bizler Öldük [Şiir]
Ümmetin Yetimleri [Şiir]
Kıyameti Bekle Bir Gün! [Şiir]
…... Gecenin Kanat Sesleri…... [Şiir]
Derbeder [Şiir]
Sen Hep On Beş Yaşındasın! [Şiir]
Berceste Mısralar - 310 [Şiir]
Zihnimiz İşgal Altında [Şiir]
Kıyameti Bekle Bir Gün! [Şiir]


M.NİHAT MALKOÇ kimdir?

NİHAT MALKOÇ’UN BİYOGRAFİSİ Beş çocuklu bir ailenin en küçük ferdi olarak 1970 senesinin 1 Haziran’ında Trabzon’un Köprübaşı ilçesine bağlı Gündoğan Köyü’nde hayata “Merhaba” dedi. İlkokulu komşu köy olan Güneşli Köyü’nde okudu. Orta ve lise öğrenimini Köprübaşı Lisesi’nde tamamladı. En büyük emeli iyi bir hukukçu olmaktı. Lise son sınıfta girdiği üniversite imtihanında KTÜ/Fatih Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Bölümü’nü kazandı. Dersaneye gitme imkânı ve zaman kaybına tahammülü olmadığı için kazandığı fakülteyle yetindi. 1992 yılında okulu bitirdi. İlk göz ağrısı olarak nitelediği Gümüşhane’de beş yıla yakın öğretmenlik yaptı. Her geçen gün öğretmenliği daha çok sevdi. Artık öğretmenliği bir tutku olarak görüyor. Vatan borcunu İstanbul’da Kara Kuvvetleri Lisan Okulu’nda Yedek Subay Öğretmen olarak onurla yerine getirdi. Bu peygamber ocağında yüzlerce yabancı subaya güzel Türkçe’mizi öğretti. Ankara’da girdiği sınavı kazanarak Akçaabat Anadolu İmam-Hatip Lisesi’ne Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni olarak atandı. Burada iki yıl görev yaptı. Daha sonra girdiği yazılı ve sözlü imtihanı kazanarak Türkî Cumhuriyetlerden Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’a,üç yıl görev yapmak üzere, öğretmen olarak gönderildi. Burada Mahdumkulu Türkmen Devlet Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’nde ve İlâhiyat Lisesi’nde Türk Dili öğretmeni olarak çalıştı. Yine Aşkabat’ta Türkçe Öğretim Merkezi’nde(TÖMER) bir yıl boyunca değişik milletlerden kişilere Türkçe’yi sevdirerek öğretti. Şu anda Akçaabat’a bağlı Derecik İlköğretim Okulu’nda görev yapmaktadır. Bugüne kadar,en büyüğünden en küçüğüne kadar onlarca dergi ve gazetede fikrî,edebî,felsefî ve kültürel konularda yüzlerce yazı ve şiir yazdı. Bu yayın organlarından Türk Edebiyatı,Türk Dili,Bizim Çocuk,Çınar,Bizim Azerbaycan,Anadolunun Sesi,Üniversitelinin Sesi,Türkiye,Bizim Okul,Şenliğin Sesi,İnsanlığa Çağrı,Yeni Sesleniş,Gençliğin Sesi gibi dergilerde;Türksesi,Demokrat Gümüşhane,Kuşakkaya,Ortadoğu,Yeni Mesaj,Hergün,Candaş,Edebiyat,Bolu Üçtepe,Akçaabat Yeni Haber,Karadeniz Olay,Hizmet gibi gazetelerde yıllardan beri deneme,makale,fıkra ve şiirler yazmaktadır. “Bizim Okul” isimli kültür,sanat ve edebiyat dergisinin Yazı İşleri Müdürlüğü’nü yaptı. Kültürel organizasyonların çoğunda aktif olarak görev aldı. Sevgi,Dostluk ve Kardeşlik konulu şiir yarışmasında birincilik,Trabzon Belediyesi’nin düzenlediği Çevre ile ilgili yarışmada birincilik,yine aynı belediyenin düzenlediği “İki binli Yıllara Doğru Trabzon” konulu makale yarışmasında mansiyon,Akçaabat Belediyesi’nin değişik zamanlarda organize ettiği şiir yarışmalarında birincilik,ikincilik,üçüncülük ödülleri kazandı. Karadeniz Yazarlar Birliği kurucularındandır. Halen bu birliğin üyesidir. Bunların yanında elinin altındaki öğrencilere rehberlik ederek ve bizzat örnek olarak,onların da pek çok kültürel yarışmada ödüller almasına zemin hazırlamıştır. İkisi kız,biri erkek olmak üzere üç çocuk babasıdır.

Etkilendiği Yazarlar:
Necip Fazıl Kısakürek,Mehmet Akif Ersoy,Yahya Kemal Beyatlı


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © M.NİHAT MALKOÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.