Yedi iklim dört köşeyi dolandım / Meğer dünya her tarafta bir imiş. -Dadaloğlu |
|
||||||||||
|
**** Seni göklerde aramıştım artık yerde külliyen bulamayacağım zannıyla, yedi kat gökte, hayat ihtimali olan bütün seyyarelerde, bıkmadan usanmadan mütemadiyen.. Ki bulamamıştım artık, nadim bir halde ve gerisin geriye yere süzülmüştüm son bir arayış ümidiyle… **** Yerde, yeryüzünde seni en çok da bir köy çeşmesinde bakracına su doldururken ve belki “Dağlar kızı reyhan ”türküsünü mırıldanırken görmeyi istemiştim eşarbından taşan o güneş sarısı saçlarına büyülenmiş bir halde, nazikçe senden bir tas su isteyerek sonra yüreğime kor gibi düşecek ilk manalı bakışını lütfedeceğin ümidiyle…Ve bir gün seni beyaz kısrağımın terkisine atıp gelin götüreceğim hayaliyle… **** Belki de seni İstanbul'da bir kitap fuarında kitaplara dalıp gittiğim bir esnada şair dalgınlığıma çarptığında görmek istemiştim,o sihirli ve öldürücü simsiyah saçlarını ve bana çevirdiğin zeytin karası gözlerini temaşaya dalıp şaşkın ve pür telaş halime bakıp gülümsemene mukabelede bulunmak babında ben de kendimi toparlayıp gülümserken…. **** Seni kim bilir mesela Hindistan’da Agra’da dünyanın en muhteşem aşk anıtı olan TAC MAHALE büyülenmiş bir vaziyette bakarken görmek isterdim acemi bir Türkçe aksamıyla konuştuğun esnada Türkçe konuşuyor olmandan cesaret alarak seninle tanışmaya çalıştığım sırada sen de boncuklu bileklerinin rengarenk boncuklarını göstermeye ve simsiyah saçlarınla “Asil ve dünya tatlısı bir ASYA KIZI olduğunu ispat etmeye çalışırken hani... **** Yahut seni Fas’ta dünyanın en gizemli kentlerinden biri olan MARAKEŞ’’İN geçmişin öte yüzünü yansıtan mutena bir çarşısında neleri alıp alamayacağın hususunda derin ve çetrefil bir düşünceye dalmış bir halde görmek isterdim birinden yardım ister gibi bakışlarını çözdüğümün, yardımcı olmama memnun olacağını söylediğinin akabinde gül dudaklarından ziyade bir Mucizevi güzellik arz eden gamzelerinin de farkına vardığım zamanki “işte aradığım bu, şükürler olsun Tanrım” deme bahtiyarlığını yaşadığım o Hüsn-ü an sürecinde… **** Ama ben seni ne göklerde buldum ne de anlattığım yalancı cenneti anımsatan dünyanın, muhteşem ve gizemli mekanlarında, Seni asıl nerde bulabildiğimi ise önceden söz verdiğim veçhiyle anlatacaktım, lakin vaz geçtim.. Nedenine gelince yörüngemde bulunan ve sonradan bulunabilecek bütün insanların hayatıma dair en büyük merakını kursaklarında bırakmak için değil elbette.. **** E peki niye diye ziyadesiyle dahi ısrar edilecek olunursa da, lütfen mazur görülsün, sadece dünyanın yegane efsunlu ve mucizevi sesi Neşe Karaböcek'in hani harika bir şarkısında dillendirdiği veçhiyle; ' İşte eyle...' diyebilirim, Başka da birşey demem... ****
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Cafer ŞAHİN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |