İnsan bir küçük dünyadır. (Mibres Kosmos) -Demokritos |
|
||||||||||
|
Napolyon’un Rusya Seferi sırasında Ruslar arasında büyük bir Fransız hayranlığı vardı. Rus asilzadeler birbirleriyle Fransızca konuşurlar, her fırsatta ne kadar iyi Fransızca bildiklerini göstermeye çalışırlardı. Savaştan önce ve savaş sırasında Napolyon ve Çar I. Nikola birbirlerine oldukça dost, samimi, sevecen dilde yazılmış mektuplar gönderirlerdi. Yazışma dili Fransızca idi. Ancak savaş gelip de kapıya dayanınca bunların hiçbirinin geçerliliği olmadı. Saldırgan ve saldırıya uğrayan taraflar sonuna kadar kendi çıkarları için çaba sarf ettiler. Fransızca konuşmak yalnızca bir beceri, yetenek gösterisi olmaktan öteye gitmedi. Napolyon döneminden sonra, Sivastopol’da* Ruslar ve Fransızlar ikinci kez karşılaştıklarında aynı şey oldu. Savaşın ateşkes dönemlerinde Rus subaylar Fransız subaylarla Fransızca konuşmak için can atıyorlar, ama savaş söz konusu olunca canlarını vermekten çekinmiyorlardı. Osmanlı İmparatorluğu en güçlü olduğu dönemlerde, hiçbir zaman hakim olduğu ülkelerin halklarına Türkçe öğretme çabası içine girmedi. Onlara Türk kültürü aşılamaya çabalamadı. Gerçekte Osmanlı Devletinde Türk olmak, geçerliliği olan bir övünç kaynağı değildi. Sarayda yalnız küçük bir zümrenin zevk aldığı, kaynağı Bizans ve İran olan Divan edebiyatı geçerli idi. Buna karşılık İngiliz İmparatorluğu hiç de Osmanlı İmparatorluğu gibi değildi. Girdiği her yerde, her ülkede dilini öğretip kültürünü yaymaya çalışmıştı. Günümüzde bu politikasının yararını görmediğini söyleyemeyiz. ‘Common wealth’ denen, yaklaşık 50 ülkeden oluşan ‘İngiliz Milletler Topluluğu’ halen varlığını sürdürmektedir. Ancak her şeye rağmen hiçbir güç ABD, Kenya, Güney Afrika, Hindistan, İrlanda gibi örneklerini saydığım ülkelerin bağımsızlıklarını kazanmalarına engel olamamıştır. Şimdi, batılı ülkeler Türkiye’ye neredeyse bir sömürge devleti gibi bakıyorlar. Yalnız bir değil, birkaç imparatorluk geleneğinden geldiğimizi, göz ardı ediyorlar. Ne kadar köklü bir kültürümüz olduğunu, Divan edebiyatı ile birlikte aynı dönemde bir Halk edebiyatının varlığını ya bilmiyorlar, ya da görmek istemiyorlar. İçimizdeki bazı kuş beyinliler de onlara yardım ediyor. Eskiden başka kültürlerden bir şeyler öğrenmeye daha hoşgörülü bakardım. Derdim ki, “O yabancı bana bir şey öğretirse ben de ona bir şey öğretirim. Kültürler arasında alış veriş kaçınılmazdır. Dünya küçüldükçe, iletişim araçları geliştikçe, kendiliğinden böyle şeyler olacaktır.” Ancak şimdi görüyorum ki arada bir dengesizlik ve bir kötü niyetli yaklaşım var. Bu durum kendimi korumaya geçmemi gerektiriyor. Hiç kimse korkmasın, kültürümüz yaşadığı sürece başarılı olamayacaklar. Bir çekince ile: Dilin ve kültürün yaşaması, onun içinde bulunduğu bireylerinin yaşaması ve ona sahip çıkması ile sağlanabilir. Bu artık benim için görevdir ve herkes için de görev olmalıdır. *Sivastopol savaşı Sultan II. Mahmut döneminde Osmanlı Devleti ve Rusya arasında çıkmış, ilk kez bu savaşta Fransızlar ve İngilizler, Ruslara karşı Osmanlılara yardım etmişlerdi. 15.Nisan.2002
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mehmet Sinan Gür, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |