..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Her gün yeniden doğmalı. -Yunus Emre
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Politik Olaylar ve Görüşler > Mehmet Sinan Gür




9 Eylül 2002
Sezen Aksu Konserinin Düşündürdükleri  
Mehmet Sinan Gür
Konser tümüyle politiktir. Aslında yaşamın kendisi politiktir.


:FECJ:
Sezen Aksu’nun yankılar yapan konserini izleme şansım olamadı. Ancak sayın Can Macit konseri izedebiyat sitesinde ayrıntılarıyla anlatmış bulunuyor. Bazı konularda kendisine hak vermiyor değilim. Ancak ben kendi görüşüme göre konseri değil fakat konuyu bir daha anlatmak istiyorum.

Sezen Aksu’nun eskisine göre verimli ve başarılı olamadığı açık seçik görünüyorsa da eskiden yaptığı birçok besteyi unutulmazlar arasında saymak gerekir. Sen Ağlama, Firuze, Beni Yak, Vazgeçtim, Homini de Gırtlak, Kalbim Ege’de kaldı, Oynama Şıkıdım ve daha nice duygusal, eğlenceli besteler içimizde yer etti. Türkiye’den uzakta, Rusya’nın Kazan kentinde bir çayevinde otururken Oynama Şıkıdım’ı dinleme, bizi oynarken gören bir Tatar gencinin yanımıza gelip Türkçe olarak “Pardon, siz Türk müsünüz?” dedirtme zevkini tattırdı bana. Sezen Aksu eski Sezen Aksu değil; bu doğru. Ama şimdiye kadar yaptıkları onu unutulmazlar arasına sokmak için yeter de artar bile.

Yaptığı eyleme ve davranışlarına gelelim. Özet olarak üç eleştiri var.
1.     Sezen Aksu’nun uyuşturucu kullanmakta olduğu iddiası. Bu iddia polisle onun arasında sorun çıkaracak bir durumdur. Ben veya diğer insanlar taraf olamazlar. Ama onun başkalarına kötü örnek olması konusu vardır. Bunu da bilemiyorum. Birileri bundan söz etmeseydi hiç haberim olmayacaktı. Yine de iyi bir şey değildir tabi.

Bir gece Levent sokaklarında, elinde av tüfeğiyle Onno Tunç’u kovaladığını anlatmışlardı bana. Ben onun ilk ünlü oluşunu da hatırlıyorum. Siyah Beyaz TV varken ayağında kot pantolon, makyajsız, sade bir görünüşle bestelerini söyler giderdi. Askerliğimi İzmir Narlıdere’de yaparken bir ara İzmir Hatay’da bir arkadaşın evinde kalmıştım. Evin balkonu mekik biçiminde bir meydancığa bakıyordu. Sezen Aksu ünlü olmadan önce bu meydancığın öte ucunda otururmuş. Akşamları balkona çıkıp meydancığa doğru şarkı söylermiş. Bütün mahalle onu dinlermiş. Ünlü, hem de çok olup bu ünü yitirmek pek iyi sonuçlara neden olmuyor anlaşılan. Çok yakınında olanların ölümlerini de unutmamak gerekir. Onno Tunç, Uzay Heparı, çok vakitsiz öldüler. Onno Tunç Ermeni idi. Klasikleşmiş Sezen Aksu bestelerinin birçoğunun düzenlemesini o yapmıştı. Aynı zamanda Sezen Aksu’nun sevgilisi idi.

2.     Efes’teki konserin bölücülük değil, aslında malı götürme konseri olduğu iddiası. Eğer konserde 25 bin kişi vardı da 13 bin kişi var gibi gösterildiyse bu iddia doğrudur. Ancak iddia sahibinin iddiasını kanıtlaması, veya resmi makamlara suç duyurusunda bulunması gerekir. Böyle bir şey varsa ben de karşıyım. Ancak dürüst bir şekilde para kazanmaya malı götürme düzeyinde bakamam. Yani bir sanatçı, ya da sanatçılar belirli bir ücret karşılığında (fahiş olmamak kaydıyla) bir organizasyon yapıp konser veriyorlarsa buna malı götürmek denemez. Ücreti belli, hizmet belli; kimse kandırılmıyor. İsteyen gider, isteyen gitmez. Konser iyi geçmezse, beceriksizlikler olursa, Sezen Aksu’nun, başkalarının sesleri yetersiz kalırsa, insan verdiği bilet parasına üzülür tabi. Anladığım kadarıyla işin bu tarafında bazı aksamalar olmuş ama genelinde iyi gitmiş. Tarafsız izleyicilere sormak gerekir. Yahudi şarkıcıların biri konserden sonra kaçak CD’lerini satmaya çalışmış. Bu kişi kaçak CD satan Türkler ne kadar suçlu ise o kadar suçludur; daha fazla değil. Yahudi olması suçunu katmerlemez.
3.     Bu konserin bölücü bir konser olduğu, bölücülerin ekmeğine yağ sürdüğü, özellikle 30 Ağustos gününün seçildiği iddiası. Bir kere, konserin yasal olduğuna kimse itiraz edemiyor. Konser yasaldır. Öğrendiğim kadarıyla başka yerlerde de aynı konserlerden verilecekmiş. Onlar da yasal olacak herhalde. Ancak bu bazı kimselerin hoşlanmadığı, istenmeyen bir durumsa, önce yasayı düzenleyenlere, yani TBMM’ye hesap sorulması gerekir. Aslında AB’ye şirin görünme sevdası olmasaydı bu yasalar hiç çıkmayabilirdi ya neyse, onu karıştırmayayım.

Konserden sonra CNN Türk’te M. Ali Birand’ın Manşet programında konuşan Altemur Kılıç’ın, bütün itirazına karşın söylediği ve kabul ettiği gibi: ”Bu durum Türkiye’nin gerçeğidir.” Dahasını da ben söyleyeyim. Türkiye’de 36 ayrı etnik grup yaşıyor. Bu gruplar yüzyıllardır birbiriyle kaynaşıyor. Bazıları “ben Türk’üm” diyor (Ne mutlu Türk’üm diyene), bazıları da “ben Türk değilim” diyor. Acaba “ben Türk değilim” demek bölücülük müdür? Şurası kesin ki yasaldır. Yasal olmayan şey, bunu söyledikten sonra Türkiye Cumhuriyeti’nden ayrı bir devlet kurmaya çalışmaktır. Deniyor ki “işte bu söz ona yol açar.” Acaba hangisi yol açar? Bu sözün söylenmesine izin vermek mi, yoksa bu sözü söyleyenleri bastırmak mı? Bence asıl bastırmak ileride Türkiye’nin bölünmesine sebep olabilir. Konser sırasında Diyarbakır’dan gelen çocuk korosunu yöneten kişinin çok sinsi bakışları varmış. Ben görmedim ama doğru da olabilir, yanlış da olabilir. Benim gözlerim bozuk olduğu için gözlüksüz iken net görmek için gözlerimi kısarak bakarım. Sahnede keskin ışıkların altında insan gözlerini kısabilir. Buna bakarak kişi hakkında bir karar vermek bence doğru olmaz. Türkiye’de aşırı Kürt milliyetçileri vardır. Diğer etnik grupların da aşırı milliyetçileri vardır. İşte onlar bölücüdür. Yani Türkiye Cumhuriyeti’nden ayrı devlet olmak isteyenler. Aşırı milliyetçiler, aşırı milliyetçilerin tam karşısında yer alırlar. Bunun gibi Türkiye’de Türklerden başka yaşayanların varlığını yok saymak, onlara hiçbir hak tanımamak, başka bir bölücülük yolu olarak görülmelidir.
Bu konu ile ilgili olarak ‘Milliyetçilik Üzerine’ başlıklı yazımı okumanızı öneririm.

M. Sinan Gür
9.Eylül.2002



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın politik olaylar ve görüşler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Türkiye Kürtleri - Irak Kürtleri Arasındaki Fark
Misyonerlik Faaliyetleri
CHP ve Sol Neden Başarısız Oldu?
Kırmızı Işıkta Geçme Hakkı

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yemen Türküsü
Kitap - Sevdalinka - Ayşe Kulin
Erbil (Kuzey Irak) 1
Kitap - Karl Marx 32inci Dereceden Masonmuş
Rüya Gibi - Kafkas Halk Dansları Gösterisi
Empati Kelimesinin Anlamını Hrant Dink'ten Öğrendim
Film Kitap - Turyetski Gambit ve Plevne Savaşı
Boykot Bütün Dünyada Yayılıyor
İngilizce Eğitim I, ODTÜ ve Oktay Sinanoğlu
Cola Turka Üzerine

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Nazım Hikmet'ten Çanakkale Şiiri [Şiir]
Ateş ve Ölüm (Bütün Şiirler 16. 07. 2009) [Şiir]
Seni Seviyorum Bunalımı [Şiir]
İncir Ağacı [Şiir]
Bir Dosta E - Mektup [Şiir]
10 Ağustos 1915 Anafarta Ovası [Şiir]
Sevgisizlik [Şiir]
Mor Çiçekler [Şiir]
Eskiden [Şiir]
Bir Ruh Çağırma Operasyonu [Öykü]


Mehmet Sinan Gür kimdir?

Yazmayı seviyorum. Bir tümce, bir satır, bir sözcük yazıp altına tarihi atınca onu zaman içine hapsetmiş gibi oluyorum. Ya da akıp giden zamanı durdurmuş gibi. . . Bir fotoğraf, dondurulmuş bir film karesi gibi. Her okuduğunuzda orada oluyorlar ve neredeyse her zaman aynı tadı veriyorlar. Siz de yazın, zamanı durdurun, göreceksiniz, başaracaksınız. . . . Savaş cinayettir. Savaş olursa pozitif edebiyat olmaz. Yurdumuz insanları ölenlerin ardından ağıt yakmayı edebiyat olarak kabullenmiş. Yazgımız bu olmasın. Biz demiştik demeyelim. Yaşam, her geçen gün, bir daha elde edemeyeceğimiz, dolarla, altınla ölçülemeyecek bir değer. (Ancak başkaları için değeri olmayabilir. ) Nazım Hikmet’in 25 Cent şiiri gerçek olmasın. Yaşamı ıskalamayın ve onun hakkını verin. Başkalarının da sizin yaşamınızı harcamasına izin vermeyin. Çünkü o bir tanedir. Sevgisizlik öldürür. Karşımıza bazen bir kedi yavrusunun ölümüne aldırmamak, bazen savaşa –yani ölüme- asker göndermek biçiminde çıkar. Nasıl oluyor da çoğunlukla siyasi yazılar yazarken bakıyorsunuz bir kedi yavrusu için şiir yazabiliyorum. Kimileri bu davranışımı yadırgıyor. Leonardo da Vinci’nin ‘Connessione’ prensibine göre her şey birbiriyle ilintilidir. Buna göre Çin’de kanatlarını çırpan bir kelebek İtalya’da bir fırtınaya neden olur. Ya da tam tersi. İtalya’daki bir fırtınanın nedeni Çin’de kantlarını çırpan bir kelebek olabilir. Bu düşünceden hareketle biliyorum ki sevgisizlik bir gün döner, dolaşır, kaynağına geri gelir. "Düşünüyorum, peki neden yazmıyorum?" dedim, işte böyle oldu. .

Etkilendiği Yazarlar:
Herşeyden ve herkesten etkilenirim. Ama isim gerekliyse, Ömer Seyfettin, Orhan Veli Kanık, Tolstoy ilk aklıma gelenler.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Mehmet Sinan Gür, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.