Her şey ancak sevgiyle satın alınabilmelidir. -Andre Gide |
|
||||||||||
|
Sevgili, saygın, silik, sinerjiden yoksun muhalefetimiz bütçe görüşmelerinde bir fırsatı daha tepti. Tepilen iktidara “gol atma fırsatı” değil, ülkemizde demokrasinin kalitesini yükseltme şansı. Türkiye gene bütçesini doğru dürüst tartışmadan, Türkiye gene –yinelemekten bıkmadığı temel hatayı- yineleyerek altın değerinde bir meclis gününü heba etti. Stratejik omurgası olmayan siyasilerden, ekonomiden elini kolunu çekmemeye adeta ant içmiş siyasilerden daha ne bekleyebilirdik? Ekonomide de “laikleşmeye” ihtiyacımız olduğunu kabul etmedikçe IMF’nin demir bukağısından kurtulmamıza imkan var mı? Din ve devlet işleri nasıl birbirinden ayrıldıysa aynı süreç ekonomiye de uygulanmalıdır. Ekonomi ve hükümet birbirinden ayrılmalıdır. Ekonomi sekülerleşlemelidir! Bir yönetim şekli düşünün ki; orada insanların “parasını”, oy vererek seçtikleri insanlar hiçbir denetime tabi olmaksızın keyiflerine göre harcasınlar, ona ihale ödemesi yapsınlar, buna kredi olarak versinler, şunun “görev zararını” karşılasınlar yada hiçbir şey yapmayan binlerce insana maaş olarak ödesinler. Saf olabiliriz ama aptallık insanın ağırına gidiyor. Nedir bu çılgınlık? … Muhalefet güya hükümeti eleştiriyor. Tam körle yatan şaşı hesabı. Muhalefet ekonomi ve hükümetin daha da bütünleşmesini istiyor. Hem hükümeti neden daha çok ekonomiye müdahale etmediği için eleştiriyor hem de “bu değirmenin suyu neden çoğalmıyor?” diye sormuyor. Esas soru budur: Neden bu değirmenin suyu artmıyor? Sevgili, saygın, silik, sinerjiden yoksun muhalefetimiz, sayın Erdoğan’a bu soruyu sormalıydınız. Evet sayın Baykal, sayın Ağar sahiden neden bu değirmenin suyu artmıyor da azalıyor? Ve bu gerçeğin doğal sonucu olarak ülkemizde her geçen gün gelir dağılımı daha da bozuluyor. … İşlerine gelmiyor. Yanıt bu kadar basit. İktidar olduklarında ülkenin parasının da iktidarı olmak istiyorlar. Ulufe dağıtmak istiyorlar. Karşılarında insanların el pençe divan durmalarını istiyorlar. İnsanların o paraları nasıl kazandıkları umurlarında değil. Bu ülkede “alnının teri, aklının gücüyle hile, rüşvet, iltimas olmaksızın para kazanan herkes” siyasilerin gözünde aptal. Kimse aptal yerine konulmak istemez. Ekonominin bu kadar kayıt dışı olmasının esas nedeni budur. Ahlaklı insanları işveren- işçi; bu duruma iten siyasilerin insafsız hırsları ve ülkenin parasının da iktidarı ele geçirme konusundaki istekleridir. Bunun çözümü de çok kolaydır. Hükümet ve ekonomi işlerini birbirinden ayırırsınız olur biter. … Ülkemizin en güçlü kurumlarından biri olan SSK neden battı sanıyorsunuz? Bu ülke neden bu kadar borç içinde yüzüyor? Trajik ve komik ama eğer IMF zorlaması olmasa bunca batık bankanın peşine düşülür müydü? … Bütçe görüşmelerinde gene bir orta oyunu oynanmıştır. Bu ülkenin bütçesi yerine AB tartışılmıştır. Bütçeyi tartışamayacaklarını biliyorlardı. Hala bize “bir litre mazota otuz kilo soğan” masalını anlatıyorlar. Beyler Musul’da katledilen o beş cana veremediğiniz bir zırhlı araba yada uçak biletini neden veremediğinizi hala anlayamadınız mı?.. Bilmem size o makberi kimler kazsın…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hidayet Ersin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |