"Yumuşak olma ezilirsin, sert olma kırılırsın." -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
“Ama” dedi suya sabuna dokunmayan arkadaşım “bir insanın mezar yeri için de pazarlık edilmez ki.” “O eskidendi. Şimdi her şey pazarlığa açık” diyemedim. Boğazım düğümlendi. İşletme mezunu, pazarlama bölümü sorumlusu bir adama ne anlatabilirdim ki. Ama Arafat’a reva görülen muameleye o bile isyan etmişti televizyonun karşısında. Nereden bilebilirdi ki Hatay’dan çıkınca varacağı topraklarda inanılmaz iki yüzlü ve rezil bir savaşın sürdüğünü. Ve bu savaşta “gömülecek bir toprağı bile olmayan” bir adamın sadece ve sadece batının yüreğine seslenerek ayakta kaldığını. Arafat’ı öldüremedi Şaron! Bu onu delirtse de yapamadı. Göze alamadı. Silahsız, korumasız ve yalnız Arafat tek başına Ramallah’ta ölümü bekledi. Denktaş’a “Benim bir Türkiyem yok!” diyen Arafat tek bir Arap ülkesinin desteğini alamadan ölüm döşeğine dek direndi. Petrol dolarları içinde yüzen, tuvalet kağıdı yerine yeşil dolar banknotları kullanan Arap yöneticiler ondan ve onun şahsında Filistin halkından her türlü desteği esirgediler. Oysa onlar orada çölün ve demokratik bir seçimle iş başına gelen (!) Şaron’un arasına sıkışmış kalmışlardı. Hitler’in zulmünü yaşayan Yahudilerin bile isyan ettiği bir zulme maruz kalan Filistinlilerin yüzlerce gruba bölünmesini ve terörü tek mücadele yöntemi olarak savunanları engellemesi imkansızlaştı. Filistinlilerin terörü mantık sınırlarını zorlayan bir yöntemi içermektedir. Bu yöntemde hem terörist hem de onlarca masum insan ölmektedir. Dünya tarihinde böyle bir akıl dışılık yaşanmamıştır. … Vicdan sahibi her Yahudi ve Filistinli bu akan kanın durması için aslında ne yapılacağını çok iyi biliyor. Bildikleri diğer bir konu ise Ortadoğu’daki bu çok oyunculu ‘süper prodüksiyonun’ vicdanın değil de “her anlamda kazancını en üst düzeye çıkarma”nın hesabıyla sahnelenmeye devam edeceği. … Arafat’ı anlamak bizler için çok önemli. Çünkü o bu coğrafya’da “seçimle iş başına gelen tek Arap lider”. Biz Türklerin elli yıllık demokrasi macerasının Arap yöneticileri pek telaşlandırdığı söylenemez. Kerameti kendinden menkul ve de Şii olan İran’ın İslam demokrasisi de Sünni Arap çoğunluk için rahatsız edici değil. Ama Filistin…hem Arap hem Sünni. … Sol eğilimli olması değil tüm hır gür ve baskı altında “demokratik bir seçim” yapabilmeleri bilinmelidir ki Filistin’i ve Arafat’ı daha da yalnızlığa itmiştir. Hala “emperyal düşler gören” bir grup İngilizi temsil eden Daily Mirror gazetesinin ağzından köpükler saçan manşeti –solucan- dedikleri Chirac’ı “bir teröristi himaye etmekle” suçlarken bu yalnız adamın dramını bir kez daha gözler önüne serdi. Eğer Arafat bir terörist ise Şaron’un ne olduğu söylemeye lügat yetmez! … Arafat ölümle pençeleşirken ABD’nin Felluce’de “isyancılara” saldırıya geçmesi de herhalde tarihin garip bir cilvesi…ve bu gece Kadir gecesi… Bir acem şairi “Ölüm adildir! Aynı şiddette vurur Şahı ve Veziri…” der. İnsan “yaşam”dan da bu adaleti bekliyor. İlahi adaletten önce insani adaleti…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hidayet Ersin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |