"İnsanların bazen neye güldüklerini anlamak güçtür." -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Bir yıl önce, büyük umutlarla girdiğimiz ve kendisinden çok şey beklediğimiz 2001 yılını geride bırakıyoruz.Şevket Rado’nun bir sözü vardır:”Dün gitmiş, onu yerini bugün almıştır.Bugün ise yarın, bir daha dönmemek üzere gitmiş olacaktır.” Yani 2001 yılı, bir daha dönmemek üzere gidiyor.Yeni umutlarla yeni bir yılı karşılamaya hazırlanıyoruz.Umutlarımızı, beklentilerimizi, hep yeni yıla erteledik. Yeni bir yıla girmek, uzun uzun düşündürür beni her zaman.Her yeni yıla girdiğimde, biten yılın muhakemesini yaparım.Kendimi sorgularım.”Ne yaptın koca bir yıl?“ diye sorarım kendime. Biten yıl için de üzülürüm; biten yılda yitirdiklerim için de.Ve ardından Mevlâna’nı şu dizelerini anımsarım: “Her gün yeni bir yere konup göçmek gerek Akarsu gibi durmadan akmak gerek. Dün geçti gitti Dün gibi, dünün sözü de geçti Bugün, yepyeni bir söz söylemek gerek.” İşte bu dizeler, yeni amaçların, yeni umutların peşine düşmem için rehberlik yapar bana.Zamanı en iyi bir şekilde kullanabilmeme yardımcı olur. Peki ya biten yılın bizden alıp götürdükleri? ......Hiç unutulur mu kaybettiklerimiz! 2001 yılı, çok şey alıp götürdü bizden.Heyecanlarımızı, umutlarımızı, sahip olduğumuz mutlulukları......Ekonomik sıkıntılar içinde boğuştuk durduk aylarca.Hayal kurmayı bile unuttuk nerdeyse.İşte biten yılın bize yaptığı en büyük kötülük bu:Hayat etmeyi unutturmak...Umutsuz nasıl yaşayacağız? Herşeye rağmen, yine de yeni beklentilerimiz var yeni yıldan.Ne kadar karamsar olsak da; “Ya tutarsa?” misali, hayal kurmaktan vazgeçemiyoruz.Bir yanımız karamsar, diğer yanımız umutlu.Tıpkı F.N.Çamlıbel’in dizelerindeki, iki kişilikli biri gibiyiz: “Ben ninemden muhabbet, dedemden kin almışım. Çini bir kâse gibi farklıdır içim, dışım. Elini öpmek için yalvarsa da bakışım, Isır diye tepinir gözlerimin bebeği.” İyi ki bizim de içimizde iki kişi var.Biri karamsar, diğeri umutlu.Yoksa, yeni yıla böyle umutla girebilir miydik?...Hoş geldin yeni yıl! Kaybedecek fazla birşeyimiz kalmadığına göre; senin, bizden alacağın pek bir şey de yok. Vereceğimiz birşeyimiz yok sana 2002 yılı.Alma sırası bizde artık. Kâmuran Esen esenbel@superonline.com
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |