Sinir Olduğum Tipler - 5

İşte sinir bir tip.

yazı resimYZ

5- Felâket Tellalları

- Kolay gelsin Kâmuran Abla . Çiçek mi suluyorsunuz?
- Evet, çiçek suluyorum. ( İşte görüyorsun.)
- Ay bahçeye inmeyin, kene ısırır kene. Kaç kişi öldü şimdiye kadar.
- Mecburen iniyorum. Çiçeklerimi sulamam gerek. Gerçi yağmur yağacak gibi ama.
- Eviniz de derenin kenarında. Bi gün sel götürecek bu evi.
- Allah korusun. ( Şom ağızlı seni.)
- Kâmuran Abla !
- Efendim. ( Bakalım ne yumurtlayacak.)
- Bu koca evde nasıl yalnız kalıyorsunuz, korkmuyor musunuz ?
- Yooo!
- Öyle demeyin. Kaç kişinin evine hırsız girdi . Bi de yalnızsınız ya, valla imiğinize çonarlar ( boğazınızı sıkarlar) da, kimsenin haberi olmaz.
- Sus sus, ağzından yel alsın. ( Olabilir de, neden olmasın. Boğazım bir tuhaf oldu valla.)
- Gene yürüyor musunuz her gün?
- Hem de hiç aksatmadan.
- Bizim dolar gününde konuşuyorlardı kadınlar; birisinin , fazla yürümekten eklemleri aşınmış da, demir takmışlar dizine. Onu da vücudu kabul etmemiş, iltihap yapmış. Kadın şimdi koltuk değnekleriyle zorla yürüyormuş.
- Yapma ya ! ( Zavallı bacaklarım.)
- Hı hı !
- Hadi eve çıkalım. Kahve saatim geldi. Birlikte içelim.
- Çok kahve içiyorsunuz Kâmuran Abla, mideniz delinecek.
- Delininceye kadar içerim.
- Evinizin alt katının pencereleri çok alçak. Demir taktırın demir. Dost var, düşman var. Gecenin sessizliğinde birileri giriverir valla. ( Olmaz olmaz de mişler. Olabilir de hani.)
- Bir şey olmaz.
- Havada bir tuhaflık var bugün. Galiba deprem olacak. ( Bak bak bak. Ne kara ağızlıymış bu kadın.)
- Aman Allah korusun.
- Gazetede okudum, her an deprem olabilirmiş. Hem kıyamet de yakınmış. Dünyanın dört yıl ömrü kalmış.
- N’ apalım ! Elle gelen düğün – bayram. ( İnceldiği yerden kopsun anasını sat’im.)
- Haydi hoşçakalın, alasmarladık.
- Gülegüle. ( Bu sohbetten sonra insan hoş kalabilir mi allahaşkınıza?)

Başa Dön