Hiçbir şey insan kadar yükselemez ve alçalamaz. -Hölderlin |
|
||||||||||
|
NE DURUMDA ? Geçenlerde; içinde bulunduğumuz ekonomik kriz nedeniyle “EKONOMİK ÖNLEMLER PAKETİ "uyguladığımı yazmıştım. ”Uyguladığın ekonomik önlemler paketi ne durumda?” diye soran olmuyor hiç (!). Şimdilik çok güzel gidiyor. Hiç taviz vermiyorum. Size yazdığım her maddeyi, büyük bir titizlikle uyguluyorum. Uygulamasına uyguluyorum da; birkaç maddede başarılı olamadım.Yani istediğim tasarrufu sağlayamadım. Örneğin elektrik faturası.....Her ay elektriğe zam geldiği için, benim kısmam arada kaynayıp gidiyor.İ ki ayda bir milyonlarca elektrik faturası geliyor. Mübarek sanki gazino çalıştırıyoruz. Aslında kabahat bende.Buz dolabının fişini çekersem, gece de ışık yakmazsam , çamaşırları ve bulaşıkları elimde yıkarsam, televizyonu da hiç açmazsam; kısacası elektrikli âletleri kullanmazsam tutacak bu tedbirler. Bunları da yapamayacağıma göre.....İnceldiği yerden kopsun...(“Anasını satayım.” Diyeceğim şimdi, çok ayıp olacak.) Bu ekonomik kriz ağzımızı da bozacak bu gidişle.O cümleyi sarfetmedim sayın. Zaten ağzımdan çıkmadı, sadece aklımdan geçirdim.... Ekonomik krizin vatandaşa bir etkisi daha ortaya çıkmış oldu böylece. Ağzımız da bozuldu, sinirlerimiz de. Hatta bazı aileler geçimsizlik problemi yaşıyor, bu kriz yüzünden. ”Parayla saadet olmaz.” Dediklerine ne bakıyorsunuz! Parasız saadet hiç olmuyor. Aç insan mutlu olabilir mi? Bence, herkesten önce, devleti yönetenlerin uygulaması gerek ekonomik önlemler paketini.Önce o Mercedes arabalarından insinler.Devlet kasasından ödenen masraflarını kıssınlar. Lojmanlarda bedava oturmasınlar. Ben bazı devlet memurlarına veya üst düzey görevlilerine lojman verilmesine karşıyım zaten. Neden, biliyor musunuz? Anayasanın “eşitlik” ilkesine aykırı da ondan. (Tabi bu benim fikrim.) Lojmanda oturan bir milletvekilini ele alalım.Yaptığı iş millete hizmet etmek, değil mi? Ben de bir öğretmenim. Peki ben kime hizmet veriyorum? Uzaylılara mı hizmet veriyorum? Yoksa Uganda’da mı yaşıyorum? Ben de bu millete hizmet ediyorum.(Emekli olduğuma göre “ettim” desem daha doğru olur.) İkimizin yaptığı iş de aynı. Kulvarlarımız farklı sadece milletvekilleriyle. O halde devlet, ya ikimize de lojman verecek, ya da ikimize de vermeyecek.Veya bana ayrıca, evimin kirasını ödeyebilecek kadar maaş verecek. ”Milletvekillerinin bir ayrıcalığı olmalı.” Derseniz, ona da verecek cevabım var: Onların ayrıcalığı benden o kadar çok ki zaten. Bir defa benim maaşımın 6-7 katı maaş alıyorlar. Benim dışarıda 8-10 milyona yediğim yemeği onlar mecliste birkaçbin liraya yiyorlar. (Hoş, dışarda yemek falan yediğim yok ya; farzedin ki yiyorum.) Haydi daha fazlasını yazmayayım.Yazmakla bitmez çünkü, onların vatandaştan ayrıcalıkları. Diyeceğim şu ki; ben sade bir vatandaş olarak ne kadar ekonomik tedbirler paketi uygularsam uygulayayım; ne kendi bütçemi düze çıkarabilirim, ne devletin bütçesini. Benim harcamam “Deveden kulak.” Ya da “Güneşe gölge, yağmura süzek.” Çünkü ben bir dikiş yüzüğü kadar alıyorum devlet hazinesinden; bazıları tankerle.İşte o tankerle alanlar uygulasınlar ekonomik önlemler paketini ve onlar sıksın kemerlerini. Benim kemerimde sıkacak delik kalmadı artık. Bir de neye bozuluyorum, biliyor musunuz? Bilmem kaç yıldızlı oteller dolu. Son model arabalar çekilmiş otellerin önüne. Millet keyfinde. ”Bunlar “diyorum,” bizden çok çalıştıkları için maddi durumu iyi olanlar mı; yoksa bizim sırtımızdan milyarlar kazananlar mı? “ Aklıma ikinci ihtimal geliyor. Ben de yıllarca çalıştım ama, bu otellerin kapısından bile bakamıyorum. Böyle deyince sakın beni servet düşkünü zannetmeyin. Bir yanda akşam evine ekmek götüremeyen kişileri; diğer yanda, gecesi onlarca milyon lira olan otelleri dolduranları düşününce, insanın aklına bu geliyor. Bir tarafta açlar, diğer yanda, barlarda viskiyle yıkananlar.Yani para babaları. Bu ülkede çalışmakla zengin olunmuyor kardeşim.Ben buna bütün kalbimle inanıyorum.Ve hiç kimse beni bu düşüncemden asla vazgeçiremez, vazgeçiremez ,vazgeçiremez, vazg......... Ama ben, herşeye rağmen ekonomik önlemler paketini uygulamaya devam edeceğim. Çünkü vaziyet kötü, sizin anlayacağınız. Bir süre sonra yazılarımı izedebiyatta göremezseniz, bilin ki, ekonomik önlemler paketime bir madde daha eklemiş ve internet bağlantımı kesmişimdir. (Bir devlet memuru emeklisinin nesine internet?) Bu, çok yakın bir ihtimal.İ sterseniz şimdiden helâlleşelim.Hakkınızı helâl edin.Ve hoşçakalın.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |