Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız. -Atatürk |
|
||||||||||
|
*Kitap şu tümceyle başlar: ” San Salvatore’nin çanları Josef Breuer’i daldığı düşünceden sıyırdı.” Kitapta Friedrich Nietzsche’e ait olduğu belirtilen sözleri sizlerle paylaşmak istedim. Bu bir inceleme yazısı değil, okurken altını çizdiğim ve önemsediğim cümleler. Elbette Nietzsche bir ümitsizlikler ustasıdır. İlerde daha ayrıntılı bir yazı yazmak isterim elbette. *Hayat, doğru cevapları olmayan bir sınav. *Sıfırı sıfırla bin kez de çarpsanız yine sıfır elde edersiniz. *Doğru melodiyle doğru dans ! *En iyi gerçek, kişinin kendi yaşam deneyimlerinde koparılmış kanlı gerçeklerdir. *İnsan dostunu, düşmanından daha zor affediyor. *Bastırılmış hınç insanı hasta eder ! *Ev kedisi kılığında yırtıcı hayvan ! *Kötü şöhretle baş etmek, vicfan azabıyla baş etmekten daha kolaydır. *Benim günlerim yarından sonraki günler. Bazı filozoflar ölümlerinden sonra doğarlar. *Dostluk: İki insanın daha yüce bir gerçeğin peşinde koşmasıdır. *Doğru zamanda öl ! *Yaşarken yaşayın ! İnsan yaşamını tamamlayıp öldüğü zaman ölüm, taşıdığı dehşeti yitirir ! İnsan doğru zamanda yaşayamazsa, asla doğru zamanda ölmez. *Zaman sonsuza dek doymayacak kadar açgözlüdür. *Evlilik bir hapishane değil, içinde daha yüce bir şeylerin yetiştirildiği bir bahçe olmalıdır. *Gerçek bir psikolog, bir ressam gibi paletine aşık olmalıdır. *İyi bir kılavuz sel sularının önündeki set olmalıdır, koltuk değneği değil. *Kılavuz, öğrencisine bütün izleri göstermelidir. Ama gideceği yolu seçmemelidir. *Öğrenci, soğuğa dayanacak kadar sertleşmeli, parmakları o seti kavramalı, defalarca yanlış patikalara girip kendisini kaybetmeli ki, ondan sonra doğru yolu bulsun. *Bir şey sallantıdaysa, onu sallayan birisi var demektir zaten ! *Bugün en iyi öğretmenin, öğrencisinden bir şeyler öğrenen olduğunu anladım. *Yine de en çok çiy damlası, en ıssız gecede düşer, biliyorum. *Değişmeyen yalnızca ölülerdir. *Dostluk, eşitler arasında. *Hepimiz bazen birileriyle o kadar yakınlaşırız ki dostluğumuzu ya da kardeşliğimizi hiçbir şey engellemiyormuş gibi görünür; bizi ayıran küçücük bir köprü vardır, hepsi o kadar. Ama tam sen bu köprüye adım atacakken sana şu soruyu sorsam: "Bu köprüyü geçip bana gelir misin?"İşte o anda artık istemeyiverirsin; sorumu tekrarlasam, öylece suskun kalırsın. O andan itibaren aramıza dağlar ve azgın nehirler girer; bizi ayıran ve birbirimize yabancılaştıran duvarlar bitiverir önümüzde ve bir araya gelmek istesek de artık yapamayız. Ama o küçücük köprüyü düşündüğünde, sözcüklere sığmayacak kadar büyüyüverir gözünde; yutkunur ve şaşar kalırsın. *Ayrıntı, 3. Basım, çeviri: Aysun Babacan, 1997
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © ömer akşahan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |