..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Matematiğe, yalnızca yaratıcı bir sanat olduğu sürece ilgi duyarım. -Godfrey Hardy
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Türkiye > Mehmet Sinan Gür




9 Ekim 2001
01 14 Teröre ve Savaşa Hayır!  
Mehmet Sinan Gür
Bir durum karşısında doğru tespit yapmak çok önemlidir. Yanlış bir tespit yapılırsa bunun ucu çok yanlış yerlere çıkar. Gördüğünüz başlık fevri bir şekilde söylenmemiştir. Ben böyle düşünüyorum. Farklı düşünen varsa benim yaptığım gibi nedenini açıklasın.


:CFII:
Bir durum karşısında doğru tespit yapmak çok önemlidir. Eğer yanlış bir tespit yapılırsa bunun ucu çok yanlış yerlere çıkar. Gördüğünüz başlık fevri bir şekilde söylenmemiştir. Ben böyle düşünüyorum. Farklı düşünen varsa benim yaptığım gibi nedenini açıklasın.

En son söylenecek sözü en başından söylüyorum. Teröre nasıl karşı isek bu savaşa da karşı olmalıyız.

PKK terörü yalnız ülkeyi bölmek niyetinde olan kişilerin değil, kendi kişisel çıkarları peşinde koşanların terörü idi. Şimdi de aynı durumla karşı karşıya bulunuyoruz. Dinciler bu savaşa kendilerine benzeyen kişiler zarar gördüğü için itiraz ediyorlar. Ancak itiraz edilmesi gereken asıl nokta Türkiye’nin Amerikanın amaçlarına hizmet etmesidir. Bu savaşta aktif olarak yer almakla Türkiye kendisine bir yarar sağlamayacağı gibi masum insanların ölümüne de neden olur.

İkiz kulelerin yıkılışında ABD 60 milyar dolar zarar görmüş. Orada ve uçaklarda ölen insanların bir değeri yoksa, bu saldırıyı gerçekleştirenler amaçlarına ulaşmış ve başarılı olmuşlardır. Şimdi ABD Afganistan’ı bombalıyor. Bu bombalama sırasında ölen insanların bir değeri yoksa ve ABD istediği kişi ve kişileri ele geçirir ve Taliban’ı yıkarsa öcünü almış ve başarılı olmuş sayılacaktır.

İşin aslında ise Afganistan ABD’ye cephe açarak saldırmış değildir. İkiz kuleler ve Pentagon saldırısı Amerikan gümrüklerinin, havaalanı görevlilerinin aymazlığı, uyanık olması gereken kişilerin görevlerini yapmaması sonucu olmuştur. Bunun sorumluluğunun da saldıran ve saldırılan arasında paylaşılması gerekir. Nasreddin Hoca fıkrasını herkes bilir. Hocanın evine hırsız girmiş. Demişler ki sen de kapıyı açık bırakmasaydın. O da peki hırsızın hiç mi suçu yok demiş. Burada iki tarafın da haklı olduğu yerler var.

Söylenmesi gereken bir nokta da ülkelerin yıllık gelirlerinde. Bir taraf yılda kişi başına 20bin dolar kazanırken diğer taraf 160 dolar kazanır ve açlıkla boğuşmak durumunda olursa bu savaş nedenidir. Kısaca sen bolluk içinde yüzerken ben açlıktan ölüyorsam en azından yaşamak için elindekilerden almak isterim. Almazsam öleceğim çünkü. Bu açıdan bakınca din konusu da geri planda kalır.

ABD’nin kazançları neler? Özbekistan’a bir BDT topluluğuna asker gönderdiler. Rusya eli kolu bağlı gelişmeleri izliyor. Eski SSCB’nin topraklarında şimdi Amerikan askerleri yerleşti. Pakistan 180 derecelik bir dönüş yaptı. Her şey yolunda giderse Afganistan’da bir de üssü olacak. Aynı Küba’nın SSCB üssü olması gibi, Nikaragua gibi Amerika Asya’nın ortasına yerleşecek. Dünya egemenliği için önemli bir adım atmış olacak. Burada ilgili olan ülke yalnız Rusya değil aynı zamanda Çin’dir.

ABD rejime karşı savaşan güçlere çok sınırlı düzeyde yardım ediyor. Buna karşılık savaşı bir başına halledebilecek kadar güçlü iken başka ülkelerin yardımını istiyor. Bunlar onların ince hesaplar peşinde koştuklarını kanıtlıyor.

İşler yolunda gitmezse neler olur? İran Afganistan’daki yandaşlarını korumak bahanesiyle Afganistan’a girebilir. Bir daha da çıkmaz. Rusya Amerikanın varlığından rahatsız olup Özbekistan’a girebilir. Pakistan’da darbe olur ve Afganistan yanında ABD ile savaşa tutuşabilir. Pakistan’ın elinde nükleer silahlar olduğu biliniyor. Büyük bir olasılıkla Afganistan’ın da elinde vardır. Pakistan tutumunu değiştirmese bile köşeye sıkıştığını his ettiği anda bunları kullanabilir. Türkiye ile Afganistan arasında yalnız İran var. Türkiye aktif olarak savaşa girerse nükleer silahlardan nasibimizi alabiliriz. Öyle olmasa bile Türkiye’de yaşayan aynı görüşteki kişilerin katkılarıyla ABD’deki saldırıların benzeri Türkiye’de olabilir. Irak Taliban yanında savaşa girebilir. Türkiye ile Irak karşı karşıya kalabilir. Çin ABD’nin varlığından rahatsız olup aynı Kore’de olduğu gibi Taliban’a yardım edebilir. Domino taşlarının yuvarlanması gibi olay büyüyebilir.

Bu savaşı desteklememek terörü desteklemek anlamına gelmez. Türkiye savaşa girerse Kore ve Kıbrıs savaşlarından sonra üçüncü savaşı olacak. Bizim kendimize özgü ilkelerimiz var. “Yurtta sulh cihanda sulh” ilkesi, Kıbrıs’ı saymazsak, üstelik haksız bir temelde ikinci kez delinecek. Zaten ekonomik durumlar kötü, burnumuz pislikten çıkmayacak.

Not: İlgili yazılar:
Bizi Zorla Savaşa Sokmak İstiyorlar
'Savaşa Hayır' Mitingi izlenimleri


.Eleştiriler & Yorumlar

:: Karşı konulamayan kişi (Devlet) desteklenir
Gönderen: Hüsrev Özel / Ankara
13 Kasım 2002
Sayın Gür, Bu yazıyı ithafen yazdığınız o günler geçmiş, Afganistan savaşı artık bitmiş, lakin bizimle kapışmasından endişe ettiğiniz Irak namlunun ucundadır. Şimdi ne düşünüyor, ne önermek isterdiniz, merak ediyorum. Yazınızın ana teması olan, ABD\'nin çıkarlarına alet olmayalım, tavsiyesine katılıyorum. Lakin oluşan durumlara bir bakarsanız artık "Yurtta sulh, cihanda sulh" deme durumunda değilsiniz. Cihanda savaş varsa, siz İsmet Paşa gibi, doğrudan katılmasanız bile, yerinizde rahat duramayacağınızı çok sürmez anlarsınız. O halde bir anlamda zorunlusunuz savaşa. Bu durumda ne yapacağınızı iyi bilmeli ve kendi özel planlarınızı yüksek menfaalerinizi savunmak üzere; \'Gerekirse herkese karşı savaşmak üzere\' iyi yapmış olmalısınız. ABD bizi kullanamayacağını anlayınca, bu defa Kürtleri kullanmak istiyor, çünkü böyle yapmak zorunda. Fakat Kürtleri kullanınca biz bundan ister istemez gocunuyoruz, çünkü adamların niyeti oradaki Türkleri, gerekirse daha önceleri yaptıkları gibi, yine bertaraf edip, Musul-Kerkük petrolleri üzerine oturmaktır. Amerikaya yardım ederlerse bu emele ulaşabileceklerini düşünüyorlar. Tabii ki bu işimize gelmiyor ve hop, diyoruz. Şimdi ne yapmalı peki? Korkaklıkla bir iş başarıldığı görülmüş mü, hayır. Biz karşı çıkmazsak Araplar ABD\'ye karşı çıkabilir mi? Hep beraber karşı çıksak ne yazar? Hiç, çünkü ABD BM\'den de onay çıkarttı. Çin, Rusya AB ülkeleri falan karşı çıkan var mı, yok. Bu durumda tarafsız olmak mümkün mü? Sanmam, çünkü olacaklar malum. O halda olabilen en yüksek menfaatimizi hedefleyip, ona göre bütün gücümüzü ortaya koyarak bu savaşı en kısa sürede bitirecek şekilde davranmalı ve kesinlikle kazançlı çıkmalı, prestijimizi yükseltmeliyiz. Kimse bize iyi, uysal devlet diye ne iş, ne de aş verir. Saddamı ve Irakın bütünlüğünü bırakalım biraz da başkaları düşünsün. Ellerinde fırsat olsa, yani biz Saddamın yerinde olsak gözünü bile kırpmadan ABD\'nin yanında yer alırdı, bunda kuşku yok. Haksız mıyım?




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın türkiye kümesinde bulunan diğer yazıları...
Antakya’da Bir Çiftlik ve İzlenimler
01 13 Sivil Toplum Örgütleri Nasıl Güçlenir?
Çanakkale Kara Savaşlarında Taktik Kararlar
01 10 Anti Küreselleşme
01 11 Bizim Kızılderililerimiz
Türkiye’nin Avrupa Birliğine Girme Umutları

Yazarın İnceleme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Gizemli Mısır - Tek Tanrılı Firavun Akhenaton
Müzik - Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz
Yeni Bir Vatandaş Tanımı 2
İnsan Neden Sanat Yapar?
Kitap - Martı Jonathan Livingston
Kitap - Suyu Arayan Adam - 1
Neanderthal İnsanı
Google Earth - Moskova'da Bir Araştırma Öyküsü
Orhan Gencebay Trt1'de
Milliyetçilik Üzerine

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Nazım Hikmet'ten Çanakkale Şiiri [Şiir]
Ateş ve Ölüm (Bütün Şiirler 16. 07. 2009) [Şiir]
Seni Seviyorum Bunalımı [Şiir]
İncir Ağacı [Şiir]
Bir Dosta E - Mektup [Şiir]
10 Ağustos 1915 Anafarta Ovası [Şiir]
Sevgisizlik [Şiir]
Mor Çiçekler [Şiir]
Eskiden [Şiir]
Bir Ruh Çağırma Operasyonu [Öykü]


Mehmet Sinan Gür kimdir?

Yazmayı seviyorum. Bir tümce, bir satır, bir sözcük yazıp altına tarihi atınca onu zaman içine hapsetmiş gibi oluyorum. Ya da akıp giden zamanı durdurmuş gibi. . . Bir fotoğraf, dondurulmuş bir film karesi gibi. Her okuduğunuzda orada oluyorlar ve neredeyse her zaman aynı tadı veriyorlar. Siz de yazın, zamanı durdurun, göreceksiniz, başaracaksınız. . . . Savaş cinayettir. Savaş olursa pozitif edebiyat olmaz. Yurdumuz insanları ölenlerin ardından ağıt yakmayı edebiyat olarak kabullenmiş. Yazgımız bu olmasın. Biz demiştik demeyelim. Yaşam, her geçen gün, bir daha elde edemeyeceğimiz, dolarla, altınla ölçülemeyecek bir değer. (Ancak başkaları için değeri olmayabilir. ) Nazım Hikmet’in 25 Cent şiiri gerçek olmasın. Yaşamı ıskalamayın ve onun hakkını verin. Başkalarının da sizin yaşamınızı harcamasına izin vermeyin. Çünkü o bir tanedir. Sevgisizlik öldürür. Karşımıza bazen bir kedi yavrusunun ölümüne aldırmamak, bazen savaşa –yani ölüme- asker göndermek biçiminde çıkar. Nasıl oluyor da çoğunlukla siyasi yazılar yazarken bakıyorsunuz bir kedi yavrusu için şiir yazabiliyorum. Kimileri bu davranışımı yadırgıyor. Leonardo da Vinci’nin ‘Connessione’ prensibine göre her şey birbiriyle ilintilidir. Buna göre Çin’de kanatlarını çırpan bir kelebek İtalya’da bir fırtınaya neden olur. Ya da tam tersi. İtalya’daki bir fırtınanın nedeni Çin’de kantlarını çırpan bir kelebek olabilir. Bu düşünceden hareketle biliyorum ki sevgisizlik bir gün döner, dolaşır, kaynağına geri gelir. "Düşünüyorum, peki neden yazmıyorum?" dedim, işte böyle oldu. .

Etkilendiği Yazarlar:
Herşeyden ve herkesten etkilenirim. Ama isim gerekliyse, Ömer Seyfettin, Orhan Veli Kanık, Tolstoy ilk aklıma gelenler.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Mehmet Sinan Gür, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.