Her insanda insanlığın tüm durumları vardır. -Montaigne |
|
||||||||||
|
Oysa hayatın temeli ruhaniyettir, ruh, ruhsal alan, ruhsal yaşama tarzı. Herkesin bildiği gibi en başta insanlar birbirini s.kmek için sevgili olur. Kız adamı s.kmek ister, adam kızı. Bu yüzdendin ki bir sürü sevgili geride bırakırız ve yenisini ararız. İnsanlar evlenirken yuvam olsun, çocuğum olsun ya da bana bir adam baksın diye düşüncelerle evlenir, “ailem evlenip evden gitmemi istiyor.” Oysa aşkın, evliliğin temeli ruhsal arkadaşlıktır, yoldaşlık… insan bunu en başta anlayamaz, yaşı 40, 50 olan milyonlarca insan da anlayamaz, ama bazı şanslılar anlayacaktır. İstediklerimizi elde ettikçe, “ya bu beni mutlu eden şey değilmiş” diye düşünürsünüz, ve bu yüzden boşanır insanlar…kendilerini bulup tanımaya başlamışlardır, gözleri, ufukları açılmıştır, “yüzünü görmek istemediğim lanet eski karım” diye bir şey yok bende, annesinde kalan ve sürekli benden para isteyen ve beni sevmeyen, çıkarı için seven bir çocuğum yok. Mutlu olayım derken çuvallar insanlar, başı belaya girer. Aşık olur birini öldürür, şükür ya hiçbirisi olmadı, beni defalarca öldürdü kaltaklar ama küllerimden kendimi yeniden yarattım. Yaş aldıkça insanın her şeyi değişir, inanılmaz biçimde. 18 ayrı, 30 ayrı, 40 ayrı, ama bazıları hiç değişmez, düşünmeyen insanlardır bunlar, farkına varan insanlar ise istemedikleri şeyleri sürdürmezler, onlar ruhani yoldaşlarını bulur şansları varsa, ruhaniyeti bulurlar, bulacaklardır, arayan bulur derler, mevla’sını, belasını da. Değişim, dönüşüm kaçınılmaz. Sonu ne olursa olsun insan değişmek, dönüşmek zorunda. İnsan hevesini alır ve aldığı için bambaşka şeylere yönelir, bir çocuğum olsun der, çocuk olur ve sonra başka bir şeyler ister, iyi bir ister, onu bulur ve iyi paraya rağmen işi bırakır, “bu benim istediğim değilmiş” diye düşünür, mesela evliliğin ne olduğunu öğrenen ve boşanan biri, bunun acısını çeken biri bir daha asla evlenmem der, her şeyi yaşayıp deneyerek öğreniriz, baştan ne olur nereye gider nasıl bilelim, önemli olan birini, birilerini, kendimizi mahvetmeden ilerlemek, yolumuzu bulmak, eşin seni aldattı mı, siktir et, yürü git, bas tekmeyi, hayatta her şey olur, tutup da intihar edip kurtulayım deme. İşin sırrı, “ne olursa olsun pes etmemeliyim, yoluma devam etmeliyim” demektir, zorsa diren, acıysa katlan, ağlamaksa ağla; ama yer yer öfkeden kudurma içerir yaşamak, geç git ilerle, moral veren şeylere sarıl. Hiçbir şeyi delice isteme. Hiçbir şeye delice bağlanma. Bu yol sadece ruhsallıkla geçilir, tamamlanır. Bilgece şeylere, felsefeye, düşüncelere, moral veren şeylere ve fikirlere sarıl, kendini yen, kendini aş, kendinin kulu kölesi olma ve hiç kimsenin, sakince bak her şeye, kalbindeki sevgiyle, ve merhametinin önünü tıkayan şeyleri at içinden, taş atma ve taşlaşmasın kalbin. 13 yaşındaki gibi umutlu kal ölene dek. Şu ara en yaygın sorun uyuşturucu sorunu. Buna bulaşma. Her şey ters gidebilir, güzel şeyler bombok olabilir. Yıkılmamalısın. Tematik televizyon kanallarının birinde bir program izledim, adı: “Hayaletli Hastane.” Birkaç genç adam var, bunlar metafizik varlıkların olduğu evleri, yerleri ziyaret edip onları görüntülemeye çalışıyorlar. Onlardan biri şunu diyor: “Bu varlıkların geldiği yer soğur.” Dediği doğru, ben size bu bilgiyi vereyim: Şeytani varlıklar, ruhlar, şeytani metafizik varlıklar… bunlar yakınınıza geldiğinde, bedeniniz onlara temas ettiğinde muazzam bir keskin soğukluk hissedersiniz, bu bildiğimiz soğuk gibi değildir, bambaşka, keskin bir soğukluk, ürperti duyarsınız. Deneyimledim! Hayalet ya da onların değişiyle “kötü ruhların” olduğu hastanede gece çekim yaparken varlıkları kızdırmak ve onları kafesle yakalamak gibi bir numara yapıyorlar, ve metafizik varlığı epey kızdırıyorlar ve tam bu sırada gençlerden biri ondan hiç beklenmedik hareketler yapmaya başlayıp öfke krizine girip bağırmaya ve metafizik varlığa küfretmeye başlıyor ve kendini kaybediyor Genç adam evden çıkıp kendi başına ilerlerken öfkeyle bağırıyor. Ne oldu ona? Kötücül şeytani varlıklar kalbe girip kalbin frekanslarını nefretle doldurur, evin bacasının tıkanması ya da dışardan kapatılması gibi, o zaman ev duman dolar, boğulursunuz. Hayalet peşinde koşan gencin kalbi, zihni bloke oldu, arızalandı sistemi, öfkeyle patlıyor bağırıyor. Bu gençler varlıkların seslerini kaydetmeyi başarıyor, düşük frekanslı seslerle onları rahatsız edebiliyorlar. Düşük frekanslı ses demek onların yanında dinamit patlatmak gibi bir şeydir, rahatsız edicidir. O birkaç genç uzun yılardır bu işte olduklarını ve ilk kez böyle güçlü bir kötücül varlıkla karşılaştıklarını anlatıyor. O kötücül varlıkların milyon numarası vardır. Onları nasıl bloke edersiniz. İradenizi demir gibi yaparak. Kim gibi? Tomris Hatun gibi. Nefes kontrolü gücü. Öyle güçlü nefes alıp ver ki aç kurt gibi dağda. Karın kaslarının, göbeğin kontrolü, binlerce yumruk yesen de karın ağrısı hissetmezdin. Gözünü diktiğin canlılar nesneler. Gözünü hep güzel şeylere dik, bakışlarında ruhaniyet, nur olur. Duş al. Kendini bulduğun kişiyle seviş çatır çatır. Aksi arıza saçan bütün düşünce ve fikirleri yok et zihninden. Her an çok yufka yürekli olabilmelisin ve sık sık demirde yürekli. Dua. Duadan önemlisi yürek gücü. En zorlu anlarda moral ver kendine. Acıya, travmaya dayanma eşiğini sürekli yükselt. Yeryüzü bir cehennemdir, ne normali!!!!!!! Pes etmemezlik bilinci, iradesi. Yarandaki kurtlardan nefret etme. Bilinç altı kontrolü. Bilinç altını yeniden dizayn et. Allah’ın isimleri yardım eder.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © İsa Kantarcı, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |