"Bazen bir mısra yaşamı değiştirir." -Kafka |
|
||||||||||
|
Onun Sırtını Hayal Ediyorum bu ara bir kızın şeffaf bir kızın beyaz bir kızın gelinlik giymiş bir kızın sırtına kanat yerleştirmeye çalışıyorum tohumlarını yerleştirmeye çalışıyorum diyelim ilginç ve çok saf bir çiçek tarlası kartal gibi kanatlar albatros gibi kanatlar onun sırtını hayal ediyorum sırtı gözümün önüne geliyor aniden bu elimde değil onu yatağımda görüyorum yan dönmüş yatıyor ay beyazı sırtı açık sırtı çıplak kılıç gibi sutyen var belki de sutyen olmasın canım başımı sırtına koyuyorum sırtını bağrıma yapıştırıyorum bunu sonsuza dek yapacağım çünkü bu beni mutlu ediyor onu da mutlu ediyor ruhani olduğu kadar fiziksel bir bağlantı bu sevmek böyle bir uçurumdan aşağı atlamaktır ona zincirlenmiş gibi sarılmak sarmaşıklar gibi ellerim sarmaşık gibi uzar ve onu sarmalarım kozasında kelebeğe dönüşen bir kurt şimdi o ben ona arkadan sarıldıkça. sırtını bağrıma yapıştırıyorum çocuk gibi sırtı çocuk kılıç gibi uzun saçları yastığıma dökülüyor bir keresinde ona hediye almıştım yastık… bir keresinde saçının bir telini gördüm çok ilginç geldi sonra hep hayalimde saç telini gördüm, tek saç teliyle gezegenler dolaştım sırtını hayal edip duruyorum sırtı kan ağlıyor bir ben biliyorum onun sırtındaki derdi. Bir gün rüyamda annemi gördüm “X’in beli kopmak üzere” dedi annem. nedir bu rüya dedim kendime, anladım sırtındaki karanlığı, acıyı, dehşeti. bu yüzden sırtına bakıyorum farkında olmadan meğer gökyüzünün en parlak yıldızını seyreder gibi kendisi nasıl bilsin sırtındaki ağır belayı. nasıl bilsin yavrucuk. bilemez ki.. benim sevmem gücüm yetmedi de annem diyor bana: “beli kopmak üzere…” annemin sihri… annem varsa… annem bir şey demişse onunla ilgili… düzelecek kız, sırtındaki karanlık ağırlık kaybolup gidecek… ve kanatları çıkacak…çünkü ben onu potansiyelini biliyorum, çıkacak kanatları ve özgürlüğüne kavuşacak iki beyaz güvercin yavrum karı koca güvercin kasım ayında acı soğukta gökyüzünde ağaçların arasında bulutların altında ne güzel süzülürler dans ede ede birbirine manevralar yaparak dalaşır gibi öyle özgür dolaşasın hayatın içinde her nereye gitmek istersen git canın nereyi kimi çekerse… iki beyaz güvercin hani anlatmıştın ya sen doğduğunda pencere camına konmuştu bulunduğun odanın cezamı çekiyorum burada sen orada herkesin bir cezası vardır çekmesi gereken bitecek günün birinde cezan özgürlüğün kapıları senin için açılacak gıcırdayacak yüzyıllar güzel, mutlu, huzurlu yıllar kozmik yıllar İsa Kantarcı
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © İsa Kantarcı, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |