"İnsan - işte tüm sır burada. Bu sır üzerinde çalışıyorum, çünkü kendim de insan olmak istiyorum." -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
o kadar iyi biri ki; başkaları mutsuz olmasın diye cehennemde çadır kurup yaşamaya, geçinmeye çalışır. bugün ne pişireyim: patates kavurması süper yapar annem piç olacaksın, jilet gibi aykırı, başkaları ne der, ne düşünür diye gram düşünmeyeceksin. başkaları ne der düşünür diye düşünmekten baskıdan kuruduk kaldık amk sutyen giymeden parka giden kız gibi takılcam artık park güvenlik görevlisi kızın tişörtten memeleri belli oluyor diye onu oradan atmış kız olsam kesin sutyen giymeden sokağa çıkardım meme uçlarımın belli olacağı giysiler giyerdim herkesle böyle kafa bulurdum akıllarına nasıl çelme taktığımı görüp içimden kahkahalar atardım kızlar örtünmeyin örtüne örtüne bir halt bulacağımız yok açılın saçılın salıncaklarda delice kahkahalar atarak sallanın hiçbir erkek başı örtülü kıza aşık olmaz çünkü erkekler kızın saçını görmek ister erkekler kıça aşık olur meme çatalına baş örtüne değil çula çaputa yüreğe aşık olur pardösüye değil bırakın örtünmeleri çulları çaputları… açılın saçılın memelerinizin ucundan akarsuyunu salın hayatın cehennem karalıklarına her ne yaparsak yapalım zaten cehennemliğiz y.rağı yedik Allah’ın iyilikleri ve yüceliği, gücü, kozmik sevgisi aşkı karşısında… biz biraz insan olabilsek… yeter… piç olacaksın patates gibi kavuracaksın toplumu onun sevmediği şeyler yapacaksın kafalarını birbirine tokuşturacaksın belki uyanışa geçer bazıları ortalık yere sana aşık kedilerini köpeklerini sıçtıracaksın bu konu onları deli etsin belki uyanışa geçer bazıları diye atlarını süreceksin üstlerine adi aşağılık partizan köpekleri eze eze öldürsün diye 12 yaşında piç olsaydım keşke anne sözü dinlemeseydim keşke delice gezseydim keşke Samsun ilçelerinde sokaklarda yatsaydım lan sonra hepsi bir rüya olarak hatırlanıyormuş. yapmadığım dünya kar şey varmış lan sonra yıllar geçince bir epilepsi krizi başlarmış içinde hiç yaşamamışım çocukluk yapamamışım toplum işte… işe içine… aile işte sıç içine… pazar günü… ilkokul zamanı…bahçeye gübre taşıttırdı babam iş bitse de gidip arkadaşlarla oyun oynasam diye düşünürdüm…akşam olurdu… keşke bütün yasak en yasa dışı her şeyi yapsaymışım… bir suskunluk eziklik sessizlik utanç baskı içinde eriyip geçip gitmiş çocukluğum her baskı..büyük bir depremle patlak verir… yaş 47 ayıplanan her şeyi..her pisliği yapacağım… ama romanlarımda… ve gerçek hayatta…zamanı gelince… bu uşak baskıların acıların yattığı uşaktır diyeceğim ilerde… bu şöyle bildiğimiz adam neden meme uçlarından bahseder kızların abi içimde var hep böyleydim baskı…patlak verdi içimdeki cevher kaderim bu İsa Kantarcı
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © İsa Kantarcı, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |