Kendinden daha uyanık insanları işe aldığın zaman, senin onlardan daha uyanık olduğunu kanıtlamış oluyorsun. -R. H. Grant |
|
||||||||||
|
İnsanlar, ömrünü neden “her şeyi ben bilirim” havasında harcama yolunda ilerletmeyi tercih ediyorlar? Siz değerli okurlarıma bahsetmekte olduğum, şahısların bilmedikleri en önemli şeylerden bir tanesinin, kafalarında yer eden manasız fikirlerle bir yere varılmayacağıdır. Hayatın sayısız gerçeklerinden olduğu bilincine varmamaları, bir çuval misali oldukları yerde kalacakları anlamını taşımaktadır. Yapmakta olduğum gözlemlerime dayanarak bu yazımı kaleme almaya ve siz değerli okurlarıma sunmaya karar verdim. Etrafıma bir bakıyorum, bir sürü kendini bilmez; fakat “küçük dağları ben yarattım” havasında yaşayan bir sürü insanla karşılaşıyorum. Kendisini Kaf dağının tepesinde görenlere, yapmakta oldukları en büyük hatalardan bir tanesi yüzünden boşa zaman harcayarak israf yolunda yürüdüklerini anlatamadığımız. Demem o ki; bu şahısların hiçbirisinin yaşadığı hayatla alakalı bir bilgiye sahip olmadığı aşikar. Biz bunları görüyoruz, kendilerine de göstermek için olağanüstü çabalar harcamamıza rağmen boşyere kürek çektiğimiz yaşanan olumsuzlukların bir göstergesidir. Bilinmelidir ki küçük dağları ben yarattım havası ile yol yürümenin insanoğluna kazandırdığından ziyade kaybettirdikleri, hayatımızın vazgeçilmez gerçeğidir. Düşünmemiz lazım gelen bir şey daha var: Yapacağımız tercihlerin, denizde bir tekne misali alabora olmamızın önüne geçmesi gerektiğidir. İnsan olarak başarıya ulaşamazsak geçen zaman içerisinde yaşadığımız hiçbir şeyin anlamı olmayacağının bilincine varılmalıdır. İnsanların yapmakta olduğu en önemli yanlışlardan bir tanesinin de “her şeyi ben bilirim” düşüncesi ile hareket etmenin kendisini ifade şekli olduğu inancına kapılmalarıdır. Sözü geçen şahıslar, idrak ettikleri kendilerini önlerini aydınlattığı fikrine kaptırdıkları; aslında ucu bucağı olmayan bir karanlığa sürüklendiklerinin farkına varmakta geç kalmışlardır. Bahsetmekte olduğum kafalarında yer verdikleri bu gereksiz fikirle hareket etmekle bir arpa boyu yol alınamayacağıdır. Beyinlerin büyük bir bölümünün insanların yanlış yönlendirilmesine sebep olan bu lüzumsuzlukla bir çuval misali doldurulduğu akıllardan çıkarılmamalıdır. Kafamızın, etrafımızda her ne varsa yok eden, bizi bir rüzgâr önüne katıp savuran egoistliği elden bırakmamamız halinde mahsul alamayacağımız bir harmana dönüşeceği gerçeğinin de göz ardı edilmemesi gerekmektedir. Boş fikirlerin kafamızda yer bulmasına müsaade ettiğimiz müddetçe kendisini öğütmekten vazgeçmeyeceği de bir an olsun unutulmamalıdır. Beynimizin zararlı fikirlerden kurtarılarak insanlık için yararlı fikirler üretmesi için gayret gösterilmesi tek şartımız olmalıdır. Başarıya ulaşamazsak beyinlerimizin boş bir değirmene dönüşmesinin çok uzak olmadığı görülmektedir. Hayatımızı aydınlatabilmek, kafamızda mantıklı fikirlerin yer etmesini sağlayabilmek için ben olma inancını taşımaktan kurtulmamız lazım gelmektedir. Kendimizi “ her şeyi ben bilirim” havasından sıyıramadığımız müddetçe insanlığa değil faydalı olmak, hayatımızı sürüklediğimiz boşluğun içerisine tüm insanlığı da çekmekten geri kalmayız. Yapmamız gereken tek bir şey var: O da egoistlikten uzak kalarak insanlara ne şekilde yardımcı olabiliriz düşüncesi ile hareket etmek. Çünkü insanın en fazla zarar gördüğü fikirlerin başında” her şeyi ben bilirim, benden başkası yok, olamaz inancına kapılarak yol almak gelmektedir. Yazımı siz değerli okurlarıma birkaç tavsiyede bulunmadan sonlandırmak istemiyorum. Siz, siz olun her zaman kendiniz olarak yolunuza devam edin; gökyüzüne değil de her daim önünüze bakarak yürümeyi tercih edin. Gökyüzüne arada bir bakın elbette; ama küçük dağları ben yarattım havasına bürünerek değil, insanlık için büyük bir önem arz eden gökteki güzellikleri görebilmek için. Bir de sizi hayatınızı etkileyeceğini fark ettiğiniz, egoist insanlardan uzak kalın, onlar yüzünden hayatınızın ışığına veda etmeniz kaçınılmaz olacaktır. Hiç kimseye tepeden bakmayın, ben bilirim fikrini kafanızda taşımakta ısrarcı davranmayın, görmemekte ısrarcı olduğunuz küçücük bir ışık, bir gün gelir sizin hayatınızı kurtarabilir.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hüseyin İbiş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |