..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Ne elbiseler gördüm, içinde adam yok, ne adamlar gördüm sırtında elbise yok." -Mevlana
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yazarlar ve Şairler > Yûşa Irmak




12 Mart 2022
Refik Halid’in Ahmed Midhat Efendi’si  
Yûşa Irmak
Felâtun Bey ile Rakım Efendi’de, Rakım Efendi’yi, onun değerlerini, yaşama biçimini savunduğu için bağnaz bir Doğu yanlısı sayılmış Ahmed Midhat Efendi. Hatta Tanpınar, Ahmed Midhat’a bildiğin mesafeli duruyor. Eserden yola çıkarak, edebiyatımızın ilköğretmeninin hayata dar bir perspektiften baktığını ileri sürüyor.


:FEG:
Felâtun Bey ile Rakım Efendi’de, Rakım Efendi’yi, onun değerlerini, yaşama biçimini savunduğu için bağnaz bir Doğu yanlısı sayılmış Ahmed Midhat Efendi. Hatta Tanpınar, Ahmed Midhat’a bildiğin mesafeli duruyor. Eserden yola çıkarak, edebiyatımızın ilköğretmeninin hayata dar bir perspektiften baktığını ileri sürüyor.

Refik Halid’in 1939’da yazdığı bir yazı var, o yazıda Sürgün romancısı bu soy görüşlerin, değerlendirişlerin çok uzağında, belki de tam karşısında bir değerlendirmeyi yeğlemiş. Yenilerde, Edebiyatı Öldüren Rejim’de (İnkılap Kitabevi) okudum.

Midhat Efendi diyor Refik Halid, “Garp bilgisini ve tarzını, zihni tamtakır millete, öyle bin emek sarfıyla yutturdu; dimağını lezzetli gıdaya, kitap ve gazete yazısına, yeni malumata, tekniğe, asrîliğe alıştırdı.”

Sırlarla dolu bir çaba bu. Nezihe Araz beyazcama ne yazık ki aktarılmamış bir senaryosunda sırlardan biri olarak Kırk Ambar yayınlarını işlemişti. Refik Halid de Kırk Ambar serüveni üzerinde ısrarla durmuş.

On dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısı; Ahmed Midhat Efendi her türlü imkânsızlık ortasında, Kırk Ambar’la boğuşuyor. Mucizeyi andırır bir emek bu. Kırk Ambar’da hikâye, tefrika roman okurla buluşuyor. Okur dediğim, Kırk Ambar’ın usul usul, kendi başına var ettiği dünyaya açılan tarih ve coğrafya yayını, yeryüzünün geniş bir tanıtımı… Midhat Efendi on dokuzuncu yüzyıl Osmanlı insanını yepyeni bir görüngeye alıp götürüyor!

Refik Halid, onun çabasını, Şinasi’ninkiyle karşılaştırıyor. Şinasi ve arkadaşları edebiyatta, gazetecilikte “ilk alafranga elbiselerin terzisi, makastarı, ustası” imişler. Ama Ahmed Midhat Efendi bu giysilerin pahalıya çıktığını ayırt ediyor. Sonra şu müthiş saptama:

“Ahmed Midhat hazır elbiseci dükkânı açtı. Ve ucuz ucuz satarak, yayarak, balya balya her tarafa yollayarak halkın fikr-i terbiyesini giydirip kuşattı, ona Avrupaî şekli ve düşüncesi verdi.”

1990’larda Türk Romanından Altın Sayfalar’ı yazarken, Ahmed Midhat Efendi’nin asıl büyük hizmetini, önyargılarım sebebiyle, göremeyenlerdendim. Felâtun Bey’in epey hırpalanmış olmasına, için için kızanlardandım. 2000’lerde, bu seçkinin yeni basımında, bir dostum, “Keşke Ahmed Midhat’ı bu kadar kısa geçmeseydin Yuşa” demişti. Haklıydı. Bu uyarının etkisi altında, Ahmed Midhat’ın eseriyle nice zaman didişip durdum.

Romanı kesip araya girişler, meddah hikâyesini andırır konuşmalar, konu dışına çıkıp ahlâk dersi verişler, yersiz entrikalarla okur merakını kabartışlar, bütün bunlar yine tuhafıma gidiyordu ama; coşkun ilköğretmenin okur kazanmak kaygısını artık alımlıyordum…

Derken Müşâhedat’ı hatırladım. 2000’li yıllarda, usta Behçet Necatigil’in sadeleştirmesinden okumuştum bu romanı. Sadeleştirme yıllar yılı yayınlanmadı. Müşâhedat imparatorluğun dağılış döneminde birleştirici olmak ereğiyle yazılmış bir roman. Hiç sıkılmadan okuduğumu da hatırlıyorum. Teknik kusurları var mıydı, yok muydu, unutmuşum.

Gerçi, bu ‘teknik kusurlar’ için de Refik Halid’in çok önemli bir değerlendirişi söz konusu. Hüseyin Rahmi’den yola çıkarak dile getiriyor:

“Şu var ki teknik kusuru, daha doğrusu iptidaîliği bu romanlara (Hüseyin Rahmi’nin romanları, Sİ) büsbütün yerli bir mahiyet vermekte, âdeta yakışmaktadır. Mütekâmil bir teknik ve âlî bir üslûp yerine hoş bir dağınıklık ve bir lâûbalilik o tiplere, dekorlara o kadar uygun düşüyor ki başka türlüsünü yadırgayacağımıza, züppelik sayacağımıza hükmedeceğimiz geliyor.”

Ancak usta bir romancıya, bir anlatış ustasına yaraşır bir değerlendiriş. Romancı sezgisinin zaferi. Keşke araştırmacılar, eleştirmenler de geçmişte okusaydılar.

Bana öyle geliyor ki, dünkü edebiyat insanlarımızın emeklerine, hem de tek tek, yeniden eğilmek zorundayız.

Kalın sağlıcakla..



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yazarlar ve şairler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Abdülhamid, Abdülhak Hâmid ve Karındeşen Jack
Ruhu Vurgun Yemiş Dalgıçlar
Dilaver Cebeci
Bir Çığlık
"Anlamı Yok Tüm Sözlerin"
İlla da Ben… Ben!..
"Babil’de Ölüm, İstanbul’da Aşk"
"Suya Kanat" Ummana Karışan Şiirler
Bizi Birleştirenler
Tanpınar’ın Şark ve Garp Çıkmazı Üzerine…

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
13 - 14 Yaşındaki Kız Çocukları Hakkında…
İşlenmemiş Cevherler Ülkesi: Türkiye
Sonbahara Birlikte Yürümek
Günbatımı Eski Bir Masada Başladı Her Şey
Yağmurda Koşamayanlar
Geçmişi Geçmişimiz Olan Şehir: Bosna - Hersek
Kaygı ve Endişe İnsanı İnsanlıktan Çıkartır
Ezberlerin Bilimsel Kılıklısı Bir Felakettir
Eşek Edebiyatı
Gidene Yol, Kalana Yer Vermek

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bir Hicran Nağmesi [Şiir]
Geldim [Şiir]
Sakin Bir Acı [Şiir]
Sözün Çiçeği [Şiir]
Sevgiliye Hasretle [Şiir]
Geceye Kâside [Şiir]
Benimle Ölür Müsün? [Şiir]
Gözbebeği Turşusu [Şiir]
Beste-i Nigar [Şiir]
Bilemezsiniz [Şiir]


Yûşa Irmak kimdir?

Felsefe ve edebiyat aşığı! Yayıncı, gazeteci ve kitapsever. . .


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Yûşa Irmak, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.