..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Herşeye imgelem karar verir. -Pascal
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Din > Yûşa Irmak




7 Şubat 2022
Bağışlanmak İsteyen Affeder Ama…  
Yûşa Irmak
Haklılığa dayalı güç ve kuvvet sahibinin, maddi ya da manevi yaptırımdan vazgeçerek, suçluyu, affedip bağışlaması, insani erdem yapılanmasının en büyük özelliğidir. Evet, meselenin hukuki yanı kadar ahlaki yanı da oldukça mühimdir. Çünkü, yanılgı kaynaklı sorumluluk çok çeşitli, çok katmanlı karmaşık bir olgudur.


:GJE:
Haklılığa dayalı güç ve kuvvet sahibinin, maddi ya da manevi yaptırımdan vazgeçerek, suçluyu, affedip bağışlaması, insani erdem yapılanmasının en büyük özelliğidir. Evet, meselenin hukuki yanı kadar ahlaki yanı da oldukça mühimdir. Çünkü, yanılgı kaynaklı sorumluluk çok çeşitli, çok katmanlı karmaşık bir olgudur.

Affedicilik, bunların bütünüyle irtibatlı. İnsan, doğası gereği hata yapmaya elverişlidir. Tıpkı Orhan Gencebay’ın bir şarkısında dediği gibi: “Hatasız Kul Olmaz” bir olgudan öte realitedir ve insan olarak zaaflarımızın bilançosu oldukça kabarıktır. Tüm insanlığın beşikten mezara kadar eğitilmesine, terbiye edilmesine aslında muhtacız. Zira, bağışlamak ve bağışlanır olmak insani büyük bir erdem, insana moral veren bir sığınak ve rahmani bir barınaktır.

Burada empatik yaklaşım devrededir.
Şayet suçlu ve hatalı ben olsaydım, muhatabımın bana nasıl davranmasını bekler, ondan ne talep ederdim?

Vicdanımızın bu soruya vereceği cevabın, tepkilerimizin, sempatilerimizin ve kararlarımızın bağışlamaya yönelmesinde zorlayıcı ektiye sahip olacağı şüphesiz su götürmez bir gerçektir. Allah’ın bize öğretisi de aynı doğrultuda: “İçinizden fazilet ve imkân sahibi olanlar, akrabalara, fakirlere, Allah yolunda hicret etmiş olanlara sadaka vermeme hususunda yemin etmesinler. Affedip müsamaha göstersinler. Siz de Allah’ın sizi affedip müsamaha göstermesini istemez misiniz? Allah, gerçekten Gafur ve Rahimdir.” (24/22) der.

Hz. Ebu Bekir (r.a.), sürekli yardımda bulunduğu, destek olduğu, akrabasından bir sahabenin de “ifk” hadisesine karışmasına çok üzülmüş ve artık o kişiye yardımcı olmayacağına yemin etmişti. Söz konusu ayet bunun üzerine indi ve en çirkin iftiralar karşısında bile, erdemli kişinin nasıl tepki vermesi gerektiği hususunda yol gösterdi. Büyük Sıddık derhal yeminini bozdu, kararından vazgeçti, bağışlamanın huzur veren iklimine dehaletle sonsuz mutluluğa erdi. Bağışlamak, sevginin, hoşgörünün, şefkatin gergefinde örülmüş bulunmaz Hint kumaşıdır. Ondan elbise yapıp, giyebilmek büyük sabır ister, dayanmayı şart koşar, metanet gerektirir: Peygamberimiz, kendisini hakaretlerle taşlayarak kovan Taifliler için ettiği dua: Alla’ım onlara doğruyu göster, çünkü bilmiyorlar. Ve kendisini, yurdundan yuvasından çıkarıp hicrete mecbur bırakmış, bununla da kalmayıp her fırsatta düşmanlıklarını açığa çıkaran teşebbüslerde bulunmuş topluluğa Fetih günü söyledikleri: Artık kınama yok… Hz.Yusuf’un kendisi için ölüm peyleyen kardeşlerine finalde verdiği cevap da öyle.. (12/92)

Hz. İsa, recmedilmeye götürülen suçluyu cezalandırmaya hazırlanan topluluğa dedikleri: “İlk taşı hiç günahı olmayan atsın..” örnekleri ve kutsal referansları sayısız denecek ölçüde çoğaltmak pekala mümkün. Ki zaten ilahi ahlakı konu alan her söz ve beyan misk kokulu neticeye ulaşması için mutlaka ama mutlaka Rabbimizin engin merhamet ve affediciliğinden bahsetmek zorundadır… O’nun ahlakını rehber edinmek ise bizler için ihmal edilemez bir vecibedir… Bağışlamanın istismar edilmemesi, bağışlamadaki gerekçenin kabul edilebilirlik koşuluna uyumlu olmasına bağlı bir durumdur.

Bildiğiniz pislik tiplerin refleksleri kült haline getirmiş, kendi cinslerinin dahi en alçağı kimselere, hukukun gereği neyse öyle davranmak ve lüzumu anında onlara kendi anlayacakları dilin icabı bir dille konuşmak insanlığa ve insani değerlere saygılı kalmanın göstergesidir. Aksi halde kaos ve zulüm eksik olmayacaktır. Bağışlamak bir yetki, bir salahiyet. İnisiyatifi esas alan tavır belirlemesi. Tercih ameliyesini neticelendirmiş hür iradenin, nihai kararı infaza iştirakidir.

Veto endişesi taşımayan son hüküm. Aktif, dinamik, uzlaştırıcı ve bütünleştiricidir. Onu pasif bir kabulleniş, özgürlük özürlü bir teslimiyet olarak değerlendirmek fevkalade yanlış ve isabetsiz bir karardır. Özel hakların ihlali halinde bağışlamak yetkisi ancak hak sahibine verilmiş bir haktır. Bu hakkın bir başka otorite tarafından kullanılması adalet kuralları bakımından doğru olmadığı gibi vicdani disiplin ve kriterler açısından da asla doğru kabul edilemez. Bu kural, disiplin ve kriterlere ters düşmenin akıbeti ise hepten zarar, külli kayıp ve hüsrandan başka birşey değildir!

Günümüz sosyal medya yazar çizerlerinin bu önerilerimi dikkate alacaklarını düşünüyorum… Zira er ya da geç, bir gün o kara toprak, ağzımıza, burnumuza dolacak ve o hiç beklemediğimiz hesap gününde istesek de istemesek de tüm azalarımız tek tek dile gelip konuşacaktır…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın din kümesinde bulunan diğer yazıları...
Hızır Dönüşü

Yazarın İnceleme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yaşadığımız Kaos Türklerin İdrakini Gösterecek
Oyun veya Siyaset
12 Eylül Fermanı
Sefil Tarihçilerimiz!
Tarihimizi Aydınlatan Bir Kitap
Büyük Şairlerin Şiirleri Nasıl Okunur?
"Tufandan Önce" Kitabı Üzerine Notlar
Dilin Düşündürdükleri
Pavese’nin Yaşama Uğraşı
Edebiyat Düşüncesi Üzerine…

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Geldim [Şiir]
Bir Hicran Nağmesi [Şiir]
Sakin Bir Acı [Şiir]
Sözün Çiçeği [Şiir]
Sevgiliye Hasretle [Şiir]
Geceye Kâside [Şiir]
Benimle Ölür Müsün? [Şiir]
Gözbebeği Turşusu [Şiir]
Beste-i Nigar [Şiir]
Bilemezsiniz [Şiir]


Yûşa Irmak kimdir?

Felsefe ve edebiyat aşığı! Yayıncı, gazeteci ve kitapsever. . .


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Yûşa Irmak, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.