..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İnsan gülümsemeyle gözyaşı arasında gidip gelen bir sarkaçtır. -Byron
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > Yûşa Irmak




2 Mayıs 2021
Hüzün Garında…  
Yûşa Irmak
Issız bırakılmış yurtlarda kadim zaman insanlarıyla buluşmak ister misiniz!? Bir yolculuğa çıkalım o halde bugün; yıllarca önce terk edilmiş bir diyara doğru?!..


:FDH:
Issız bırakılmış yurtlarda kadim zaman insanlarıyla buluşmak ister misiniz!? Bir yolculuğa çıkalım o halde bugün; yıllarca önce terk edilmiş bir diyara doğru?!..

Zihninizi kapatın dış dünyaya, sigaranızı söndürün, gürültüsünü unutun sokağın, gözlerinizi yumun birkaç dakikalığına ve bir anda açın kırkıncı kapısını kalbinizin…

Bir kızgın kum denizi mi yakıyor şimdi gözlerinizi ve gölgeniz ayaklarınızın altına mı toplanıyor?!.. Doğru yere geldiniz. Artık ne yolunuzu, ne de yönünüzü aramaya çalışmayınız, bulamayacaksınız… Nerde, kaç yıllık yolda gizlendiğini bilmediğiniz bir sevgilinin kumdaki izlerini yok etmekte sanki sam yeli yavaş yavaş. Koşmayın siz de, acele etmeyin, yetişemeyeceksiniz nasıl olsa rüzgâra. Sakinleşin, kendinizi dinleyin ki doğru karar veresiniz; neredeyim, niye geldim, nasıl gitmeliyim?!..

Arada sırada sizi andıran, sizin gibi kaybolmuş âşinalara rastlamaya başlayacaksınız az sonra; çaresiz ve umutsuz dolaşıyor göreceksiniz hepsini. Şaşıracaksınız, gerçeği bilmediğiniz ve bildiğinizi gerçek sandığınız için… Gerçek yalnızca bir acı ve hüzün oysa burada…

Bir bilseniz, ah bir bilseniz, bu çöldeki herkesin, sizin sevdiğinizi sevdiklerini!.. Ve bilesiniz ki onlar da sizin gibi bu çölde cânân diye diye candan geçecekler sonunda. Hatta arada sırada rastladığınız kemiklerin, kafataslarının da sizden önceki aşıklarına ait olduğunu bilseniz Sevgili’nin.

Bu acı çöllerde bir iksir bulduğunuzu farz edin şimdi, aşk adında. Bütün zehirlerden daha acı, ama bütün lezzetlerden daha leziz. Öyle bir acı iksir ki içtikçe susayacak, susadıkça içmek isteyeceksiniz. Hani “Fe-şâribûne şürbe’l-hîm (Vâkıa, 55)” buyurulmuş ya, tam da öyle. Üstelik bu iksirin sevgiliden geldiğini de bilmektesiniz… Bir dert ki dermanı kendi içinde. Bir derman ki derde feda edilmekte. Dert ki, canla başla kabul görüyor; derman ki bizatihi dert oluyor. “Dertleri zevk edindim” diyen şairin açmazı gibi hani.

Atamız Safiyyullah’ın yasak meyvayı taddığı gün yaratılan bu çölde öyle kervanlara rastlamaktasınız ki şimdi, muhtelif yönlere doğru dalgın, üzgün, küskün; ama istekle; ağır ağır, adım adım ve gece gündüz sürekli gitmekte ha gitmekteler… “Aynı kervana bu kaçıncı rastlayışım?” diye sormayınız sakın kendinize; onlar da sizin gittiğiniz yöne, sizin gittiğiniz yola ve sizin gittiğiniz sevgiliye gitmekteler, günler, haftalar ve yıllardır… Dönüp durmaktalar…

Katılmak ister misiniz kervana?!.. Biraz sonra aşk sürgünü deve yavrularının boyunlarındaki ceresler çalmaya başlayacak… Kalmayasınız dağlar başında; yalnız ve tenha, uykulu ve uyanık… Ceres seslerini her işittiğinde bir kez daha tükenen ihtiyara rastlayacağız az sonra. Hani Yusuf’un hasretiyle gözlerine kara sular inen ihtiyara… Duyduğu seslerden, Yusuf’u Mısır’a götüren kervanın Ken’an illerinden geçtiğini zannedecek yine ve kokusunu almak isteyecek uzun ve derin nefeslerle. Yine “Yusuf’um!.. Yusuf’um!” diye ağlayacak. Bu kayıp elem çölünde tek bilinen kulübe onunkidir, tek mekan, tek yurt. Bütün yönler ona göre tayin edilir; bütün tarifler, bütün adresler ona göre… Hüzünler Evi derler oraya…

Hoş geldiniz!..

Hoş geldiniz Yahya Kemal’in, Fazıl Ahmed’e ithaf ettiği gazelin mısralarına:

Bir hıyâbândır ki hasret kûy-ı cânândan geçer

Her geçen cânâna peyvest olmadan candan geçer

Cümle lezzetten lezîz iksîrsin ey zehr-i aşk

Zevki derdinden alan her ruh dermandan geçer

Meyve-i memnûdan tadmak günâhından beri

Kârbân-ı aşk bitmez bir beyabandan geçer

Pîr olur Ya’kûb bir savt-ı ceres gûş eylese

Mahfe-i Yûsuf sanır vâdi-i Ken’an’dan geçer

Dinlemekçün mâcerâ-yı hecri nâyından Kemâl

Mevkib-i yârân civâr-ı Beytü’l-ahzân’dan geçer

Kaynak:
İskender Pala





Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Günbatımı Eski Bir Masada Başladı Her Şey
Kaygı ve Endişe İnsanı İnsanlıktan Çıkartır
Benjamin Button'un Tuhaf Hikayesi'nin Düşündürdükleri
İki Burçlu Bir Kale: Zaman!
Dünyaya Açılan Yol
Kendini Anlatma Şekli
"Güzel"in Anadilini Konuşursak Ne Olur?
Yürek Evinde Oturmak
Güzelliğin Evine Kurulmak
Kendini Çimdiklemek!

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
"Bir Çürük İpliğe Hülya Dizmişiz. ""
Sen Kimsin?
İşlenmemiş Cevherler Ülkesi: Türkiye
Geçmişi Geçmişimiz Olan Şehir: Bosna - Hersek
Dilaver Cebeci
O Kelime!
İstanbul’u Düşünmek
13 - 14 Yaşındaki Kız Çocukları Hakkında…
Sonbahara Birlikte Yürümek
Abdülhamid, Abdülhak Hâmid ve Karındeşen Jack

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Sakin Bir Acı [Şiir]
Geldim [Şiir]
Sözün Çiçeği [Şiir]
Gözbebeği Turşusu [Şiir]
Bilemezsiniz [Şiir]
Bir Hicran Nağmesi [Şiir]
Geceye Kâside [Şiir]
Sevgiliye Hasretle [Şiir]
Benimle Ölür Müsün? [Şiir]
Beste-i Nigar [Şiir]


Yûşa Irmak kimdir?

Felsefe ve edebiyat aşığı! Yayıncı, gazeteci ve kitapsever. . .


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © Yûşa Irmak, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.