..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Mektubum sanırım fazla uzun oldu, çünkü daha kısa yazmak için yeterince vaktim yoktu. -Pascal
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Estetik Biçimler > Yûşa Irmak




5 Eylül 2020
Portrait Of May Sartoris Tablosu'nun Düşündürdükleri  
Portrait of May Sartoris Tablosu'nun Düşündürdükleri

Yûşa Irmak


İngiliz halkının çok sevdiği, dikkate değer bulduğu ve en çok ziyaret ettiği tablolardan biridir Portrait of May Sartoris… Tabloyu ilk kez bir kardeşim paylaştığında ilgimi çekmişti. 1830-1896 yılları arasında yaşamış olan ve Sir Frederic Leighton olarak adını öğrendiğim İngiliz ressam ve heykeltıraşın yaptığı bu tablo ile ilgili bilgi edinmek için araştırma yapma gereksinimi hissettim. Çünkü bu tabloda beni derinlere çeken garip bir hüzün ve çaresizlik gizliydi…


:AHAF:
İngiliz halkının çok sevdiği, dikkate değer bulduğu ve en çok ziyaret ettiği tablolardan biridir Portrait of May Sartoris…

Tabloyu ilk kez bir kardeşim paylaştığında ilgimi çekmişti. 1830-1896 yılları arasında yaşamış olan ve Sir Frederic Leighton olarak adını öğrendiğim İngiliz ressam ve heykeltıraşın yaptığı bu tablo ile ilgili bilgi edinmek için araştırma yapma gereksinimi hissettim. Çünkü bu tabloda beni derinlere çeken garip bir hüzün ve çaresizlik gizliydi…

Sir, Leighton’nun birçok eseri var, hepsini de tek tek inceledim diyebilirim. Fakat “Portrait of May sartoris” isimli bu tablonun derinlerime işleyen görüntüsü tabloda kullanılan imajlar, derin tarihsellik ilk bakışta gözüme ehh işte “tipik ingiliz klasik dokunuşu” gibi mırıldanmama yol açsa da, o elle tutamadığımız soyut hüznün insana; “hele beni araştır da gör sen günü” dedirten duruşu, üçüncü ve dikkatli bakışta artık insanı derin bir düşüncenin dehlizine çeken akademik tarzı ile birlikte tablonun tamamındaki betimlemelerin birbirine bağlı hali aklımı başımdan aldı…

Evet bu tablodan bir sinema filmi çıkartabilirim. Şaka değil, kullanılan renkler, yerleştirilen objeler, insana hissettirdiği o garip çaresizlik ve hüzün halinin bir kadın yüzüne yansımasından ortaya bir yerlinin dramatik hayatının özeti çıkartılabilir düşünüyorum…

Tablodaki kızımız henüz 15 yaşlarında iken tasvir edilmiş. Hemen arkasındaki kırılıp yere düşmüş ağaç kızın o mahzun yüzünde zaman ile ölüm arasındaki en belirgin bağlantı gibi duruyor. Hatta kırmızı fularında ki o dramatikliği, yüzündeki ince düşünceli halini kocaman şapkası bile örtememiş…

Tabloda kızın arkasında belirgin bir şekilde göze çarpan: dört ayak, bir eyer onun bir hayatı olduğunu, çocukluğundan beri kırılgan bir yapısının olduğu, güzelliğinin de sonsuza dek sürmeyeceğini görebilen ve bunu hatırlatmak için bir akarsu kenarının seçilmiş olması kesinlikle tesadüf değil…

Kız için seçilen binici kıyafeti, onun sanata, resme, heykele, tiyatroya olan ilgisini; farklı giyinmeyi, süslenmeyi, fark edilmeyi ve sevilmeyi önemsediğini gösteriyor… Kızın sol elindeki binicilik aksesuarı bile tabloda rast gele yapılmamış. Öyle ki binicilik kıyafeti ile tam bir uyum içinde olan kızın bu tabloda tek eksiği var o da bir at…

Peki at nedir? At her dönem bir insanın en yakın arkadaşı, uzak yolları yakın eden, hasretleri bitiren, dosta götüren her zamanın ve tarihin vazgeçilmez taşıtlarından biridir…

Hatta at; insana en çok benzeyen, insana en sadık ve gerçekten söylenileni anlayan, duyguları olan bir insan olarak da tasvir de edilmiş de olabilir bu tabloda…

Yani, kızın istediği yere gitmek için hazır bekleyişi, ancak isteyip de gidememesi için bu tabloda atın çizilmemesi tablonun düşsel sunumuna anlam üzerine, anlamlar yüklemiş. Bir akarsu kenarında baştan aşağıya kadar bir atla geldiğini tasvir eden ressamın atı oraya koymamasını ben başka şekilde düşünemedim açıkçası…

Her ne ise, tablodaki kızın ay gibi yüzüne, gözlerinde ki düşünceli ve kederli bakışı, hatta çaresizliğini ve mahcubiyetini gösteren eğik duruşu insanı bir çıkmaza ve hüzne boğuyor…

Selamlarımla…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın estetik biçimler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Söz, Aşk ve Edebiyat Üzerine Lakırdılar

Yazarın İnceleme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yaşadığımız Kaos Türklerin İdrakini Gösterecek
Oyun veya Siyaset
12 Eylül Fermanı
Sefil Tarihçilerimiz!
Tarihimizi Aydınlatan Bir Kitap
Büyük Şairlerin Şiirleri Nasıl Okunur?
"Tufandan Önce" Kitabı Üzerine Notlar
Dilin Düşündürdükleri
Pavese’nin Yaşama Uğraşı
Edebiyat Düşüncesi Üzerine…

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Geldim [Şiir]
Bir Hicran Nağmesi [Şiir]
Sakin Bir Acı [Şiir]
Sözün Çiçeği [Şiir]
Sevgiliye Hasretle [Şiir]
Geceye Kâside [Şiir]
Benimle Ölür Müsün? [Şiir]
Gözbebeği Turşusu [Şiir]
Beste-i Nigar [Şiir]
Bilemezsiniz [Şiir]


Yûşa Irmak kimdir?

Felsefe ve edebiyat aşığı! Yayıncı, gazeteci ve kitapsever. . .


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Yûşa Irmak, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.