Özyaşamöyküsü başka insanlarla ilgili gerçekleri anlatmak için eşsiz bir araç. -Philip Guedella |
|
||||||||||
|
Şurası acı bir gerçektir ki XIX.cu yüzyıl başlarından itibaren Osmanlı ülkesindeki Protestan, Katolik ve Ortodoks kiliselerinin büyük bir bölümü, Tanzimat ve Islahat Fermanlarının kendilerine tanıdığı ayrıcalıklardan faydalanarak dinsel edimden çok siyasal ve ticari edimlere girişmişler, açtıkları okullar ve eğitim merkezleri ile Osmanlı’daki Hristiyan toplulukları devlete karşı kışkırtan, eyleme geçiren, çete ve teröristleri örgütleyici odaklar, emperyalist devletlerin maşaları olarak hareket etmişlerdir. Ermeni Kilisesi ve cemaati Rum ve Yahudilere göre çok daha da ayrıcalıklı bir konumdaydı. Zira 29 Mart 1863 tarihinde Ermenilerin Osmanlı İmparatorluğu'ndaki durumunu daha da güçlendiren, ek ayrıcalıklar tanıyan ve kendilerini yönetmeleri konusunda özerklik getiren “Ermeni Milleti Yönetmeliği” (Nizamnameyi Milleti Ermeniyan) yürürlüğe girmişti. Önceki ayrıcalıklarına ek olarak birçok yenilik içeren bu yönetmelik, Islahat Fermanı uyarınca, yüzyıllardan beri devletin en sadık halkı olarak kabul edilen Ermenilere verilen bir armağandı. Aslında Patrik Meclisleri tarafından hazırlanmış olan bu yönetmelikte, Ermenilere bugün doğudaki Kürt aşiretlere tanındığı gibi "devlet içinde devlet" denebilecek kadar ayrıcalıklar tanımaktaydı. Bu dönemde, Gregoryen mezhebine üye Ermeniler İstanbul Patriği yönetiminde 26 Episkoposluk, Katolik Ermeniler ise, Papa’ya bağlı 13 Episkoposluk oluşturmuşlardı. ERMENİ KİLİSESİ'NİN DEVLETE KARŞI EYLEMLERİ “Ermeni Milleti Yönetmeliği” nin yürürlüğe girmesinden sonra Patrikler, dinsel edimleri rafa kaldırarak daha çok etnik bölücülük ve siyasal alanda çalışmaya başlamışlardır. Avrupa devletlerinin de işe karışmasını umarak Osmanlı İmparatorluğu'nda Ermenistan devleti kurulması için ilk sokak eylemleri ve isyanların (1780-1862) başlatılmasına öncülük etmişlerdir. Osmanlı topraklarında ayrı ve özerk bir Ermeni devleti kurulması fikri ilk kez Patrik Mıgırdıç Hrimyan tarafından ortaya atılmıştır. 1820 Van doğumlu Hrimyan, 1854 yılında Van gölü Akdamar adasındaki Surp Haç kilisesine “Vartabet” (Pastör) olmuştur. 1858'de Van'daki Varak Manastırı'nda kurduğu basımevinde Ermeni bağımsızlığını güden "Van Kartalı", 1863'de Muş'ta Aziz Garabet Manastırı'nda "Muş Kartalı" gazetesini çıkarmaya başlamıştır. Hrimyan, 1869 yılında İstanbul Ermeni Patriği seçilmiş “Tüm Ermenilerin Yüce Kutsalları Baş Patrik ve Katolikosu” ünvanını almıştır. Baş Patrik olduktan sonra Hrimyan, Ermeni Milleti Yönetmeliği’ni daha geliştirmek ve İstanbul’daki Ermenilerin dikkatini Ermenistan’a vermek çalışmalar başlatmıştır. Ancak, Hrimyan ‘ın politikasını tehlikeli gören bir çok Ermeni işadamı, banker ve hükümet memuru ona cephe almışlardır. Hrimyan, 1873 Ağustos'unda istifa etmek zorunda kalmıştır. Hrimyan’dan sonra Patrik Nerses Varjabetyan (1837-1884) döneminde de aynı yol izlenmiş, Balkan sorunu için toplanan İstanbul Konferansı (12 Aralık 1876-20 Ocak 1877) devam ederken İngiliz Büyükelçisi Henry Eliot’a Osmanlı Ermenilerine yapılan baskıları gösteren bir rapor sunulmuştur. Kilisenin bu tür raporları mercek altına alındığında bunların çoğunun sıradan zabıta olaylarından başka bir şey olmadıkları görülür. Ermeni Patrikleri -bugün Agos gazetesi, Ermeni Haber ve benzeri medyanın yaptığı gibi- bir taraftan en basit olayları “Ermeni ve Hristiyan düşmanlığı” bağlamında abartarak hükümet ve kamuoyuna iletirken, diğer taraftan da bunları sanki çok trajik, ayırımcı ve ırkçı olaylarmış gibi Avrupa devletlerine yansıtıyorlardı. 17 Mart 1878de Patrik Varjabetyan, İstanbul'daki İngiliz Büyükelçisi Layard'ı ziyaret ederek, bir yıl öncesine kadar Osmanlı yönetiminden bir şikayetleri olmadığını, ancak, Rusların Osmanlı’yı yenip büyük bir zafer kazanmalarından sonra durumun değiştiğini, Doğu Anadolu’da bağımsız bir Ermenistan devleti istediklerini bildirir. İngilizler yardım etmediği takdirde Patrik Rusya’dan yardım isteyecektir. Bu bağlamda Varjabetyan’ ın İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Salisbury'e yolladığı 13 Nisan 1878 tarihli mektubu ilginçtir: "Ermeniler ile Türklerin bir arada yaşamaları artık olanaksızdır. Eşitliği, adaleti ve vicdan özgürlüğünü ancak Hristiyan bir yönetim sağlayabilir. Müslüman yönetimin yerini Hristiyan yönetim almalıdır. Ermenistan (Doğu Anadolu) ve Kilikya (Adana) Hristiyan yönetimin kurulması gereken yerler arasındadır. Ermeniler bunu istiyor. Yani, Ermeniler, Lübnan'da olduğu gibi, Türkiye Ermenistanı’nda güvence altına alınmış bir Hristiyan yönetim istiyorlar." (Mektup özetlenerek aktarılmıştır).
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Erdağ Duru, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |