BBC’de yayımlanan 1.6.2019 tarihli araştırmada Bilderberg’in dünyanın en tartışmalı ve en gizli örgütü olduğuna dikkat çekiliyor. Bilderberg Grubunun ilk toplantısı 1954'te yapıldı. Amaç İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ABD-Avrupa ilişkilerini geliştirip, güya küresel bir çatışmanın tekrarlanmasını önlemekti. Gerçi üçüncü bir dünya savaşı bugüne dek çıkmadı ama ülkelerin tüm güçleriyle böyle bir savaşa hazırlandıkları bir gerçek.

Peki Bilderberg toplantılarını gizli yapmanın gerekçesi ne ? Bir örgüt ya da toplantı dünya kamuoyundan gizleniyorsa orada insanlık aleyhine her türlü karanlık iş, cinayet ve savaş planlanıyor demektir. Yoksa neden gizli yapılsın ? Toplantının her türlü pis iş ve kara para aklamakla ünlenmiş İsviçre'de yapılması da olumlu bir gösterge değil. 3 Haziran’da Montreux’de başlayan toplantılar 4 gün sürecek.
Toplantılara dünyanın bir çok ülkesinden politikacılar, sanayi, finans, akademi ve medya sektöründen 130 konuk çağrıldı. İyi de aslanım bunları kim davet ediyor, kim çağırıyor ? Esas çocuk kim ? Konuklar arasında Trump'ın damadı Jared Kushner, Microsoft Başkanı Satya Nadella, Google'ın eski başkanı Eric Schmidt, Paypal'in kurucusu Peter Thiel ve Henry Kissinger de var. Ben çağrılmadım. Siz de çağrılmadınız millet !

Komplo teorisyenleri, Bilderberg Grubunu finansal krizleri bilerek çıkartmak, insanları sürekli olarak gelecek korkusu ve baskısı altında tutmak, güncel sorunlarla meşgul etmek, dünya nüfusunun, daha doğrusu sıradan insanların yüzde 80'ini laboratuvarlarda üretilen hastalıklar, uzaktan ışınlanma, bölgesel savaşlar gibi çeşitli yöntemlerle yok etmek gibi planları olduğunu iddia ediyor. Ben de bu düşüncedeyim. Yoksa neden gizli olsun değil mi ?

“Bilderberg İnsanları" nın yazarı Prof. Andrew Kakabedse komplo teorilerinde büyük oranda gerçek payı olduğunu düşünüyor. Kakabedse'ye göre sağ ve sol siyasal liderleri iş dünyası ile bir araya getirerek lüks, güvenli ve rahat bir ortamda beyin fırtınası yaptırmayı hedefleyen Bilderberg’in gücü, Davos Dünya Ekonomik Forumu'ndan çok daha fazla.

Tüm bunlar George Orwel’in “1984” romanındaki gibi özel yaşamın ve kişi dokunulmazlığının tamamen orada kalktığı bir dünyayı tek bir merkezden yönetmeye doğru mu gidiyor? Bir anlamda evet. Serbest piyasa ve Batı kapitalizmi formunda tek bir dünya hükümetine doğru güçlü bir hareket var. Sosyalizm, hümanizm ve komünizme geçit yok !

“Komplo Teorilerine Kabataslak Rehber" adlı kitabında James McConnachie, Bilderberg’in dünyanın gideceği yönü şekillendirmeye çalışan gizli bir örgüt olduğunu belirtiyor. Times gazetesi yazarı David Aaronovitch ise bu tür örgütlerin gücüne inanmanın bazı kesimleri kurban haline getirdiğini, rasyonel bir dünya görüşüne sahip olmayı engellediğini savunuyor:

"Bilderberg’e böyle güçler yakıştırmak çok hayali. Bazı insanların tanrısal güçlere sahip olduğunu çağrıştırıyor. Bu bir çeşit sağaltım olabilir ama insanlara bilim dışı bir bildirim veriyor" diyor. Aaronovitch, zengin ve güçlü insanların buluştuğu Bilderberg toplantılarına bakıp diş gıcırdatmanın gülünç olduğu görüşünde. Doğru, diş gıcırdatmak yerine onların tüm mallarını ve mülklerini kamulaştırmayı önermek daha ciddi bir yaklaşım olur.

Bilderbergciler gizliliğin gerekli olduğunu savunuyor. Çünkü ancak bu şekilde , sözlerinin hiç bir siyasal sonuç doğurmadan, eleştiriden muaf, medyanın sözlerini çarpıtabileceği (!) kaygısı duymadan, birbirleriyle dürüst (!) ve açık (!) bir şekilde konuşabileceklerine inanıyorlarmış ! Doğrusu çok komik. Yani koruma ordularıyla tepeden tırnağa en son teknolojiyle korunan bu seçkinler medyadan mı korkuyor ?
Hangi gazeteyi okursanız okuyun, hangi televizyon kanalını ya da sosyal medya hesabını izlerseniz izleyin, toplantıya katılanların hiçbirinden toplantı içeriği hakkında tek bir sözcük duyamayacaksınız. Dışarıya bilgi sızdırmaya kalkışanlar trafik kazası, hastalık, kafaya saksı düşmesi, erken bunama, beyin kanaması, ani cinnet, vs gibi nedenlerle bir şekilde tasfiye edileceğine kesin gözle bakabiliriz.

Tüm bilimsel, teknik gelişme, istihbarat ve nano teknolojiye karşın dünyada hala gericiliğin, Neo-Nazizm, Neo-Siyonizm, Ku-Klux-Klan, ırkçılık, apartheid, yabancı düşmanlığı, nefret söylemi, terör örgütleri, uyuşturucu madde ticareti gibi sorunların var olması, bunların yaygınlaşması, yeni sorunların türemesi, tüm iyi niyet çabalarına rağmen sorunların bir türlü yok edilemeyişini de Bilderberg gibi yapılanmalar ile seçkinlerin bunları el altından desteklemesine, insanları sindirmek ve kendi çıkarları için kullanmasına bağlıyorum.
(Kaynakça: BBC Türkçe Haber, 1.6.2019, gazeteci Tom de Castella'nın yazısından derlenmiştir.)