..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Aşık olmayan âdem / Benzer yemişsiz ağaca. -Yunus Emre
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Cemal Zöngür




17 Aralık 2018
Gericilik ve İlericilik Kavram Karışıklığı  
Felsefe Kişinin Bilincini Derinleştirmekse, Analitik Felsefe Tüm Vücudu Çalıştırmaktır.

Cemal Zöngür


Analitik bilimsel düşünce ve kültürden uzak kişi, toplum; “İlericilik ile Gericiliği” en basit bakış açısı olan şekilcilikte görür. Bununla dünyaya mesaj verilmesi zavallı ve çaresizliğin bir ifadesidir.


:IIA:


Analitik bilimsel düşünce ve kültürden uzak kişi, toplum; “İlericilik ile Gericiliği” en basit bakış açısı olan şekilcilikte görür. Bununla dünyaya mesaj verilmesi zavallı ve çaresizliğin bir ifadesidir. İnsan, doğa, nesne, erek, insanın zihin yapısının hareket ve algılama parametrelerine göre kelimesel anlam ve kavramlar kazanır. “İleri ve Geri” duygu kavramsallığı insana has bir yargı olduğuna göre, doğa ve nesneler tam olarak kavranmadan, bunlara anlam yüklemek her zaman yanılgı demektir. İnsandaki yanılgı kavramsallığını ortaya çıkaran temel etkense, düşüncede soyut ya da somutsallığa gereğinden fazla inanıp değer biçmektir.

Bu bakımdan tüm kavramlar her zaman tartışmaya açık olmalıdır. Kavramsal ve algılar üzerindeki tartışmalar yeterli aşamaya gelmeden, doğru yargıların anlaşılması oldukça zor. Onun için bilimsel kavramların rasyonel veya irrasyonel, ileri ya da geri olduğunu anlayabilmek, düşünme yetisinin derinlik ve ampirizmine bağlıdır. Ampirizm; insan, zaman, madde, doğa ve düşünce denklemiyle çalışır. Bunun doğru, gerçek yaşanabilir somutluk taşımasını, düşüncenin (İD) derinliğindeki nitelik belirlemektedir. Ve böylece kavramların doğruluğu netleşmeye başlar.

Ortaya çıkan ampirik gerçekliğin, tüm çevreler tarafından kavraması beklenilemez. Çünkü evrende var olan, varlığı bilinen madde, olay ve olgulara kutsallık atfedenler, farklı ve yanlış kavramsallıklara her zaman en açık zeminlerdir. Bunun temeldeki algı, duygu, his, görme ve işitmeye rağmen, sorgulayamamak bireydeki özden uzaklığı gösterir. Canlı, cansız veya şeylerin doğru kavramsallığı, şüphecilikle doğrudan bağlantılı olduğu bilinmek durumundadır.

Her şartta insan tüm olgu ve değerlere sorgulayıcı, şüpheci ve araştırmacı yöntemle bakmak zorunda. Bakmadığı zaman sürekli yanlış ve eksik kavramsallıkla yaşar ki, bu dünyayla ters orantı demektir. Söz konusu soyut algı ve kavramsallığa en büyük tarihsel örnek Metafizikçiliktir. Metafizik düşünme biçimi evren, dünya, insan, zaman ve tüm döngülere yaratıcının eseri gözüyle bakması, rasyonalizmi öldürmektir. Geriye kalansa İrrasyonellik; bu da geri, yüzeysel soyut kutsallaştırımla işin içinden çıkmaya dayanır. Yine de evrimsel realite düşünce ve yaşamı sorgulatmaya devam eder.

Yaşamın düşünsel, olgu ve kavramsallığına veya bir aracın kullanılmasına, statik soyutsallıkla gereğinden fazla anlam yüklemek, geriliğin; gerilik olduğunu bilmeden, idrak yeteneğinden yosunluğu ifade eder. Diğer taraftan yaşam diyalektiği sürekli sorgulamayı sürdürürken, en dip çelişki daha çok toplumsal rahatsızlıkta kendisini hissettirir. İşin içerisinden çıkamayan metafizik (İD) idea, çözümü soyut öznelliği daha fazla kutsallaştırmakta bulur.

Bir düşünce; kendi nesnel gerçekliğini sürekli öznelleştirip evren, doğa, kozmos, döngüler, madde, zaman ve insan faktörünü basite alıp, beş bin yıldır bir bilinmeyeni tekrarlamak, gericilikten daha geriye düşmektir. Yaşama yön veren kavramların çoğu bu şekilde gericileştirilip anlamsızlaştırılıyor.

İlericilik kavramsallığı ise; tamamen ampirik somutsallığa dayanır. Somutsallık ya da diğer ifadeyle nesnellik her şeyi yerinde ve zamanında değiştirmek veya değiştiğini anlamaktır. Bu da madde, araç, duygu, etki, düşünce, zaman ve insan denklemini merkeze oturtmak demektir. Fakat somutsal bu ilericilikte bazen şu karmaşalar da yaşanmıyor değil. Örneğin her döngüsel zıtlıklar antogonizmatik olmadığı gibi, yapı, mekan, zaman, toplum, düşünce, pratik farklılıklara bağlı, şeylerin değişimini ya geciktirilmekte veya birtakım yanlış algılamalara sebep olmaktadır.

Aslında her toplumsal seleksiyon, doğal kendi görevsellik mantığıyla zaman denklemine göre hareket etse, ciddi hiçbir sorun yaşanmayacak. Ve toplumsal seleksiyon madde, varlık, etki, tepki ve zamanla bütünleştirildiğinde, her şey daha kolay gerçekleşir. Sonuçların her yerde tıpatıp aynı olması gerekmiyor. Çünkü doğa, bölge, koşullar ve kültürel faktörler, yaşama o bölgeye has sonuçlar vermektedir. Tek yapılması gereken şey, materyalist düşüncenin zıtların mücadelesi ve zıtların birliği ilkesine aykırı hareket etmemektir. Bu formülasyona küçük ya da büyük çapta aykırılık, somut ilericilik adına öznelleşerek gericiliğin kucağına düşmek anlamına gelir.

Her şeyin gifritleştiği Türkiye gibi toplumların ilericilik ve gericiliği kavramsallaştırmasına bakıldığında, şöyle bir anormal yapı ortaya çıkıyor. Düşünce nedir, hangi düşünce somut bilimselliktir? Veya hangi düşünme biçimi soyut bilim dışılıktır? Gerçekten ne zaman ve nerede bilim gereklidir ya da değildir? gibi sorgulama yetisi olgunlaşmıştır bu tür toplumlarda. Esasında soyut düşünce temeline dayanırken, somutsallıktan faydalanmak hiçliğe dönüşmektir. Hiçlik; yapısı gereği her şeyi yok etmek olduğundan, gerici kavramsallıklar iyice ağırlaşırken, ilerici kavramlar dejenerasyona uğratılmaktadır. Bu yapılarda kavramsallıklar her zaman korku, (Fobi) kompleks ve güvensizliğin temeli olan soyutsallıkta gerçekleşir. Böylece her şey anlamsızlaştığı için, idrak ve sorgulama yeteneği ya ölmüştür veya çok zayıftır.

Cemal Zöngür











Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın felsefe kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kime Göre Ahlak Neye Göre Ahlaksızlık
Kariyerizm ve Kıskançlık Kişilik Bozukluğu Mudur?
Türkiye Burjuvazisi Artık Konuşmasın (2)
Düşüncenin Gelişimi ve Toplumsal Körleşme
İnsan, Üst İnsan ve İkiyüzlülük
İnsan Beyninde İyilik ve Kötülüğün Düzeni
Akıl ve Oluşum
İnsan Niçin Yaşar
İnsan, Düşünce, Alt Düşünce ve Üst Düşünce
Alevilikte İnsan Tanrı ve Tanrısal Bağlılığın Özü

Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
İlkeli Mücadelenin Felsefi Diyalektiği
Siyaset ve Fetişizm
Kuran'a Göre Ilımlı İslam Mümkün Mü?
İnsanın Dine İnanışı, Dinden Kaçışı
Kuzey Kore İnsanlığın Sonuna mı İşaret Ediyor?
Chp, Mhp ve Akp Birbirlerinden Ne Kadar Farklıdırlar?

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Dinlerin Doğuşu ve İslam'ın Gerçek Özü (1) [Deneme]
Tbmm'de Yedi Maddelik Anayasa Değişikliği Neyi Çözer? [Deneme]
"Türkleri Yeniden Tanımak" Araştırma Kitabımı Yazma Nedenim : [Deneme]
İşte Türkiye'nin Yaşam Kalitesi ve Mutluluk Karnesi..! [Deneme]
Deprem Öldürmez Zihniyet Öldürür [Eleştiri]
Türkiye'nin Suriye ve Fırat Kalkanı Politikası İflas mı Etti? [Eleştiri]
21. Yüzyıl ve Sosyalistlerin Çıkmazı [Eleştiri]
Alevilik İle Sosyalizm Arasındaki Düşünsel Fark ve Bütünleşme Sorunu [İnceleme]
Kapitalist Düzende, Komünist Yaşam Mümkün Mü? [İnceleme]
Siyasal Düşüncelerin İnsanlığı Getirdiği Nokta! [İnceleme]


Cemal Zöngür kimdir?

Ben Cemal Zöngür, Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi mezunuyum. Sosyoloji, Tarih ve Siyaset üzerine araştırmalar yapmaktayım. Yayınlanmış bir kitabımın dışında çeşitli gazetelerde yüzden fazla makalelerimde yayınlanmıştır. Ve iki kitap dosyam yayına hazır durumdadır.

Etkilendiği Yazarlar:
Tam bağımsız Tarih ve Siyaset üzerine yazan her Yazar


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © Cemal Zöngür, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.