Uygarlık, gereksiz gereksinimlerin, sonsuz sayıda artmasıdır -Mark Twain |
|
||||||||||
|
Tüm dünya uygarlıkları bu konuyu yeni baştan ele almalıdır. Bu kadar meselenin arasında bu da nereden çıktı denebilir? Doğrusu ötenazi meselesi yani ötenaziye izin verilmesi meselesi insanlığın ilk çağlarından itibaren insan hafızasının bir yerinde sürekli gündemini korumuş olmalıdır. Ama çoğu zaman bölgesel ve küresel inançlarla töreler, sözde etik değerler ile bunlara dayanan ulusal yasalar bu olaya pek sıcak bakmadığı için açıkça ve uzun zaman dile getirilememişti. Yirmi birinci yüzyılda, uzay çağı teknolojisi döneminde yaşamakta olduğumuza göre bazı açmaz ve kuruntuları aşmamız gerekir. Bu iş lafla olmaz. Yapay zekanın, klonlamanın, nükleer ve nano teknolojilerin keşfedildiği uzaya açılma arifesindeki insan medeniyeti için çoğu temelsiz inançların ve tüketim üzerine konuşlanmış vahşi sermayenin dayatmalarına dayanarak en demokratik haklardan biri olması gereken ötenazi hakkından insanları mahrum bırakmanın bir anlamı olmadığını düşünüyorum. Artık kendi kendisini yönetmek aciz hale gelen bir insanın başta kendisi olmak üzere çevresine yük olması ve onların da silsile halinde işlerinden ve üretimden ayrı kalmalarına sebep olmanın neresi insana uygun ki ölmeyi istemek uygun olmasın? Bu noktadaki inançların makul ve mantıklı olduğunu düşünemiyordum. Dünyanın değişik bölgelerinde hakim olan ve sadece inanırları tarafından doğru sanılan inanç sistemlerinin Tanrıları neden bir insanın yıllarca aç, sefil ve özürlü olarak işkence çekmesine razı olsun? Tanrı hiçbir kulunun eziyet görmesine ve işkence çekmesine razı olamaz? O zaman Tanrı adına insanları yıllarca işkence ve eziyete mahkum etmeyelim. Aynı şekilde anlamından koparılmış ve dejenere edilmiş bir demokrasi ve insan hakları anlayışıyla hayattan ümidini kesen insanları zorla hayatta tutarak onlara bedenen ve ruhen eziyet ve işkence etmekten vazgeçilmelidir. İnsana insanca yaşam şartları sağlamadan, yine ona toplumun imkanlarından eşit şekilde faydalanmasına fırsat vermeden sözde insanı savunuyormuş gibi ötenaziye karşı çıkmak doğru ve vicdani hatta ahlaki bir davranış olamaz. En azından ben böyle bir demokrasi ve insan hakkı kavramını tanımıyor ve kabul etmiyorum. Bu sabit fikrim hiçbir zaman ve şartta asla ve kat’a değişmeyecek. Meselenin taraflarına duyurulur. Sadece belli bir yaşın üzerindekilere değil gençlere de ötenazi hakkı tanınmalıdır. Mülakat sınavları yüzünden kariyer basamaklarında tırmanamayan, yurt dışında görev alamayan, akademik kadrolara atanamayan hatta merkez teşkilatlarda asla görev alamayan ve bu yüzden hayata küsen, dünyadan umudunu kesen bir insanın ötenazi istemesinden daha doğal, makul ve insani bir istek olamaz. Aynı şekilde bu isteğin reddedilmesi hayata küsen ve dünyadan umudunu kesen insanı içinde kıvrandığı eziyet ve işkenceye müebbet mahkum etmekten başka bir anlam taşımaz.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © serdar adem işler, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |