Sevgi dünyadaki yaşam ırmağıdır. -Henry Ward Beecher |
|
||||||||||
|
Farklı bir kişilik... Farklı bir yüz... Farklı bir düşünce... Farklı eylemler... 28 Temmuzda yapılan genel seçimlerde Meclise milletvekili olarak girdi. Daha girdiği ilk andan itibaren olay oldu. Milletvekili andının “çok eril bir dille yazıldığını ve günümüz şartlarında güncellenmesi gerektiğini” söyleyerek, kendi hazırladığı yemini okudu... KuzeyKıbrıs Feminist Atölye (FEMA) kurucusu Doğuş Derya’dan söz ediyorum. Yaptığı eylemler ve söylemleriyle KKTC Tarihinin ilk feminist milletvekili kabul edildi. O, “Kıbrıslı Türklerin hak ettiği eşitliği ve cinsiyet eşitliğini sağlamak istediğini, Bu ülkede; dini, dili, ırkı, cinsiyeti, cinsel yönelimlerin ayrım yapılmaksızın kucaklanması gerektiğini savunuyorum” dedi... Üniversite öğrencileri arasında çıkan kavgada taraf olarak ülkücü gençleri ırkçı Rum terör örgütü ELAM ile aynı kefeye koydu. Doğuş Derya "Güneyde ELAM varsa, kuzeyde de ÜLKÜ OCAKLARI var" yorumunu yaptı.. Ülkücü gençler ile terör örgütü ELAM'ı aynı kefeye koydu. Ülkü ocaklarının kapatılmasını istedi. Tabii bu söylemi ülkücü camia arasında haklı olarak tepki uyandırdı. Diğer taraftan Derya, gece kulüplerinde bir seks köleliği olduğunu ve bunun bir insanlık suçu olduğunu vurgulayarak, "hem bir kadın olarak hem de bir milletvekili olarak suçluluk hissediyorum, üzerime düşenin farkındayım ve ben buna dair kendimi sorumlu hissediyorum, elimden geleni yapacağım" dedi. Ayrıca, “konsomatrislerin şiddete maruz kaldıklarında başvurabilecekleri bir ihbar hattı açılmıştı. Bu hat yeterince yaygınlaştırılamadı. Bir de gece kulüplerinin etkin denetimi lazım.” diyerek konsomatrislerin haklarını da savunmuş oldu... Eylemleri bitmedi... CTP Parti Meclisi’nin, Meclis Başkanı Sibel Siber’i, oy birliği ile cumhurbaşkanı adayı göstermesi kararının aslında oybirliği ile alınmış bir karar olmadığını ima eden bir paylaşımda bulundu. Derya, sosyal paylaşım sitesinden yayınladığı mesajında “"Oy birliği" mi? Bazen söyleyecek bir şey yoktur, bazen sadece gülümsersiniz. Biz söyleyeceğimizi söyledik artık taban konuşsun” diyerek tepkisini dile getirdi. Son olarak da dün meclisin ilk açılış gününde Milletevkili Çakıcı ile mecliste tartıştı. Susmadı... Bildiklerini, düşüncelerini açık bir dille söyledi. Adeta kavga etti... Meclis Başkanının ikazına rağmen “Dinlemiyorum” dedi ve salonu terk etti... Terk etmesi doğru muydu? Bu tartışılır... Bana göre etmemeliydi... Düşüncelerini sonuna kadar orada savunmalıydı... “Bırakıp gitti” dedirtmektense, “Sonuna kadar savaştı” dedirtmek daha yeğdi... Öyle birinden bu beklenirdi... Ama zaten O, bu tür hareketleriyle, söylemleriyle ve eylemleriyle dikkat çekiyor... Bir şekilde medyatik oluveriyor... Ve herkes günlerce onu konuşuyor... Doğru mu yapıyor? Bu kendisinin tercihi... Ama gerçek olan şu var: O farklı konuşuyor... Bakış açısı farklı... Düşünceleri farklı... Ayrı bir mozaik mecliste... Diğer vekiler, kürsüye çıktıklarında genelde aynı şeyleri söylüyor: “İşsizlik, pahalılık, elektriklerin kesilmesi, suyun getirilmesi, işten atılanlar, maaşların geç ödenmesi, haksızlıklar, vurgunlar, dolandırıclıklar vs....” O ise hep farklı konuşuyor... Kürsüye çıkıp konuşmasa bile yaptığı bir eylem, bir hareket veya bir bakışı dahi gündem oluyor... Peki, madalyonun öbür yüzü öyle mi? Kimileri ekonomik sıkıntı içinde ekmek kavgası yaparken, yaşam mücadelesi verirken, onun feministlik düşünceleri kimin umurunda olacak?... Vatandaş “Aş, ekmek, iş!” diye bağırırken O’nun cinsel köleliği ön plana çıkarması kimleri ikna edecek? Gençler, bir ideal uğrunda hedeflerine koşarken, onun bir grubu başka gruplarla aynı tefe koymasını kimler hoş karşılayacak? Ama ne olursa olsun... Ben seviyorum bu bayanı... Niye mi? Bize, hayata başka bir pencereden bakmasını öğretiyor da ondan...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |