..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yüz kişinin içinde aşık, gökte yıldızlar arasında parıldayan ay gibi belli olur. -Mevlana
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Politik Olaylar ve Görüşler > Hakan Yozcu




2 Temmuz 2015
Sayın Bahçeli’nin Tarihi Hatası  
Hakan Yozcu
Alpaslan Türkeş öldükten sonra MHP’nin başına Sayın Devlet Bahçeli geçti. İlk icraat olarak partiyi toplama yoluna gitti. Özellikle sol kesim tarafından yer altı dünyası olarak bilinen ülkücü kesimi veya o yolda özenen kişileri temizleme yönüne gitti. Bahçeli “Ülkücü gençlerin yer altı dünyasıyla, mafya ile işi olamaz” dedi. “Bunların yeri MHP değildir” dedi ve bütün olumsuz kişileri temizleme yönüne gitti. İyi de etti. Bu gün gelinen noktada artık kimse MHP’ye veya ülkücülere o gözle bakmaz oldu. Hatta sempati toplamaya başladılar. Özellikle PKK’nın saldırılarının arttığı dönemlerde Ülkücü gençler her cenazede bulunup PKK’ya tepki gösterdiler. Her cenazede, her olayda, her düğünde, her milli maçta bayrak açmaya başladılar. İstiklal Marşımızı okudular…


:AGCD:

     MHP, Türk Siyasetinde farklı yeri olan önemli bir siyasi partidir. Ülkücüler arasında Başbuğ olarak anılan Rahmetli Alpaslan Türkeş tarafından kuruldu.
     MHP, kendini Vatan-millet sevgisi, bayrak sevgisi, din sevgisi ile topluma tanıtmış ve bu düşünceyi Türk-İslam sentezi ile taçlandırmıştır.
     Türk Milliyetçiliği düşüncesini esas alan MHP, insan sevgisini de düşünce yapısına ekleyerek herkesi ve herkesimi kucaklamaya çalışmıştır.
     Kudretli Lider Alpaslan Türkeş sayesinde parti büyümüş ve özellikle gençler arasında çok rağbet görmüştür.
     Alpaslan Türkeş yazdığı kitaplarla adeta Türk gençliğine yön vermiş “9 Işık” adlı eseriyle de bütün düşüncelerini adeta formülize etmiştir.
     Bu düşünceleri beğenir ya da beğenmezsiniz, kabul eder veya etmezsiniz o sizi bağlar. Ama bu düşünceleri benimseyen o kadar çok genç oldu ki milyonları buldu. Hatta bu uğurda canını dahi hiçe sayan gençler oldu.
     Alpaslan Türkeş öldükten sonra MHP’nin başına Sayın Devlet Bahçeli geçti. İlk icraat olarak partiyi toplama yoluna gitti. Özellikle sol kesim tarafından yer altı dünyası olarak bilinen ülkücü kesimi veya o yolda özenen kişileri temizleme yönüne gitti. Bahçeli “Ülkücü gençlerin yer altı dünyasıyla, mafya ile işi olamaz” dedi. “Bunların yeri MHP değildir” dedi ve bütün olumsuz kişileri temizleme yönüne gitti.
     İyi de etti. Bu gün gelinen noktada artık kimse MHP’ye veya ülkücülere o gözle bakmaz oldu. Hatta sempati toplamaya başladılar. Özellikle PKK’nın saldırılarının arttığı dönemlerde Ülkücü gençler her cenazede bulunup PKK’ya tepki gösterdiler. Her cenazede, her olayda, her düğünde, her milli maçta bayrak açmaya başladılar. İstiklal Marşımızı okudular…
     MHP’nin geçmişte sembolündeki 3 Hilal gibi, 3 vekil çıkardığı dönemler de olmuştu. Türkeş’in yapayalnız çıktığı yolda, MHP kat be kat büyüyecekti. Sonraki yıllarda vekil sayısı daha da artacaktı.
     Sayın Bahçeli 18 Nisan 1999 yılında yapılan seçimlerde o zamanlar her yerde uygulanan “Başörtüsü yasağını kaldıracağını” söylüyor ve her mitingde ateşli konuşmalar yapıyordu. Bir önceki seçimde aldıkları oy oranı 8.2 idi.
     Yapılan eylemler, yapılan konuşmalar MHP’yi adeta bir umut partisi haline getirdi. Ve MHP Sayın Bahçeli ile oy oranı olarak 17.98’i buldu. İkinci parti konumuna geldi. İktidara çok yakındı. O zamanlar yaşı çok ilerleyen Ecevit’in DSP’si 22.2 oy oranı ile 136 vekil çıkarmıştı. Fazilet Partisi, yüzde 15 oranına sahipti. ANAP yüzde 13.2, DYP ise yüzde 12 oy oranına sahip olmuştu. Deniz Baykal’ın CHP’si ise baraj altında kalmış ve meclise girememişti.
     Tabloya göre, Cumhurbaşkanı Hükümet kurma görevini Ecevit’ verecekti. Ecevit’in de yaşının ilerlemiş olmasından dolayı bu görevi yapıp yapamayacağı şüpheliydi. Eğer Bahçeli biraz politik davransaydı yüzdeyüz Başbakandı.
     İşte Sayın Bahçeli belki de siyasi ömrünün hatasını yaparak Başbakanlığı kabul etmemiş ve “Fazilet Partisi ile Doğru Yol Partisi dinlensin” diyerek, kendisine altın tepside sunulan iktidarı kabul etmemişti. Bundan sonrası daha da vahimdi.
Bahçeli, Ecevit ve Mesut Yılmaz ile koalisyon oluşturacak ve Başbakanlığa da Sayın Ecevit getirilecekti. Belki Türk Siyasi tarihinin en kötü Hükümetiydi bu oluşum.
     Ecevit’in, bırakın Başbakanlık yapmayı, konuşmaya ve yürümeye dahi takati yoktu. Kolundan başkalarının desteği ile yürüyor idi. Kulakları duymuyor, gözleri iyice görmüyordu. Dedikodular da almış yürümüş ve hatta “Çocuk bezi dahi kullandığı” söylenir olmuştu.
     “Tarih, tekerrürden ibarettir” sözü ne kadar doğrudur bilemem. Ama Sayın Bahçeli buna benzer bir hatayı da geçtiğimiz günlerde de yaptı.
     Sayın Bahçeli, seçimlerde tüm Türkiye’ye seslenerek “Bizimle yürü Türkiye” dedi. Çok kalabalık mitingler yaptı. Yine bir umut olarak görüldü.
     Mitinglerde, “Türkiye’nin AKP’den kurtulması gerektiğini, bunun için de her yola, her çareye başvuracaklarını” söyledi.
     AKP’nin gitmesi gerektiğine inanan vatandaşlar da MHP’ye oy verdi. MHP oylarını bir kez daha artırdı.
     Neticede MHP 80 vekil ile üçüncü parti olarak meclise girdi. Ortaya koalisyon tablosu çıktı. Vatandaşın iradesi bu yönde oldu.
     CHP, MHP’ye tarihin teklifini sundu. “Başbakan Sayın Bahçeli olsun. MHP, CHP ve HDP koalisyon kuralım veya HDP dışarıdan destek versin” dedi. Sayın Bahçeli, HDP ile aynı ortamda bulunmamak için bu öneriyi kabul etmedi.
     Gözler, Meclise çevrildi. Meclis Başkanını seçecekti. Bu da koalisyonun ilk adımı olarak öngörüldü. Yasalara göre ilk iki turda salt çoğunluk aranacaktı. Her parti kendi adayına oy verdiğinden ilk iki turda sonuç alınamadı.
     Dördüncü turda en çok oy alan aday Meclis Başkanı seçilecekti. Eğer CHP, MHP ve HDP CHP’nin adayı Sayın Deniz Baykal’a oy verirse Baykal kazanacaktı. Beklentiler de o yönde oldu.
Ama Sayın Bahçeli, yine yaptı yapacağını. Öyle bir savunma yaptı ki adeta AKP’ye Meclis Başkanlığını hediye etti. Bahçeli “HDP’nin oy verdiği yere oy vermeyiz” dedi. Ve MHP Baykal’a oy vermeyip boş kullanınca AKP adayı doğrudan seçimi kazanmış oldu. Oysa HDP’den Deniz Baykal’a 2 oy çıktı…
Sayın Bahçeli ikinci kez siyasi bir hata yaptı. Bahçeli’nin bu manevrası sosyal medyada büyük tepki topladı. Sayın Bahçeli’yi topal değneği olmakla veya AKP’ye yama olmakla suçladılar. En çok da “Osmaniye AKP Milletvekili Devlet Bahçeli” diye paylaşımlar yapıldı.
Bahçeli’nin bu iktidar korkusu nedendir bilmiyorum. Herkes iktidar olmak isterken kendisi her fırsatı elinin tersiyle geri çeviriyor. Kendine olan güvensizlik mi acaba bu?
Bu sene ben de TC adına ilk kez genel seçimlerde oy vermiştim. Ve oyumu da tabii ki gururla MHP’ye verdim. Ama bu yanlışları görünce hata yaptığımı anladım. Eğer mümkün olsaydı oyumu geri alırdım. Şimdi mümkünse Sayın Bahçeli’den oyumu geri istiyorum…
İşin özü şu: MHP yanlış yaptı. Yapmaya da devam ediyor. Bir daha hiçbir güç kuvvet bana bu zihniyeti taşıyan MHP’ye oy verdiremez.
MHP, bu yanlışlarının cezasını ilk seçimde çeker diye düşünüyorum. Oy potansiyelinin çok düşeceğini ve hatta baraj sorunu yaşayacağını düşünüyorum.
Tabii ilk genel kurulda Sayın Bahçeli’nin Genel Başkanlıktan alınması halinde, MHP’nin daha da büyüyeceğini, herkesi kucaklayan, adil, demokrasiye inanmış, devlet sevdalısı, millet sevdalısı bir başkanla MHP’nin tek başına iktidar olacağına inanıyorum…
Öyle görünüyor ki Sayın Bahçeli, artık vaktini doldurmuş…
MHP’de yeni lidere ihtiyaç var. Bu gün gibi ortada…
MHP er veya geç istediği liderini bulacak ve ona kavuşacaktır…
Hayırlısı deyip ilk kurultayı bekleyelim…      
     



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın politik olaylar ve görüşler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bu Halk Darbe İstemiyor
eğitim Yaz Boz Tahtası Değildir
"Kıbrıslılık" Üzerine
süleyman Demirel’in Ardından
Türkiye Bu Kadar Zengin mi?
Mehter Marşını Bilmeyenler İçin
Ydh Ya Siyasi Olur Ya da Siyasi Parti Doğurur
Yeni Bir Oluşum Mu?
Dedikodu Olmasa
Gönlüm Meral Akşener’den Yana

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sessizliğin Hikayesi Üzrine
İnciraltı Şairleri
Bir Bahar Bekliyorum Üzerine
Denizli Türk Dünyası Şairleri Buluşmasının Ardından
Her Şey Gülüşünde Saklı
Meseller ve Kurucuova Ağzı
Meseller ve Kurucuova Ağzı
Cevahir Caşgir’den "100süz Şiirlerim"
Orhan Pamk'un "Kar" Romanı
Boyacı’ya Büyük İlgi

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Vakit Gelince [Şiir]
Kara Güzel [Şiir]
Hayallerim [Şiir]
Gönlümün Tacısın Yar [Şiir]
Kurban Olurum [Şiir]
Acı Ektim [Şiir]
Nerdesin? [Şiir]
Yüreğimde İhtilal Var [Şiir]
Hayat Seni Çözemedim [Şiir]
Helallik İstiyorum [Şiir]


Hakan Yozcu kimdir?

1964 doğumluyum. Kuzey Kıbrıs'ta yaşıyorum. 1988 Erzurum Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldum. 20 yıl çeşitli okullarda edebiyat öğretmenliği yaptım. Uzun yıllar Yenivolkan ve Güneş Gazetelerinde köşe yazarlığı yaptım. Şu an Habearkıbrıslı ve Güncelmersin Gazetelerinde yazıyorum. Birçok internet gazete ve sitelerinde yazılarım yayınlanıyor. Şiir, öykü ve tiyatro oyunları yazıyorum. Bu alanlarda çeşitli ödüllerim var. Kendime ait basılmış "Güzel Bir Dünya" ve "Mesela Başka" isimli iki adet öykü kitabım var. 7 tane tiyatro oyunum var. 6 yıl Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü görevinde bulundum. Halen Başbakan Yardımcılığı Ekonomi, Turizm, Kültür Ve Spor Bakanlığı'na bağlı Müşavirim.

Etkilendiği Yazarlar:
...


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.