Şiir, seçmek ve gizlemek sanatıdır. -Chateaubriand |
|
||||||||||
|
Kendisi ile ilk defa burada tanıştık. Kültürümüz, sanatımız, özellikle şiirimiz hakkında derin sohbetler ettik. Fikir alışverişi yaptık. Birbirimizden çok şey öğrendik desem yalan olmaz. Hüseyin Elmaskaya, 1954 yılında Konya’nın Beyşehir ilçesinde doğmuş. Kurucuova Mahallesi’nden taşınıp ortaokul tahsilini yapmak için Beyşehir’e gitmiş. 1975 yılında Konya Selçuk Eğitim Enstitüsü Fen Bölümüne girmiş. Askerlik görevinden sonra öğretmenliğe başlamış. Çeşitli illerde görev yapmış. En son Konya Atatürk Kız Lisesi’nde yöneticilik yaparak emekliye ayrılmış. Lise yıllarından bu yana hobi olarak çalmaya başladığı sazı geliştirerek ustalaşma yolunda hayli yol almış. Kendi yazdığı şiirleri bestelemeye başlamış. 17 adet bestesi bulunuyor. Hüseyin Elmaskaya, şiir alanında farklı adım atan biri. O, daha ziyade fabl türünde şiirler kaleme alıyor. Dilimizde bunun karşılığı “Mesel” olarak geçiyor. Şair de bundan dolayı eserine “Meseller” adını vermiş. Bilindiği gibi fabllar, hayvan, bitki veya nesnelerin insan gibi düşünülerek konuşturulması sonucu yazılan, hikayemsi şiirlerdir. “Meseller” adlı eserine şu fablıyla başlamış şair: AÇ GÖZLÜ GEZGİN GÜVERCİN Birlikte yaşayan iki güvercin vardı Tarlalarda yarış yapıp hep uçarlardı. Keyifler çok iyi ikisi de pek mutlu Bunlar, gelecekten oldukça da umutlu. Erkeği dişiye “Bu alanda çok kaldık” Dolaşmak isterim, boş hayallere daldık Diyerek ayrıldı eşinden bir hevesle “Örnek olmalıyız” demişti, yeni nesle. Günlerce yol gitti, yoruldu, umut bitti Yerde çokça buğday görüyordu, sınırsız. Hemen daldı yeme, işleri de rast gitti. Açtı, öyle yedi ki görenler sandı hırsız. Çevreye bakmadan da inmişti, tedbirsiz, Tutuldu tuzağa güçsüz kaldı, çaresiz. Baktı etrafına, yanda bir güvercin var, Dedi “Bana yardım et, tuzaktan gel kurtar” Ben “Sana tuzak için bağlıyım, acizim Sen akılsızsın, ben zavallı ve naçizim Umut yoktur, bizi kimse kurtarmaz ipten, Yardım bekliyoruz, eşten, dosttan, gaipten. Senin başına gelen sırf tedbirsizlikten Söz dinlemeyenler, kurtulamaz pislikten. Fabl türü edebiyatta özellikle çocuklar için önemli bir yere sahiptir. Ders verme amaçlı olduğu için, insan dışında her türlü canlı ve cansız varlıklara karakterler yüklenebiliyor. Fablların sonu, hep ders verme ve eğitme amaçlı olarak bittiği için çocukları yetiştirmede etkili rol oynuyor. Bu nedenle çok sevilen bir tür olarak karşımıza çıkıyor. Bu haliyle fabl için küçük bir öykü diyebiliriz. Hayattan alınan olaylar, hayvanlar veya diğer cansız varlıklar aracılığı ile anlatılıyor. Dünya edebiyatında bu türün bilinen en yaygın örneği Hintli yazar Beydaba’nın “Kelile ve Dimne” adlı eseridir. Bunun dışında bilinen bir diğer fabl ise La Fonteine’in “Karga İle Tilki” adlı eseridir. Bizim edebiyatımızda ise Ahmet Mithat ve Şinasi Fabl yazarı olarak bilinir. Hüseyin Elmaskaya, “Meseller Şiir Dili Hikayeler” adlı eserini kısa adı SKY olan Selçuk Kültür Sanat Yayınları arasında yayımladı. Eser, Sebat Ofset Matbaası’nda 2023 yılında basıldı. Yayına Selçuk Yayın Ekibi hazırladı. Kitap 88 sayfadan oluşuyor. Toplamda 87 şiir bulunuyor. 2 baskı yapılmış. Şairimiz, Beydaba’nın ünlü eseri Kelile ve Dimne’yi enine boyuna incelemiş ve hece ölçüsüyle eserindeki şiirlere hayat vermiş. Şiirler, okul düzeyine uygun, anlaşılır ve günümüz Türkçesi ile yazılmış. AKILLI TAVŞAN İLE SAF FİL Fillerin çok olduğu bir ülkede Kuraklık varmış, canları tehlikede. Çaresizlik içinde kıvranırken Tabiat da çok cimri davranırken. Etrafa gözcü salıp su aramışlar. Su bulunca hepsi oraya varmışlar. Hayat güzel, fillere su ganimet… Tavşanlara haram olmuş bu nimet. Fil ayağında ezilince onlar, Toplanmış tavşanlarda üst kurullar. Demişler “Filler buradan gitmeli, Çok güçsüz kurnazlıkla def etmeli” Akıllı bir elçi gitmiş, fillere, Ayın on dördü, ay hâkim yerlere. Fil padişahına “Ben ay elçisiyim, Bu ay havuzunun da bekçisiyim. Havuzu bulandırma, efendim kızar” Ay çok hiddetlidir havuza sızar. Askeri güçlüdür, şimşekler çakar. Bulanma devam ederse sizi yakar. “Abdest alıp tövbe ediniz” derken, Fil hortumunu suya boca ederken, Birden ayın aksi suda görünür. Fillerin gözüne de Hüda görünür. Kurnazlık işe yarar her zaman Cahillik, saflık getirir kimi zaman. Hüseyin Elmaskaya, mesellerinde dörtlükler halinde düzenlediği bölümlerde olayı anlatırken, son bölümde beyitler halinde yazdığı kısımda asıl vermek istediği mesajı okuyucuya veriyor. Bu nedenle şiirin can alıcı noktası da hep bu son beyitler oluyor. Şair Hüseyin Elmaskaya, ikinci eser olarak doğup büyüdüğü yer olan “Kurucuova Ağzı”nı kitaplaştırmış. Kitap 2024 yılında Konya’da basılmış.72 sayfadan ibaret olan kitap yine Selçuk Kültür Yayınları arasında hayat bulmuş. Yazar, eserinin önsözünde Kurucuova’yı anlatmış. Akrabalarından, yakınlarından söz etmiş. Soy kütüğü kayıtlarına göre Kurucuova’ya yerleşimin 1824 yılında başladığını belirtiyor. O yıllarda Osman-Selver çiftinin ve onlar gibi nice çiftin bu bölgede yörük yaşantısıyla baharlarını geçirdiğini belirtiyor. Sonradan burayı yurt edinmişler. Buraya yerleşmişler. Yazar, küçükken, köyün içinden, yörüklerin develerle rengarenk giysiler içinde, kervan olarak geçtiğini anlatıyor. Burada 250 kadar yörük çadırının kurulduğunu belirtiyor. Konuşulan ağzın bölgelerinden farklı olduğunu, bu nedenle bu ağzı araştırıp kitaplaştırdığını söylüyor. Yaptığı çalışma sonucunda 1024 kelime topladığını, bunların gelecek nesle miras olarak kalmasını istediğini, kendinden sonrakilerin bu dili unutmaması için kaleme aldığını belirtiyor. Bu kelimelerin hala Toroslarda kullanıldığını, bazı kelimelerin de Bosna Hersek ve Karadağ’da kullanıldığını dile getiriyor. Kitapta kelimeler alfabetik sıraya göre verilmiş. Her kelimenin veya deyimlerin anlamları karşısında verilmiş: Al: Buyur anlamında bir sözcük Alasulu: Hiç özenilmeden yapılan, baştan savma Avara: Berduşvari gezen kişi. Kötü durumdaki hurda olmuş nesne. Baya: epeyce, çokça Belemek: Bebeği kundağına sarıp beşiğe yatırmak Bıdırdamak: Usulca konuşmak, duyulamayacak kadar yavaş konuşmak Çivte gitmek: Tarlayı sürüp ekmeye gitmek (çifte gitmek) Gatmak: Koymak, doldurmak, ilave etmek Gıyılık: Kurutulmuş yeşil fasulye, eşşek ürküten, gabıklı … Yazar, “Kurucuova Ağzı” kitabının 850 adetini, Kurucuova Kültür ve Yardımlaşma Derneğine bağışlamış. Telif ve basım hakkını tümden bu derneğe vermiş. Gelirinin de üniversite öğrencilerine burs olarak verilmesi için talimat vermiş. “MESELLER” adlı kitabın tamamını dağıtmış. Yani bu eserlerden gelir elde etmeyi hiç düşünmemiş. Amacının “Gelir elde etmek olmadığını, edebiyatımıza, sanatımıza, kültürümüze ve dilimize hizmet etmek olduğunu” belirtiyor. “Bu anlamda bir şeyler yapabildiysem kendimi dünyanın en bahtiyar insanı olarak addedeceğim” diyor. Yeni Kitabının da Kasım ayı sonunda çıkacağını belirten yazar, bu eserine "BİZDEN MESELLER" adını verdiğini söylüyor. Bu eserin de fabl türünde olacağını belirtiyor. Hüseyin Elmaskaya’yı çalışmalarından dolayı kutluyor, kendisine bu yolda başarılar diliyoruz. Nice eserlere diyoruz… Hakan YOZCU 10.10.2024 Gazimağusa KKTC
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |