Süt Kardeşliği!
Şu işe bakın! Garip gureba edebiyatı yaparak vatandaşa at, eşek, kanguru… Belki de kedi, köpek ve yaban domuzu etine varıncaya kadar bütün mahlukatın etini yedirdiler… Bu nedenle, bizim memleketin fakir fukarası, kendisine yedirilen canlı türleri bakımından herhangi bir Çinli’ yi yakalamış olabilir! Bütün üst-düzey yöneticilerin zengin ve akıllı sınıfın içinden çıkması elbette rastlantı değil. Eğer akıllıysa yönetici olduğunda çok zengin değilse bile, gözünü diktiği makama yerleştikten sonra zenginleşmeye başlar; yeter ki akıllı olsun. Akıllı olduğu bir de uluslararası destek gördü mü, tutabilene aşk olsun. Ama konumuz bu değil, eşek sütü! Eşek sütünün kilosu 100 , peyniri de 2.500 tl’ den alıcı buluyormuş. Vay anasını! Demek ki, tereyağı daha da pahalı. Bir ürün bu denli pahalı olunca garip-guraba alıp da afiyetle yiyecek değil ya! Ya ne olacak? Elbette bu pahalı ürünler akıllı ve zengin sınıfların sofrasını süsleyecek. Ama bir sorun var! Bu ürünlerden tüketenler, örneğin eşek sütünü içenler, kimlerle süt kardeşi olduklarını nasıl açıklayacaklar?
Doğum sırasında anne ölünce, kalan bebeğin yaşaması için anne sütüne gereksinimi vardır. Eş-dost akraba çevresinde sütünü bu bebekten esirgemeyecek bir gönüllü bulunarak bu sabinin yaşama tutunması sağlanır. Ayrı anne ve babadan olan iki bebek aynı kadının sütünü paylaştıkları için süt kardeşi olmuşlardır ve ayrı cinsten olsalar bile aralarında bir evlilik bağı olamaz. Süt kardeşliği’ nin Anadolu kırsalında bir adı da emişgenliktir ve önemli dayanışma örneği olarak uygulanmaktadır.
Çevre ve Şehircilik Bakanı’ nın açıkladığına göre Müslüman bir toplum olduğumuz için bizden bilim adamı çıkmazmış. Biz ancak ara eleman yetiştirebilirmişiz. İyi güzel de, tüm tepe yöneticilerimizin ara elemanlardan çıkacağını nasıl garanti edebiliriz? Bu konuda bu gün için hiçbir sorunumuz yok Allaha şükür! Diyelim ki, ateş pahası eşek sütüyle beslenerek eşek sıpalarıyla süt kardeşi olanlar arasından tepe yöneticilerimiz çıkarsa ne halt edecek ve onlarla nasıl gurur duyacağız?