Nurbanuşah , dağılmış bir ailenin üç çocuktan en büyüğü olarak dünyaya gelmişti. Aslında bu ailenin temeli baştan çürük olduğu için kazara ana rahmine düşen Nurbanuşah’ tan başka çocuk sahibi olmak hesapta yoktu. Ancak, ucu açık çoğalma konusunda yapılacağı duyurulan ek ödemeler (promosyon) ve devleti yönetenlerin “ en az üç çocuk !” dayatması gibi nedenlerle bu çürük birliktelikten üç çocuk peydahlanmış oldu. Burada Nurbanuşah’ ın namusunu nasıl kurtardığı anlatılacağı için küçük kardeşlerinin yaşam öykülerine yer verilmeyecektir. Öykünün devamını Nurbanuşah’ ın Suzin Abla’ ya yazdığı mektuptan izleyelim:
“ Suzin Abla; sizin bir ana şefkatiyle, size başvuran herkesin derdine çare bulduğunuz ve yolunu kaybetmiş nice hemcinsime umut olduğunuz için teşekkür ederim. Ancak benim size açacağım herhangi sorunum olmamakla birlikte, başıma gelmesi muhtemel olan bir felaketten nasıl kurtulduğumu sizinle paylaşmak istedim. Fazla uzatmadan anlatayım. Olay şudur: Şu anda nişanlıyım ama, nişanlım bana güven vermiyor. Bu nişanın düzgün bir evlilikle sonuçlanacağını düşünemiyorum. Bunu kendisi de biliyor olmalı ki, her fırsatta benim bedenim üzerinden yararlanmaya çalışıyor… Her bir araya gelişimizde sırnaşık bir şekilde beni birlikte olmaya zorluyor. Düşündüm , taşındım; nişanlım olacak alçağın oyuncağı olmayacak bir formül buldum ve aynen uygulamaktayım!... Ön kapıdan işlemeyi kesinlikle unutmasını sıkı sıkı tembihledikten sonra arka kapıyı açık bıraktım. (………..) Dedim ya nişanlım olacak alçak bana güven vermiyor. Olasılıkla bu adamla kalıcı bir evlilik olmaz diye düşündüğüm için bekaretimi daha sağlam evlilik için güvenceye almış oldum. Bu nedenle çok çok mutluyum! Suzin Abla, mektubumu bitirirken ‘ Alla yâr ve yardımcınız olsun , dileklerimi iletiyorum. Saygılarla. ”
Bu mektup, Suzin Abla’ nın da yazar kadrosunda olduğu ilgili gazetenin internet sitesinde yayınlanmasından sonra ‘ çok tıklananlar , arasında yer aldığı gibi, hakkında onlarca yorum yapıldı. Bu yorumlardan birini buraya alalım bari! İşte o yorum: “ Yahu! Bu namus kurtarma operasyonu bütün ihtişamıyla, bizimkilerin ‘ Süleyman Şah , operasyonuna benzemiş!...”