Bulanmadan ve donmadan akmak ne hoştur. -Mevlânâ |
|
||||||||||
|
Leyla kalktı, karşısındaki bayana elini uzatarak “Ben, Leyla” dedi. Karşısındaki bayan ise “Ben de Neşe, memnum oldum tanıştığımıza, keşke farklı bir ortamda tanışmak kısmet olsaydı” dediğinde, Leyla “Kısmet böyleymiş, daha kötü olabilirdi, çünkü Deniz’in astımı var” diye kırgın bir yanıt verdi. Tam bu sırada gençler ifadeleri alınmış olarak salıverildiler. Leyla kızına sarılıp, “Denizcim senden bana doğruyu söylemeni beklerdim, sadece kadın haklarıyla ilgili bir yürüyüş dedin, eve gittiğimizde neler yaptığını anlatmanı beklerim. Umut sen evladım Deniz’den büyüksün, belki bir gün kızımı sana emanet edeceğim, biliyorsun Deniz’in astımı var” dedi. Umut soru işareti gözlerle Deniz’e baktığında Deniz suçlu bir kedi gibi gözlerini kaçırdı. İki aile böyle bir ortamda tanışmaktan muzdarip olsa da gençler kendilerine böyle bir süpriz hazırlamıştı. Görüşmek dileğinde bulunup “Geçmiş olsun” diyerek ayrıldılar. Leyla Deniz’le taksiye bindiğinde kızına öfkeli mi, şefkatli mi yoksa kırgın mı davranması gerektiğini kestirememiş sadece suskundu. Deniz ise bu suskunluğun ardından evde bir fırtına kopacağını hisseder şekilde takside suçlu, suçlu köşeye çekilmişti. Eve geldiklerinde taksiden inip asansöre bindiler hala ikisi de suskundu. Asansörden inip Leyla anahtarla kapının kilidini açarken Deniz “Anneciğim..” dediğinde Leyla “Yeri değil, eve girelim" dedi. Deniz bu sert ifadeden korkmuş vaziyette sustu. Deniz annesini hiç bu kadar sert ve otoriter görmemişti. İçeriye girdiklerinde ilk konuşmanın annesinden gelmesi gerekliliğini algılamıştı. Leyla mutfağa gidip bir bardak su aldı. Öfkesini dindirmek ve kızına yanlış bir şey söylemek istemiyordu. Salona geçti ve oturdu Deniz kendisine suçlu suçlu bakıyordu. Leyla yine aynı otoriter ses ile “Anlat bakalım evladım, neler yaptın?” dedi. Deniz hep annesinden, kuzum, kuzucuğum, neşem, kızım, tatlım, canımın içi, yavrum, yavrucum gibi ifadeler duymuş ilk defa bu kadar sert bir evladım kelimesini duyuyordu. Evladım kelimesini biraz mesafeli buldu. Annesi nedense aralarına mesafe koymak istemişti. “Dünyadaki tek varlığıyım ben neden annem mesafe koyuyor şimdi” diye düşünmekten alıkoyamadı kendisini. Sonra “Özür dilerim anneciğim, yanlış yaptım, niye korktuğunu biliyorum, astımım nedeniyle gaza maruz kalır ölebilirdim ve sana bu korkuyu ve üzüntüyü yaşatmamalıydım” dedi. Leyla kızından böyle bir olgunluk beklemiyordu, suçlu psikolojisine girip savunmaya geçeceğini sanmıştı. Ancak kızı dünyadaki tek varlığı kendisini şaşırtmıştı. Birden hüngür, hüngür ağlamaya başladı. “Sen benim neşemsin, yaşama sevincimsin, sana bir şey olursa biliyorsun yaşayamam, üstelik babanda bizimle değil”. Babanda bizimle değil derken Ural’ın varlığına ve vereceği akla, yardımına o kadar ihtiyaç duymuştu ki, kendisi de şaşırdı. “Sen sadece benim değilsin, babandan bana bir emanetsin Denizim” dedi. Sonra şefkatli gözler fakat otoriter bir sesle “Anlat bakalım neler yaptınız” dedi. Devam edecek... Leyla ÜNAL (7 Ocak 2013)
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Leyla ÜNAL, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |