Mutlu köle çoktur. -Darwin |
|
||||||||||
|
Umut uzun boylu, kıvırcık saçlı, ela gözlü, ince bir genç adamdı. Leyla ne kadar da Ural’a benziyor diye geçirdi içinden. Hoş sohbet bir gençti Umut. Güzel bir sohbet’in ve yemeğin ardından "Neden master için kadın çalışmalarını seçtin merak ettim?” diye sordu Leyla. Umut biraz gözleri nemlenerek “Belki Deniz size sonra anlatır efendim” diye yanıt verdi. Leyla’nın merakı artmış ancak sorusunu tekrarlamamıştı.Güzel bir akşamın sonunda delikanlı Leyla’ya “Müsade ederseniz sizi evinize bırakayım efendim” dedi. Leyla genç adamın nezaketinden mutlu olmuştu. Eve geldiklerinde saat gece 12’yi geçiyordu. Deniz çok heyecanlı, cıvıl cıvıl öten bir kuş misali “Nasıl buldun anneciğim, mükemmel biri degil mi?” dedi. Mükemmel sözüne takıldı Leyla. İçinden ben de bir zamanlar Ural için böyle düşünüyordum diye geçirirken “Mükemmel diye birşey yoktur sevgili yavrucuğum, kimse mükemmel değidir, akıllı ve hoş bir gence benziyor ama zamana bırak ve tanı“ dedi. Sonra “Hadi anlat bakalım bu kadın çalışmaları masterına ve kadın hakları grubuna neden takılmış Umut, tamam seni anlarım feministsindir biraz” dedi. Deniz “Annecigim çok güzel bir geceydi, ne olur bu gecenin büyüsünü bozmayalım, biraz buruk bir hikaye. Söz, yarın Cumartesi kahvaltıda anlatırım” dedi. Leyla zaten seminer ve yemek derken yorulmuştu. Biraz işine geldi. Bir duş alıp yattı. Sabah erkenden kalkıp camlı balkonunda güzel bir kahvaltı hazırladı kızına. Yine muhteşem bir sonbahar sabahıydı. Balkon kırmızı, pembe, beyaz, lila renkli sardunyalarla doluydu ve bir bahçe kadar güzeldi. Çiçekler kat kat ve renk renk açmışlardı. Sonbaharda hep coşar bu çiçekler dedi kendi kendine. Sardunyaları Ural’da çok severdi. Saat 9 oldu Deniz uyanmadı, 10 oldu uyanmadı, 11 oldu uyanmadı. Uyartmaya kıyamadı kızını. Bunun üzerine Ural’ın her sabah yaptığı gibi kasıtlı gürültü yapmaya başladı. Deniz gürültü üzerine uyanıp saatine bakınca “Anneciğim saat kaç olmuş, neden beni uyartmadın” diye serzenişte bulundu. “Saat 12’de Umut ile buluşacaktık. Bugün kadına şiddete hayır yürüyüşüne katılacağız, hay Allah nasıl yetişeceğim” derken, Leyla kahvaltı etmeden giderse müsade etmeyeceğini söyledi. Gerçi Deniz annesinden müsade istememişti ama ayak üzeri birşeyler atıştırdı, hızlıca giyinip çıktı. Güzelim kahvaltı masasında yalnızdı Leyla şimdi. Yalnız kahvaltı yapmak hala zoruna gidiyordu. 5 yıl geçmiş ama alışamamıştı yalnız kahvaltı yapmaya, Özellikle hafta sonları daha zordu yalnız kahvaltı sofrası. Oturdu bir fincan kahve aldı. Kahvaltılıklar ona o kahvaltılıklara bakıyordu. Birden yıllar öncesinde buldu yine kendisini. Ural kahvaltı yapmadan evden çıkmaz ve genellikle kahvaltıyı o hazırlardı. Hele ki hafta sonları bir tek kuş sütü eksik olurdu sofralarında. Her sabah kahvaltı sofrasını hazırladıktan sonra uykucu kızlarım benim diyerek hem Leyla’yı hem Deniz’i öperek, şarkı söyleyerek uyartırdı. Çok mutlu ve sevimli bir aileydiler. Ne olmuştu da bu sevimli aile parçalanmıştı. Gözü balkon duvarındaki Monet resmine takıldı. Evin her köşesine birlikte karar vermişler, en küçük eşyayı birlikte almışlar, birlikte döşemişlerdi. Aynı şeylerden keyif alıyorlar, aynı renkleri seviyorlar, hatta Deniz’in ismini vermek için konuşurken ikisinin de ağzından Deniz ismi aynı anda çıkmıştı. Ural ruh ikizim derdi Leyla’ya. Gülümsedi biran “Neredesin ruhum?” Sanki el dokunuşlarını saçlarında hissetti! Ne ayrıldıklarında ne de Uralı’ın ölümünün ardından, gözünden damlalar süzüldüyse de hiç dolu dolu ağlamamıştı Leyla, ama şimdi haykıra, haykıra ağlamak istiyordu. “Neredesin, ruh ikizim, nerede? Her yerde sen varsın sanki, sensizlik içimi her geçen gün acıtıyor...” Kahvaltı yapmadan kaldırdı sofrayı. Üzerini giyinip Tunalıya Kuğulu Parka koştu, sanki Ural’la buluşacaklatmış gibi giyinip süslenmişti. Yine çok güzel bir sonbahar günüydü. Leyla ÜNAL (30 Kasım 2012) Devam edecek...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Leyla ÜNAL, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |