..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir kimse, neden oltasını, içinde tek bir balık olmadığını bildiği bir göle sarkıtır? -Adalet Ağaoğlu
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Beklenmedik > Leyla ÜNAL




6 Şubat 2014
Bir Otobüs Dolusu Aşk (3)  
Ben de o otobüsteydim, hem de birden fazla kişiye bürünmüş olarak...

Leyla ÜNAL


..... Dönüşte şoförün gözlerine takıldı gözleri çok uykulu bakıyordu soför. "Herhalde buradan itibaren yedek şoför aracı kullanacaktır" diye geçirdi içinden. Mola yerinde bir anons duyuldu “Ankara’dan 22’de hareket eden Bodrum otobüsü yolcuları mola süreniz bitmiştir, otobüsünüzdeki yerlerinizi almanız rica olunur.”


:BJAA:
29 ve 30 numaralarda bebek bekleyen Meltem ve Yalçın oturuyorlardı. Aslında 10 yıllık evlilerdi ancak şu iş, bu iş, kariyer, ev alalım falan derken bebek yapmayı hep ertelemişler ve nihayet karar verdiklerinde Meltem ancak tüp bebek yöntemi ile hamile kalabilmişti. Hamileliğinin ilk ayları sıkıntılı geçmiş ise de son birkaç haftadır Meltem daha iyiydi ve her şey yolunda gidiyordu. Bebeklerinin kız olduğunu öğrendikleri andan itibaren isim düşünmeye başlamışlar ve bir türlü karar verememişlerdi. Bodrum’a seyahatleri ise pek de istenilen bir seyahat türü değildi aslında. Yalçın’ın babası vefat etmiş ve cenaze için yolculuk ediyorlardı. Yalçın karısına ısrar etmişti “Uçakla gidelim bu halinle o kadar uzun yola dayanamazsın” diye ancak Meltem uçak yolculuğundan çok korkuyordu. Daha önceki uçuşlarından birinde uçak gövde üzeri iniş yapmış ve Meltem o günden itibaren mecbur olmadıkça uçağa binmeyi reddediyordu. Aslında Yalçın eşine gelmemesi konusunda da telkinde bulunmuş ancak Meltem çok sevdiği kayınpederini son yolculuğuna uğurlamak istemiş ve acılı gününde çok sevdiği kayın validesinin yanında olmak istiyordu. Yalçın’ın arada sırada gözleri yaşarıyor ve bunu eşine hissettirmek istemiyordu. Meltem elleriyle kocasının gözyaşlarını sildi ve sarıldı kocasına “Rahat ol bir tanem, içinden geldiği gibi davran, en insani duygudur ağlamak, duygularını bastırmaya çalışma lütfen” demişti. Ancak Yalçın’a bir otobüs dolusu insan arasında ağlamak zor geliyordu.

28 Numarada Mete’nin yanında Kaan oturuyordu. Kaan önceki yıl Bodrum’da tanışıp aşık olduğu Helen ile buluşmaya gidiyordu ve çok heyecanlıydı. Aslında bu buluşma ilişkilerine yön verecekti. Ne Kaan ne de Helen yaşamlarını sürdürdükleri asıl mekanlarından ayrılmak istemiyordu. Gerçekte tanıştıkları ilişkilerini sanal ortamda güçlendirmişler ve tekrar gerçeğinde hayatlarına dair planları yapmak istiyorlardı, neyse ne diyerek. Helen henüz yola çıkmamıştı. Aslında o da New York’ta uçağa binmek üzereydi. Kaan “Gelip seni İstanbul’dan alayım birlikte geçelim Bodrum’a” dedi ise de Helen ilk tanıştıkları Bodrum’un havasında tekrar görüşmek istemişti. Kaan ise bu işe uçak korkusu nedeniyle çok memnun olmuş ancak Helen’e hissettirmemişti. 12 Saat sürecek yolculuğa uykuya dalarak başlamıştı Kaan. Hatta otobüste dağıtılan ikramı bile alamadan uyuyup kalmıştı.

Selim Bodrum otobüsüne bilet bulamamış arkadaki 5'lü gruptan bilet almak istemiş ancak firma arka sıraya yolcu almıyoruz diyerek satış yapmak istememişti. Arka sıranın muavin ve yedek soför için olduğunu söylemesine rağmen Selim öyle ısrar ettiki bir bilet alabildi sonunda ve o da 41 numarada yerini almıştı otobüste.

Otobüs gecenin içinden yol alırken Kaan gibi pek çok yolcusu uykuya dalmıştı bile. Uyanık olan ender birkaç kişi vardı bu otobüste. Bunlar ise mütemadiyen sevgilisiyle mesajlaşan Semra, komik film seyreden Deniz, otobüs yolculuğundan korkup uyuyamayan Leyla ve Yasemin’di. Otobüs Afyon’a yaklaştığında ışıkları yandı, herkes yavaş yavaş kımıldanmaya başladı. Asım ise ağlamaya. Biraz sonra Muavin Emir’in anonsu duyuldu "30 dakika ihtiyaç molası." Saat gecenin 2’siydi. Pırıl pırıl bir gecede ışıl ışıl dolunay rehberlik ediyordu seyahatlerine.

Ahmet telefonunu açtığında Münevver’in mesajını okudu. “Özür dilerim hayatım, ağrılarım arttıkça sanırım hırsını senden çıkarıp üzüyorum seni, bağışla beni ne olur, seni çok seviyorum, biliyorsun değil mi?” Ahmet güldü ve içinden “Biliyorum tabi ki ve her zamanki gibi yine benden önce davrandın hınzır kedi” dedi içinden.

Selfinaz artık iyice zor yürüyordu Nuray anneannesini tuvalete götürdü. Tabi ki sadece Selfinaz değildi tuvalete giden otobüsteki pek çok yolcunun ilk işi tuvalete gitmek olmuştu. Ancak Yasemin’in yanında oturan çocuk uyanmamıştı. Yasemin kasıtlı hareket etti kızı uyartmak için. Bunun üzerine uyanan Sedef Yasemin’e sordu “Mola mı verdik Teyzeciğim”. O sıra üzerindeki hırkayı gördü ve Yasemin’e teşekkür etti. Yasemin tuvalet ihtiyacı olup olmadığını sordu kıza, kendi evladı gibi sahiplenmişti bu çocuğu. "Evet" dedi Sedef "İyi ki uyandım". Birlikte otobüsten indiler.

Semra gece boyunca Fatih ile mesajlaşmış bu sefer ise telefon açmıştı. “Evet aşkım Afyon’dayız” diyen sesi inceden inceden duyuluyordu otobüsten inerken. Nevin’in ise beklediği mesaj gelmemişti. “Bu sefer bitti” diyordu içinden “Bitti işte, her şey bitti”. Ağlamaklıydı ama zor tutuyordu kendisini. Yalçın 7 aylık hamile eşi Meltem’e “Hadi inelim de tuvaletten sonra azıcık yürüyelim, ayakların şişmiştir, yürüyüş iyi gelir” dedi. Deniz Derya’yı tuvalete götürürken Pelin'de Asım’ın altını temizledi. Altı temizlenen bebek gülmeye başladı, Pelin bebeği sarıp o da otobüsten indi.

Garfield gibi duvara yapışan Murat öylece uyuyakalmıştı, ne Murat’ın ne de arkasındaki Kaan’ın uyanmaya niyetleri yoktu. Canan ile Sevil ise uykudan uyanmış bir halde iken bile hala didişiyorlardı. “Bunlar hiç vazgeçmeyecekler” dedi Ali karısına, Nesrin’in kırgınlığını hala anlamaz lığa gelerek. İçinden ise “Ben sana Bodrum’da güzel bir sürpriz yaparım, unutursun” diyordu.

Gençler uykudan uyanmış bir şekilde biraz da gürültü yaparak otobüsten indiler. Berk Zafer’e “Mola dönüşü sen Neşe’nin yanına otur da bende Pınar’ın yanına oturayım” dedi. Zafer hemen Neşe’nin elini tutup “Bu saatte yenir mi demezseniz hadi size Afyon’un meşhur kaymaklı ekmek kadayıfından ısmarlayayım” dedi. Berk “Der miyiz hiç, kaymaklı ekmek kadayıfının saati mi olur? Hele bizim yaşımızda” dedi gülümseyerek Pelin'e.

Hülya ile Ayla yine kikirdeyerek anneleri ile otobüsten indiler. Hülya Ayla’ya “Gördün mü çocuğu, annemin korkusuna cama Garfield gibi yapışmış” dedi. Sevim kızlarına “Benim kikirik kızlarım” derdi hep. Sevim kızlarına “Tuvaletten sonra çifte kavrulmuş lokum almayı unutmayalım önümüz bayram” dedi. Evet gelen bayramdı, hafta sonu tatilinin ardından Kurban Bayramı geliyordu.

Alp ile Neriman mola yerinde otobüsten inerek çifte kavrulmuş lokum almaya karar verdiler. Gelen bayramdı. Neriman Alp’e “Sen sucuk mangalı çok seversin istersen sucuk da alalım hayatım” dedi. Alp ise “Otobüste kokmaz mı, ayıp olmaz mı?” deyince Neriman “İnan canım pek çok insan alacak ve ister istemez katlanacağız bu kokuya hatta bak şimdi pek çok kişi burada sucuk döner ya da sucuk ekmek de yiyecekler” dedi. Nihayet Bodrum’da ilk tatillerini geçirecekleri evlerinde mangal yapmak için de yeterince kangal sucuk aldılar.

Gülay mola yerinde otobüsün ışıkları yandığında bir an kıpırdandı ise de uyanmadı. Metin ise eşini uyandırmaya kıyamadı. Otobüsten inip o da çifte kavrulmuş lokum aldı. Kızları Işıl çifte kavrulmuş lokuma bayılıyordu. Kayınpederi Kamil bey ise Afyon kaymağı sipariş etmişti. "Sucuk da alayım" diye geçirdi içinden "Kahvaltıda güzel olur. Hem Işıl'da çok sever Afyon sucuğunu" Alışverişi yapıp acelece otobüsteki yerini aldı. Sevgili eşi Gülay hala uyanmamıştı.

Ayfer oğlu Mete’ye “Yavrum söyle güzel bir lokum yaptır, Afyon’dan geçip de kız evine lokum götürmeden olmaz” dedi. Hasan ise otobüsten inmek istemiyordu. Ayfer’de otobüsten inmek istemedi. Mete “Anneciğim sen gel de birlikte alalım, ben anlamam” deyince ister istemez otobüsten indi.

Emre bebekleri Zeynep dünyaya geleli beri sigarayı bırakmıştı. Yanında oturan Necmi ise “İneyim de bir sigara tellendireyim” dedi. Emre ben de gidip bayram lokumunu buradan alayım dedi. Necmi üzüntülü bir şekilde “Gelen bayram değil mi?” Bu bayram benim çocuklar ilk bensiz bayramlarını geçirecek hay Allah” dedi. Arkadaşı bir iş için telefonla aramış biran evvel gelmesini istemişti işi kaptırmamak için. "Belki birkaç gün sonra giderim bizimkilerin yanına bayram için" diye geçirdi içinden.

Ahmet ile Emine ise uyanmadılar. Emine başını Ahmet’in omzuna yaslamış Ahmet’in başı ise Emine’nin başına düşmüştü. İkisi de bebekler gibi uyuyorlardı. 1 Numarada oturan Mehmet ise nişanlısının evine götürmek için en çok sevdiği çifte kavrulmuşu alırken ayrıca fıstıklı ve cevizli lokum paketi yaptırdı. "Ceren’im çifte kavrulmuşu çok sever" diye geçirdi içinden. Ancak son seyahatindeki çifte kavrulmuş istediği gibi çıkmamıştı. Alışverişini yaparken çok titizlendi.

Leyla ise teyzesi Kamuran’ın uyanmasını kısa bir süre bekledi ise de uyarmaya kıyamadı ve yalnız indi otobüsten. İlk işi tuvalete gitmek oldu. Sonrasında ise acıkmış olduğunu fark edip tost ve ayran almaya geçti. Kendisi için alırken teyzesi içinde aldı. Dönüşte şoförün gözlerine takıldı gözleri çok uykulu bakıyordu şoför. "Herhalde buradan itibaren yedek şoför aracı kullanacaktır" diye geçirdi içinden.

Mola yerinde bir anons duyuldu “Ankara’dan 22’de hareket eden Bodrum otobüsü yolcuları mola süreniz bitmiştir, otobüsünüzdeki yerlerinizi almanız rica olunur.”

Devam edecek...

Leyla ÜNAL (5 Şubat 2014)




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın beklenmedik kümesinde bulunan diğer yazıları...
Keşke Söylemeseydim Kızıma! (2)
Keşke Söylemeseydim Kızıma! (1)
Keşke Söylemeseydim Kızıma! (6)
Bir Otobüs Dolusu Aşk (1)
Bir Otobüs Dolusu Aşk (2)
Keşke Söylemeseydim Kızıma! (3)
Keşke Söylemeseydim Kızıma! (4)
Keşke Söylemeseydim Kızıma! (5)

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Destan İsteyenlere İşte Destan (21 Mart Nevruz)
Karette Karette
Veda...

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Seni Bekledim Günlerce [Şiir]
Ben, Uyuyamıyorum... [Şiir]
Özür Dilerim [Şiir]
Ah Kedi [Şiir]
Yaşlanmaktan Korkuyorum [Şiir]
Korona Günlüğüm [Şiir]
Ah Kelepçem, Ah Sevdam [Şiir]
Ben Seni Çok Sevdim [Şiir]
Look Inside Yourself [Şiir]
Birliktelik [Şiir]


Leyla ÜNAL kimdir?

Ben, Leyla. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Nazım Hikmet Ran, Aziz Nesin, Cemal Süreya, Özdemir Asaf, Orhan Veli Kanık, Bedri Rahmi Eyüboğlu


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Leyla ÜNAL, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.