..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. -Atatürk
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Anılar > Şevket Başıbüyük




6 Ağustos 2012
"Medeniyet"  
Şevket Başıbüyük
“Türkiye’de, 1980 ihtilaliyle 210 bin dava açıldı. 1683 bin insan fişlendi. 650 bin insan gözlem altına alındı. 23 bin dernek kapatıldı. 50 insan idam edildi. 420 bin insan işkenceden can verdi. Malatya’mızda, bir gece operasyonu ile evinden alınan bir öğretmen, işkenceyle öldürülerek teslim edildi... 50 polis, 50 subay görevinden edildi. Ülke ekonomisi adeta çökertilerek felç edildi…” Hatip hala rakamlarla 1980’dan bu yana, darbecilerin ülkemize verdiği maddi ve manevi zayiatı anlatıyordu...


:ABCD:
İsterseniz önce amblemden başlayalım…

Yer küreyi saran dört ana renkli bir sancak. Sancağın renkleri; beyaz, kırmızı siyah ve sarı…

Bu dört ana renk; dünyada yaşayan insanların renk ırklarını temsil ediyormuş…

Dört renkli sancağın çıkış noktası, Kur’an-i tabirle; Ümmül Kur’a’ denilen Şehirlerin Anası Mekke…

Yani, medeniyetin doğuşu Peygamber Aleyhisselamla Mekke’den yeryüzüne dağılmıştır…

Elimdeki davetiyedeki bu amblem üzerinde böyle düşünürken sunucunun anonsu ettiği; “….tarihi konuşmasını yapmak üzere kürsüye davet ediyorum” cümlesiyle ile toparlanıyorum…

Mikrofonlarla barışık gür ve tok ses; iftar yemeğine katılan misafirlerini teker teker selamladıktan sonra; “Niçin Medeniyet” diyerek başlıyor ‘tarihi’ konuşmasına…

“Hakikaten bu (bütün peygamberler ve onlara iman edenler) bir tek ümmet olarak sizin ümmetinizdir. Ben de sizin Rabbinizim. Öyle ise bana kulluk edin. (Enbiye: 92)”

“Şüphesiz bu Müslümanlık, bir tek din olarak sizin dininizdir ve Ben de Rabbinizim; öyleyse Benden sakının. (Müminun: 52”

Hatip; önce Arapça sonra mealini verdiği bu iki ayetin kısa tefsirini yaparken ben hala elimdeki davetiyenin ambleminde gezdiriyorum gözlerimi. Amblem sanki bu iki ayetin tefsirini resmetmiş…

Hatip mücadeleye 1968’de başlattığını ifade ediyor, ben gayri ihtiyari irkiliyorum…

İrkiliyorum çünkü “altmış sekiz”, kimlikteki doğum tarihim. Gayr-i ihtiyari; ‘bir ömür’ diyorum, ‘ömrümle eş başlatılan bir mücadele’ diyorum…

Hatip; “…bir fikri, bir düşüncesi olan insanlar, ya sözlü anlatımla ya da yazılı anlatımla başlar ki; yazılım anlatım daha kalıcı ve nesilden nesile aktarılabilir” diyor…

“Biz; 1983’te sözlü anlatımla, Malatya’da yedi (7) kişiyle başlattık Medine Mescidindeki Cuma hutbelerimize ve 16 sene hizmet verdik…”

“20 Nisan 1999’da da Medeniyet Gazetesi’ni yayın hayatına geçirerek yazılım anlatıma başladık.”

“Gazetemizi henüz birinci sayısını yayınlamıştı ki, Yazı İleri Müdürümüz, Genel Yayın Yönetmenimiz ve Gazetemizin İmtiyaz Sahibi tutuklanarak –tıpkı Yahya Harun gibi- cezaevine konuldu.”

“Türkiye’de, 1980 ihtilaliyle 210 bin dava açıldı. 1683 bin insan fişlendi. 650 bin insan gözlem altına alındı. 23 bin dernek kapatıldı. 50 insan idam edildi. 420 bin insan işkenceden can verdi. Malatya’mızda, bir gece operasyonu ile evinden alınan bir öğretmen, işkenceyle öldürülerek teslim edildi... 50 polis, 50 subay görevinden edildi. Ülke ekonomisi adeta çökertilerek felç edildi…”

Hatip hala rakamlarla 1980’dan bu yana, darbecilerin ülkemize verdiği maddi ve manevi zayiatı anlatıyordu...

Hatip anlata dursun ben, iftara ramak kala susuzluğun verdiği harareti unutmuş anlatılan olayların dehşet ve ürpertici havasına kapılıp gitmiştim.

Zira anlatılan bu yakın tarihin sayfalarında kendi serencamımın fragmanlarını görmüştüm.

Doğumumla başlayan Hatip Ramazan Keskin Hoca’nın mücadelenin 99’larında ben de dâhil olmuştum.

20 Nisan 1999’da da yayın hayatına geçirilen Medeniyet Gazetesi’nin Yazı İşleri Müdürlüğünde ben vardım…

‘28 Şubat Post Modern Darbesi’; yerel bir gazetede idareci olamaya karşın bizleri idamla yargılamaya kadar götürdü. Dört ay hapis ve yıllarca süren bu dava beraatla sonuçlandı ancak ruhumun üzerinde bıraktığı derin izlerini hala taşımaktayım…

Yukarıda bahsi edilen ve geçmişimizi bizlere bir kez daha yaşatan bu iftar programı Medeniyet Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Deneği’nde gerçekleşti.

Malatya’nın tanınmış ilim damalarından Ramazan Keskin Hoca bu kez; “MEDENİYET” adında bir dernekle mücadeleye kaldı yerden devam etmektedir. Derneğin bir etkinliği olan bu iftar programında, derneğin ilkeleri ve çalışmaları anlatıldı…

Üyesi olmadığım çiçeği burnunda Medeniyet Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Deneği’ne başarılar diliyorum.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın anılar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Dicle Kıyısında Bir Mağara Kent
Akabe
Beydağı"na Kar Düştü
Günlüğümden
Bilge İnsan Hüseyin Çolak"ın Ardından…
Mamo Can Öldü…
Kara Patoz
Orduzu'da Eski Ramazanlar
Siz mi Orucu, Oruç Mu Sizi Tutuyor?
Bir "İşletme Numarası" Hikâyesi

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bir "Şişirme Duası" Hikâyesi
Kınıfır Bed Renk Olursa…
"Şişirme Duası"
Kitap Okumak Eğlenceli Bir Eylem…
Tarihe Yoculuk
Sağır Kaplumbağa
Tasalanma Ey Reis!..
Piyerloti
Başbakanın Malatya Mitingi
Hayat Bir Tiyatro…

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Cennet Gülleri [Şiir]
Tüm Türkiye Üşüdü Koca Reis [Şiir]
Tüm Türkiye Üşüdü Koca Reis [Şiir]
Çocukluğum [Şiir]
Duvardaki Saat [Şiir]
Olma Geveze [Şiir]
Özgürlük [Şiir]
[Şiir]
Bizim Kadir de Ehliyeli Olunca… [Öykü]
Vay Sözüm Vay… [Öykü]


Şevket Başıbüyük kimdir?

Edebiyatın karın doyurmadığını bile bile aç kalma pahasına yazmaktan imtina etmeyen, hayal gücünden çok izlenim ve gözlemlerini yazmaktan büyük keyif alan, yazarken adeta orgazım olan sıradışı bir yazar

Etkilendiği Yazarlar:
Roman, Hikaye, Şiir, Biyografi, Gezi


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Şevket Başıbüyük, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.