Kötü insan korkuya itaat eder, iyi insan sevgiye. -Aristoteles |
|
||||||||||
|
Kaderimizi, mekanlar, anlar ve insanlar belirler. Dar mekanlar yürek sıkıntısı yaparken, geniş yerler iç ferahlatır. Yaşadığımız yerdeki insanlar da ya tatlı anlar ya da kötü zamanlamalar yaşatır. Hal böyle olunca insan somut dünyasından ayrı düşünülemez. Rize somut itibariyle deniz ile dağ arasında dar bir alana sıkışmış bir sahil kasabasıdır. Köy ile şehir arasında bir eşiktedir. Burada yaşayan insanlar da aslında ne köylüdür ne şehirli. İkisi arasında bir kasabalıdır. Kasabalı olmanın olumlu yani sakinliğidir. Kötü yanı ise süre gelen bir hayatın monotonluğu içinde insanların kendi kaderleri içinde yaşamalarıdır. Oysa hayatın anlamı insanın kendi kaderiyle verdiği mücadeledir. Kaderiyle mücadelesi olmayanların ödeyeceği bedel kendi kabuğu içinde yaşamaya kendini mahkum etmek olacaktır. Kendini yenemeyenler, başkalarına yenilmek zorunda kalır. Rize bir insanı fare kapanına yakalanmış gibi kabzeder. Rize’de insan kendini geliştirse de bunun dönütünü alamaz. Çünkü Rize lokantalarla, konfeksiyon dükkanlarıyla, tavuk dönercilerle tıka basa doludur. Burada yaşanan bu alt kültür durumları, insanı bir üst kültüre çıkarmaz. Burada insan ya yemek kokar ya da kumaş kokar. Rize’de insan midesini doldurur ; ama beynini ve yüreğini doyuramaz. Ve asıl açlık göz açlığı böyle başlar. Dikkat edin aç gözlü insanların asıl açlığı aslında duygusaldır. O bu açlığını yiyerek aşmaya çalışır. Oysa bu çaba boş bir çabadır. Rize’de insanlar yürümesini bilmez. En basit hareketleri bilmeyen bir insandan, bir filozof edası beklenmez. Rize’de insanlar en basit hareketlerde kalmıştır. Böyle insanlardan surlara çıkıp bayrak dikmesi beklenmez. Rize’den çıkan eğitimli bir insan bile bu dar ve kısır hareketlerden kurtulamaz. Hayatı araba sürmek, korna çalmak olarak değerlendirip de hepimizin gideceği yer mezarlık diyenin Müslümanlığı egzoz gazı kadar tehlikelidir. Rizelinin de inancı araba sürmek gibidir. Geride bıraktığı ya tozdur ya da egzoz gazıdır. Yani basit hareketlere takılıp ve kurallara uymayıp trafik kurallarını koymaya da çalışır. Ne yazık ki Rize kuralsızların kural koyduğu ve dünyayı kendi beyinleriyle anlatmaya çalıştıkları bir yerdir. Yapılması gereken şey Rize’yi dünyaya açmaktır. İşte o zaman Rize ve Rizeli daha görgülü ve eğitimli olacaktır.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © osman demircan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |