Kitaplarla dolu bir oda, ruhlu bir beden gibidir. -Cicero |
|
||||||||||
|
İçimde bi darlık var, bi darlık var, bildiğin gibi değil. Kendi kendime fazla geliyom. Sanki içimde, dışarı çıkmayı isteyen ama çıkamayan biri var. İçime sığmıyo, dışarı da çıkamıyo… Çıkamıyo deyince aklıma geldi: Odatv sanıkları, mahgeme sonunda dışarı çıkabileceklerini umuyorlardı ya, mahgeme heyeti bu talebi reddetmiş. Şinci ne var bunda diyeceksin. Sevgili günlüğüm, mahgeme daha gararını vermeden Samanyolutv, sanıkların tahliye taleplerinin reddedildiğini söylemiş. Hem de garardan 21 dakga önce. Bu nasıl iş ? Verdiği gararı daha sanıklara söylemeden, gararın bir tv ganalında halka duyurulduğuna tanık olan bir mahkeme düşün. Şinci soruyom sana: Bu ganal münecim mi, yoksa verilen gararı açıklamadan önce, başkalarıyla paylaşan bir mahgememiz mi var? Şaşırdım. Memet Amcan hiç şaşırmadı. “ Helâl olsun STV’ye, adamlar nasıl da bildiler gararın nasıl çıkacağını! İşte yayıncılık bu! ” diye, göklere çıkardı STV’yi. Yani bi insanın gafası bu gadar mı çalışmaz? Ondan sonra sevgili günlüğüm, amcanla bi gavgaya dutuştuk ki sorma gitsin. Zaten pek geçinemiyoz. Etdiyarladıkça, birbirimizden uzaklaşdık. Hep fikren, hem galben, hem bedenen. Esgi günlerimi şöyle bi düşünüyom da; bu adam o esgi adam değil, o esgi genç gadın da sanki ben değilim. Yıllar bu gadar mı değiştirir insanı, bu gadar mı çökertir ? Ihhh! Neyse, bırakalım şu çökeleği, çökertmeyi. Fransa’ya yaptırım uygulayacaz diye başbakan mangalda kül bırakmıyodu, di mi? Hıh ! Memet Amcan da “Helâl sana başbakan ! Dize getir şu Fransa’yı.” diyodu ya; Fransa’daki konsolosumuzun guzu guzu geri döndüğünü öğrenince, guyruğu gapıya sıkışmış kedi gibi oldu. Güvendiği dağlara gar yağdı, gar. Ekonomi Bakanı Z.Çağlayan, Fransa’ya Türkiye’nin herhangi bir ambargo ya da ticarette gısıtlamasının söz gonusu olmadığını söylemesin mi bi de. “Türkiye’de Fransız yatırımları da va. Ülkemize güvenmiş tüm yatırımcılarımızın başımız üstünde yeri va, yeni yatırımcı gelirse de başımız üstünde yeri va.” demesin mi! Memet Amcanla göz göze geldik haberleri dinlerken ama “Ben yatacam artık.” dedi de odasına gaçıverdi. Allah kimseyi utandırmasın, hayallerini yıkmasın. Bu da ona ders olsun. Televizyon ekranında efelenenlere inanmasın bi daha. Yeni yılın ilk mücdesinin ne olduğunu, bu mücdeyi kimin verdiğini, gastelere nasıl manşet olduğunu da deyverim mi sevgili günlüğüm? Deyverim deyverim de sen gör nasıl büyük(!) mücde olduğunu. Başbakan Erdoğan, faiz uygulanarak geri ödemeli olarak öğrencilere verilen bursun 240 lireden 260 lireye yükseltildiğini mücdelemiş. Enflasyonun iki haneli rakamlara çıktığı bi zamanda, ayda 20 lire fazla burs almak sevindirici bi şey mi Allahaşkına? Şu yaşa geldim sevgili günlüğüm, iki hadi en fazla 4 şahitten fazlasını görmedim hiçbir nikâhta. THY’nin Gn Müdürünün oğlunun nikâh töreninde tam 8 şahit varmış, hepsi de bakanmış. “Adam şaşırınca, garısına hala dermiş.” ya, aynı o hesap. Güleyim mi ağlayım mı bilemedim sevgili günlüğüm. Nikâh şahidi bakanların resmi vardı gastede. Raf elması gibi dizilmişler gelinlen damadın yanına. Bu fotoğrafla verilmek istenen mesacın; ikdidarın yanında görünmek istemekden mi, gonuklara hava atmak istemekden mi gaynaklandığını bilemecem sevgili günlüğüm. Sen de Memet Amcan gibi bunlar ufak şeyler deme sakın. Bu ufak şeyler toplanıyo, toplanıyo, gocaman bi demir topağı oluyo yüreğimin üsdünde. Ihhh! Dur hele, bi şey daha di’cem. Eski milletvekilerinden birinin doktor olan gızıyla damadının tayinleri; rotasyon için çekilen gura sonunda memleketlerine çıkmış. Bu durum, tamamen tesadüfmüş. Bize böyle bi tesadüf niye hiç denk gelmiyo, bilmiyom. Kesinlikle torpil yokmuş, bilgisayarda torpil yapılmazmış. İçimden bi ses, “Ayı ne gadar hile bilirse, avcı da o gadar yol bilir.” dedi bana. Ya şu gırdığımız rekorlara ne demeli? Gırmadık rekor bırakmadık. Gırıyoz da gırıyoz. Gırıyomuşuz daha doğrusu. İhracatta, cumhuriyet tarihinin rekorunun gırıldığı söyleniyo. İthalatta daha büyük rekor gırdığımız söylenmiyo. Dış ticaret açığının, bütün zamanların rekorunu gırdığından hiç söz edilmiyo. Gandırılmaktan bıkıverdim artık sevgili günlüğüm. Acaba biz, vatandaş olarak çok mu salak görünüyoz? Yoksa alnımızda, “ enayi ” falan mı yazıyo af edersin. Bunların yüzünden ağzım bozuluyo, ona üzülüyom. Yaşımdan utanıyom. Sebep olanları Allah nasıl bilirse öyle etsin inşallah. Galkayım da sevgili günlüğüm, Galatasaray’ın maçını izleyim. Hakeme, futbolculara, maçı doğru okuyamayan teknik direktöre bağırı bağırıverim de, içimi boşaltayım. Yoksa tansiyonum da fırlayacak, şekerim de. Galbim zaten tak tuk edip duruyo. Ihhhh!
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |