Materyalist bir dünyada yaşıyoruz, ve ben de materyalist bir kızım -Madonna |
|
||||||||||
|
Ah benim bıldırcınım, gabak çekirdeğim, gülbebeğim. Senle aycık dertleşiverem. Sorunlar gene yığıldı dağ gibi. Memet Amcanla aramız bozuk. Para isdiyom vermiyo, yok diyo. Aycık masrafları gıs diyo. Daha nasıl gısayım sevgili günlüğüm? Pilâv bişirirken pirinç tanelerini mi sayayım? Millet bindiği arabayı beğenmiyo, ben günlük ekmeğin hesabını yapıyom. Bir bakan yardımcısı uçun Audi A-4 makam aracı kiralanmış. Aracı beğenmeyen bakan yardımcısı “ A-8 olsun ” diye ısrar etmiş, ayda 43 bin lireye Audi A-8 kiralanmış macestelerine. Kimi aslı yok, kimi var diyo. Her neyse. Başbakan Erdoğan vatandaşa “ Porche’ye değil Fiat’a binin. ” demişti. Bize diyeceğine bakan yardımcısına desin. Vatandaş arabasını kendi parasıyla aldığı uçun, istediği- alabildiği arabaya binebilir. Ama; makam araçlarının parası devlet gasasından ödendiği uçun, bakan yardımcısının istediği arabaya binme, verilen arabayı beğenmeme hakkı gatiyen yok, olamaz. Aksi takdirde, “ Dilenciye hıyar vermişler, eğri diye beğenmemiş.” misali olur. Asgari ücrete 63 kuruş zam yapılmak istendiğini biliyosun. Maliye Bakanı M. Şimşek, "Asgari ücreti belirlerken bir yandan asgari ücretliye makul bir ücret bir yandan rekabet gücünü göz önünde bulundurmak zorundayız. Bunu bulundurmayan ülkeler battı, Yunanistan’a dönmek istemiyosak, bu dengeleri gorumak durumundayız." demiş. Siz rekabet gücünü düşünürken, asgari ücretli açlıkdan ölecek. Bakan yardımcısına ayda 43 bin lirelik audi- 8 kiralarken dengeler bozulmuyo mu? Milletvekili danışmanlarının, meclise hiç uğramayan meclis müşavirlerinin, bakan yardımcılarının – ki bunlar yeni türedi- mayişlerine, RTÜK üyelerinin kira yardımına, milletvekillerinin mayişlerine gat gat zam yaparken ülke batmıyo da, asgari ücretliye zam yapınca mı batıyo? Yunanistan’a dönmek istemiyorsaymışız….. Hıh ! İnsan Audi A-8 isterken, dış borcumuzu bi düşünür. Dış borç yüzde 14.3 artışla 89.4 milyar dolara yükselmiş. İthalat borçları, yüzde 22.7 artışla 21.4 milyar dolar olmuş. Hani Türkiye en hızlı büyüyen 3. ekonomiydi? Büyüyen, borçlarımızmış meğer. Ama bunu her gastede okuyamazsın sevgili günlüğüm. Çünkü yazamazla, gorkarla. Onlar, başbakanın bütçe gapanış gonuşmasını yapmayacağını, kendisinin yerine Bülent Arınç’ın gonuşacağını bile ballandırırlar. “ BAŞBAKANDAN BİR İLK DAHA” manşeti altında haber yaparla. Yesinler sizin ilk’inizi. Bütçenin gapanışında başbakanın ilk defa gonuşmayacak olması, sanki övünülecek bir ilkmiş gibi yazıyorla. Ondan sonra da kendilerine “ Yandaş medya” deyince gızıyorla. Türkiye’nin giderek artan dış borçları Maliye Bakanı M. Şimşek’i gorkutmamış. “ ABD'nin 15, İngiltere'nin 9, Almanya'nın 4,7 trilyon dolar borcu var. Bizim ise 309 milyar dolar.” demiş. Ona bakarsan benim de birkaç bin lire borcum var, birçok büyük şirketin borcu benim borcumdan kat kat fazladır. Şimdi bu, benim borcumun az olduğunu mu gösterir? Borcun azlığı- çokluğu, borç sahibinin ödeme gücüyle doğru orantılıdır. Bi de şu var: İç- dış borçlarımız; bakanlara, vekillere şöyle bi dokunur da geçer, biz emeklileri, memurları yere yıkar sevgili günlüğüm. Şiddetli bir örüzger çınar ağacını şöyle usulca bir sallar ama, zayıf bir fidanı gırar geçer. Bakana göre hava hoş tabi. " Dünyayı sel bassa, ördeğe vız gelir." demişler. Ya vergileri arttırırlar, ya yeni vergi bindirirler, borçlarının birazını gapatırlar. Vergi artınca da bizim gelirimiz iyice düşer. Bi de bu vergileri artık saklı gizli yapacaklarmış. Elektrik faturalarına gonan vergilerin hepsini bi galemde toplayacaklarmış. Bak bak bak! Yok TRT payı, yok bilmem ne payı diye yazmayacaklarmış. Biz salağız ya, anlamayız ya! TRT, elektrik faturası dahilinde ödediğimiz TRT payı sayesinde, dünyanın en büyük televizyonu olmuş. İşte böyle sevgili günlüğüm. Ali Cengiz oyunlarından ben bıkıverdim artık. Ihhh! Geçen akşam yeğenler yatıya geldile bize, pek sevindik .Sıkıntılarımızı unuttuk bi ara. İşte yidik, içtik filân. “ Biz dans seyredecez.” dedile. Acun’un programını açdıla. Yarışmacıla çok güzel dans ediyorla. Hoşuma gitti. Ama, gırmızı odada keçi yavrusu gibi bi gız gördüm. Hiç beğenmedim sevgili günlüğüm. Lâfları ağzında geveliyo, gonuşurken gıvrılıp bükülüyo garnı sızlıyomuş gibi, çişi gelmiş gibi. Yüzü gözü görünmüyo misir püsgülü gibi gabarık saçlarından…” Ayol bu gızın burada ne işi var? Başga birini bulamamışla mı? ” dedim. Acun bu gızda ne buldu bilmiyom. Bi yerlerde denk gelirsem Acun’a soracam zaten. İçişleri Bakanı N. Şahin, garagolda dayak yiyen gadını programına alanlara “ bulaşıkçı” demiş. ”O polisleri asalım mı? Onlar da bizim vatandaşımız.” demiş. Dayak yiyen gadın bizim vatandaşımız değil mi? Basın, dayak olayını kamu oyuna duyurdu diye gabahat oldu. Basın, görevini yapıyo. Ama birileri hâlâ “ Gol gırılsın yen içinde galsın.” isdiyo. Hani şeffaf olacadınız, herkese eşit mesafede duracadınız, hani ileri demokrasiye geçdiydiniz? Durumlar bundan ibaret sevgili günlüğüm. Ben de epey bulaşıkçılık yapdım bugün . Sonra galdığım yerden devam ederim bulaşıkçılığa. Şincilik hoşça gal.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |