Yorum
Hakan Yozcu
hakan.yozcu@hotmail.com



          
     Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları Sanatçısı Ertaç Hazer’in “Uğur Böceği” isimli eseri geçtiğimiz günlerde Yeşil Barış Hareketi Yayınları arasında tüm okuyucuların beğenisine sunuldu.
     Ertaç Hazer, oyunculuğunun yanında yazdığı film senaryolarıyla da dikkatleri üzerine çeken çok yönlü bir sanatçı. Onu, neredeyse sanatın her dalında görmek mümkün.
     Daha önce de televizyon kanalları için birçok reklam filmleri ve dizi film senaryolarına imza atmış. Filmleri TV kanallarımızda defalarca oynamış. Daha hayat bulmayı bekleyen birçok projesi var. Bunların gerçekleştirilmesindeki tek engel ise maddi kaynakların olmayışı.
     Ertaç Hazer’in son eseri olan “Uğur Böceği” kitabı aslında bir film senaryosu. Bu eser, Kıbrıs Türk Tabipler Birliği’nin açtığı bir yarışmada üçüncülük ödülü almış. Ve eser, Yeşil Barış Harekatı adına yayınlanmış. Eserin editörlüğünü de bu derneğin başkanı Doğan Sahir üstlenmiş. Kapak tasarımı Hayrullah Çamur’a ait. Baskı Cilt Limasol Matbaacılık imzasını taşıyor. Eser 88 sayfadan ibaret.
     Eserin asıl önemi ise bana göre konusundan kaynaklanıyor. Konu Çevre konusunu ele alıyor. Bu sene KKTC’de Çevre Yılı olmasının ardından böyle bir eserin yayınlanması işin önemini bir o kadar daha artırıyor.
     Eseri bir solukta okudum. Elimden bir türlü atamadım. Basit olmasına rağmen sürükleyici bir üslupla kaleme alınmış. Roman tadında bir kitap.
     Kitabın başında Kıbrıs Türk Tabipler Birliği Başkanı Dr Suphi Hüdaoğlu’nun bir kutlama yazısı var. Dr Hüdaoğlu, yazısında, çevreye karşı duyarlı olan ve böyle bir eseri kaleme alan Ertaç Hazer’e teşekkür ediyor ve onu çalışmalarında dolayı kutluyor.
     “Çevreyi Kurtarmak İçin Yarın Çok Geç Olacak” sloganı, eserde önsöz bölümünden önce geliyor ve bu ibare adeta bütün kitabı özetliyor.
     Önsöz bölümünde ise Sayın Hazer “Doymuyoruz, doymadığımız için kendi egolarımıza yeniliyoruz ve kendimiz ile ailelerimizin anlık mutlulukları için çocuklarımızın ve torunlarımızın geleceğini, çevreyi kirleterek yok etmeye devam ediyoruz” diyor.
     Eserde, çok zengin olan bir işadamının paradan başka bir şey düşünmediği, insanların sağlığına önem vermediği, kendi çocuğunun bile bundan etkileneceğini düşünmeden, doğaya, çevreye zarar verdiği, ağaçları, ormanları acımadan kesip yok ettiği konusu işleniyor. Ustabaşının uyarılarına rağmen katliama devam etmesi ancak çocuğunun bundan zarar görmesi halinde aklının başına gelmesi ve fakat iş işten geçtikten sonra gerçekleri görmesi anlatılıyor. Burada duygusallık ön plana çıkıyor.
     İşçi olarak çalışan Mahut’un Patronu Kemal’e bir çok ibret verici sözleri var. Şu sözleri ise en can alıcı noktayı oluşturuyor bana göre “ Hangi kalkınmadan söz ediyorsun? Çorak ve kurak bir ada olduk Her tarafta havuzlu villalar yaratırken içecek suyun akmadığını görmediniz.
     Sen ve senin gibiler ağaç katliamı yaparak daha fazla arsa açma sevdanız yüzünden kuşların üremesini yok ettiniz. Ve böylece haşereler çoğaldı. Haşereleri yok etmek için tarımsal ilaçlar kullandınız ve bu ilaçlar sayesinde faydalı böceklerin de yok olmasına sebep oldunuz, istihdammış, artı değermiş, ülke ekonomisiymiş geç bunları. Gerçek olan, şu anda çocuklarımız, yarın ise biz yok olacağız.”
     Ertaç Hazer “Çevre canlıların yaşam kaynağı, hepimizin üzerine titremesi gerekirken yok ettiğimiz… Elbirliği ile yaşanası yapmamız, geleceğe olan borcumuzdur. Çocuklarımızı, torunlarımızı ve bütün canlıları düşünmemiz gerekir. Ve unutmayalım ki başka bir dünya yok yaşayacağımız” diyor.
     Eserden elde edilecek gelirle de bu senaryoyu film olarak çekmeyi düşündüklerini belirtiyor.
     Uğur Böceği adlı kitap KHORA Kitapevi’nde 15 TL’de satışa sunuldu. Yakında diğer kitapçılarda da bulunabilecek.
     Çevremizi koruyalım ve ona sahip çıkalım. Biz çevreyi korursak çevre de bizi korur.