..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Hala çevrende bulabileceğin güzellikleri bir düşün ve mutlu ol. -Anne Frank
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
İzEdebiyat - Yazar Portresi - Nezihe ALTUĞ
Nezihe ALTUĞ - Beatrice
Site İçi Arama:


Öykü
  Kül Kaldı (Nezihe ALTUĞ) 13 Şubat 2005 Aşk ve Romantizm 

Bizim ailede; ihtirasları yüzünden etrafını muzdarip eden çoktur. Ben; beklide bu yüzden hislerimden ziyade aklımla yaşamak istedim. İnsanın sevdiği bir ev olunca kendisine mahsus bir hayatı olur. Etrafımdaki her şeye kendi içimdeki saadet duygus

  Sihirli Kutular, Sihirli Değnekler (Nezihe ALTUĞ) 25 Ekim 2008 İronik 

Gerçekten kutusuz-değnek, değneksiz-kutu olmaz! Ne güzel bir hikayeydi o!…

  Kaybedenler (Nezihe ALTUĞ) 29 Kasım 2008 İronik 

‘Bana bir masal anlat banker amca içinde kaybedenler olsun’ diyen çocukların sözüne karşılık; Banker amcada anlatmaya başladı.

  Hiçin Kısır Çölündeki Savaş (Nezihe ALTUĞ) 1 Ocak 2009 Toplumcu 

Savaş, Barış ve Adaletin günümüzdeki kısır döngüsü...

  Dirim Damla (Nezihe ALTUĞ) 3 Ocak 2009 Modern 

Ceninden, dedeye, ekonomi...

  Haykırış!.. (Nezihe ALTUĞ) 14 Şubat 2009 Aşk ve Romantizm 

14 Şubat Sevgililer günü anısına yazdığım öykümdür.

  Ben Kimim Ki! (Nezihe ALTUĞ) 1 Mayıs 2009 İronik 

‘Ben kimim ki’ lere dönüştürelim mi? İçimiz de var olan yalnızlığımızı da önce ailemize bağlanarak, sonrada; insanın kendi özüne yabancılaşmasını sağlayan bu düzenin insanları olarak, iyi bir insan olma özelliğini yaşamın her alanında uygulayan bireylerin yaşadığı bir ülke yaratalım mı? Ha! ne dersiniz?

  Şimdiki Zamanda Çok Özel (Nezihe ALTUĞ) 16 Ağustos 2009 İronik 

Onun; Kaybolmayan Şimdiki Zaman Albümindeki yüzlerce yüzünden bir kaçı ile konuşmaya başladım

  Adamın Adası (Nezihe ALTUĞ) 17 Ağustos 2009 İronik 

? Bu duman havasını bozar mı? diye dertlenirken ‘O duman senin içinde’ diyen bir ses duyarım. Kapkara dumanlar kaplar çevremi gene o karmakarışık duygular, geçmişin onlarca tozu, yanılmalar, rakamlar, aldanmalar, kelimeler birer kitap sayfası gibi açılıverir. Birde bakarım ki yalnızlık yanı başıma yerleşmiş, ayak, ayak üstüne atmış tıpkı bir erkek gibi karşımda durur, düşmanlığı dostluğu anlamayan bir sevgili gibidir o!... Çaresiz, umutsuz!... sıradan kalkarım. Tekrar geçmişin yollarındayımdır. Ama bu kez koşarak kaçarım. Denize girerim. Denizdeyimdir. Adalara doğru yüzerken adalar sanki beni karşılamak için ayağa kalkarlar, denizde adacıkları sarıp sarmalar, köpüklerde çırpıntılarıyla sonsuzlukta bir nokta gibi görünen beni okşardı. Adadan gelen sallanan ağaçların, savrulan dallarının yapraklarının çıkardığı seslere bende saçlarımı denizde çalkalayarak eşlik eder katıla, katıla bu adacıklarla birlikte gülerdim.

  Adamın Adası (Nezihe ALTUĞ) 20 Ağustos 2009 İronik 

Denizden çıkarken ADAMI, APRODİTE’yi kaybediyordum ama kelimelerin dili ile ‘ADAMIN ADASI’ olan öyküyü rüyalarımla birleştirerek yazıyordum.

  Olmak Şehrinde Şey Olmak... (Nezihe ALTUĞ) 27 Ağustos 2009 Kent 

Ey okuyucu; artık seni mekana hapseden bedeninden kurtulmalı ve bir yolculuğa çıkmalısın.

  Esrarlı Bekleyişler (Nezihe ALTUĞ) 18 Ekim 2009 Aşk ve Romantizm 

Yani normal dünyevi evrenin mantığından kopulur, her şeyin inandırma mantığıyla var olduğu bir evrene geçilir. Bu yolla, dünya sıradanlıktan bir anda mucizeye dönüşür. Yapacağım yüzle yüzleşme, yani hem onunla karşılaşma, hem de ona kapılıp tek bir yüz olma, olgunlaşma!...

  Okyanusta Son Nokta (Nezihe ALTUĞ) 18 Ekim 2009 Aşk ve Romantizm 

Bu nokta fiziki bir nokta olmanın ötesinde psikolojik bir nokta idi. Bu noktada zihnim denge içinde olmalıydı. her şeyim bu noktanın çevresinde dönmeliydi. Bu nokta benimde sonsuza dek kımıltısız duracağım, sabit noktam olmalıydı. Bu nokta ile dünyanın tüm zerreleri arasında gizemli bir etkileşim içerisinde olacaktım. Bu etkileşim beni dünya ile tek bir bütünlük içinde birleştirmekteydi.

  Zen... (Nezihe ALTUĞ) 20 Ekim 2009 Aşk ve Romantizm 

Güvenceye bağlanmış, kararlı, korkusuz, rahat bir hayat! Güven altında yaşayarak bir bakıma varlıklı kadınların zamanı gönüllerince kullanabilmelerinin tadını çıkarır gibi çıkaracaktım. Yani bilemediğim bu çevrede her şeyi sil baştan keşfedecektim. Kelimeleri, sesleri, eşyaları, insanları ve en önemlisi de duygularımı yeniden yaşayacaktım.

  Boşluk... (Nezihe ALTUĞ) 20 Ekim 2009 Aşk ve Romantizm 

O bir süs değil! Anlayan için çok kahramanca bir şeydi. Ve bütün bir ömür boyunca sürmüş bir kendisiyle anlaşmazlığın gizi idi. ‘Sırrına erdim ‘ dedi. Bay (K). Başını ellerinin arasına aldı. Zen’le yaşadıklarını tekrar geriye doğru sarmaya başlarken ekranının başında uykuya daldı. Rüyasında bayan Zen’le çıktığı ’Olmak’ şehrindeydiler. Bay(K)’nın rüyasında buluşmak dileğiyle.

  Acı... (Nezihe ALTUĞ) 23 Ekim 2009 Aşk ve Romantizm 

Görünürde vicdanımızla ilgili olmayan birçok neden yüzünden kendimizi endişeli hatta hasta hissedebiliriz. Vicdanımızın onu ihmal etmiş olmamıza karşı gösterdiği tepkisi beklide nereden çıktığı, ne olduğu belli olmayan bir suçluluk ve tedirginlik duygusudur.

  Karanlık (Nezihe ALTUĞ) 27 Ekim 2009 Aşk ve Romantizm 

Ben mutluydum. Bay (K) da benim kadar mutlumuydu? Bilemem! Çünkü mutluluk; tanrıların bir armağanı değil, insanın içindeki yaratıcılığın sağlamış olduğu bir başarıydı.

  Üşüdüm (Nezihe ALTUĞ) 9 Ocak 2010 Aşk ve Romantizm 

yakın dostum Naz ailesi bunlara bir örnekti. Kadın, kocası ve kızları estetik harikası, çok güzel üç kişiydiler. Naz’da konakta büyümüştü. Bu konakları anlatmazsam hikayem anlaşılmazdı. Şaşalı görünen ama içlerinde ruhları çöküntülere uğramış insanlar barındıran mekanlar olarak görüyorum onları. Zaten başlangıçta olan taş temelleri kimse yıkamazdı ama binalar hep ahşap olan üst bölümlerinden yıkılır veya yanardı. Taş temellerden sonra tamamen kesme taştan olan birinci kat üzerine ahşap çatkılarla kurularak, çatkı aralarının ise moloz taşlarla veya kerpiç doldurulduktan sonra, duvar yüzeylerinin tatlı ve acı kireçle sıvanmış olmasıdır.

  Aşkın Olabilmek... (Nezihe ALTUĞ) 12 Kasım 2009 Aşk ve Romantizm 

Çeşnisi değişik, aldatıcı tatlı bir zehir! Gerçek hayatımdan ona ne artık! O alemin görüşüyle, sihriyle benim hayatım! Pek tembel, pek ağır ve uyuşuk geçiyor. Hepimiz kaderimize küsüz, hayattan bezmişiz gibiyiz. Gerçekten de öyle bakın! İlk bakışta sanki birbirimize dargınmışız gibi ne kadar soğuk görünüyoruz!

  Amazon (Nezihe ALTUĞ) 24 Kasım 2009 Aşk ve Romantizm 

memesini oğlu doğduktan sonra hiç kimseye el sürdürtmemişti. Sadece Bay (K) isterse dokunabilirdi. Neden, sadece Bay (K) dokunabilir? Sorusuna çünkü o bir savaş kahramanı ve atları isterse yaratır! Demişti. Hepimiz şaşırmıştık! Zaten kocası da ona Amazonum diye hitap ederdi. Sanıyorum kocası atları çok sevdiği için Nez’i Amazon diye çağırırdı. Mitlerin ve gerçekte birlikte oldukları Amazon kadınların dünyasına dalmışken annesinin sesiyle tekrar irkildi.

  Motifler (Nezihe ALTUĞ) 6 Aralık 2009 Aşk ve Romantizm 

Duygularımızı örmüş veya dokumuş olduğumuz kilim ve halılara, çoraplara işlerdik. Çorap motifleri yaşadığımız hayatların dili idi. Çeşme ve su kenarlarında konuşma fırsatımız olmadığından giydiğimiz çoraplar yaşamımızı ele verirdi.

  Marka (Nezihe ALTUĞ) 27 Aralık 2009 Aşk ve Romantizm 

Parasal başarının en üstün değer olarak görüldüğü, pazarlamanın hakim olduğu bir kültürde insanlar arasındaki ilişkilerinde ticari ve iş piyasalarında geçerli olan alış-veriş yöntemleriyle gerçekleştirilmesine şaşmamak gerekti!

  Ben Güzel Miyim? (Nezihe ALTUĞ) 27 Aralık 2009 Aşk ve Romantizm 

Parasal başarının en üstün değer olarak görüldüğü, pazarlamanın hakim olduğu bir kültürde insanlar arasındaki ilişkilerinde ticari ve iş piyasalarında geçerli olan alış-veriş yöntemleriyle gerçekleştirilmesine şaşmamak gerekti!

  Saklambaç (Nezihe ALTUĞ) 9 Ocak 2010 Aşk ve Romantizm 

Kadınların üzerindeyken çıkardıkları sesleri banyo yaparken de, suları etrafa sıçratırken de yaparlardı. Bu kadar yıkanmalarına rağmen hiçbir suyun bunları arındırmayacağını ta o zamanlardan bilirdim. Şimdi önümdeki dosyalarda kadınlara ve kızlara yaptıklarını anlatsam da bir görseniz! Hayatlarında en çok memnun oldukları zaman soyunuk oldukları, çırılçıplak oldukları zamanlardır.

  İşte Bu! (Nezihe ALTUĞ) 24 Ocak 2010 Aşk ve Romantizm 

Amazonlar ağzının tadını bilmeyi, damaklarını ve midelerini sevmeyi öğretirlerdi tüm insanlığa. Soyluluğun geçmişinizden değil gittiğiniz yoldan geliyor mesajını vererek tüm kadınları geleceğin ekicileri olarak görürlerdi. Babalarınızın çocukları olmak yerine sizin yaratacağınız güçlü dünyanın çocukları olun diyen kadınlar yetiştirmekti amaçları.

  Bu Ben Miyim! (Nezihe ALTUĞ) 6 Şubat 2010 Aşk ve Romantizm 

Ey Kadınlar! Diye seslendi.’Tutkularımızın çektiği kanatlı arabalar bizi çılgınlıklara uçursun. Bırakın kendinizi erkeklere ve sizi ne zaman terk edeceğini bilmediğiniz endişeli sevgilere. Tutkunun tek renkten, tek sesten, tek korkudan, tek istekten oluşan çılgınlığına salın kendinizi! O karanlık kusursuz, düşüncesiz, görüntüsüz, sınırsızdı.

  İstanbul (Olmak Şehrinde Şey Olmak) (Nezihe ALTUĞ) 20 Mart 2010 Kent 

Hadi hep birlikte unutulmamak için, mutlu olmak için bu şehre ve bu yurdun insanlarına layık olmak için bu şehre hizmet etmeye var mısınız? Bu nu bir özür olarak da borçlu değimlisiniz? Şarkıların dediği gibi ‘Ah İstanbul! İstanbul olalı görmedi böyle bir keder’ sözleri bizi kışkırtsın!

  İstanbul'a Çağrı! (Nezihe ALTUĞ) 27 Mart 2010 Kent 

Roza haklıydı dönmeliydim! Benim etrafında döndüğüm merkez İstanbul ve Roza’ysa ayaklarımı yerden kesen bu durum iki korkulu rüyaya da koşmak demekti. İstanbul ve aşk! Bu iki sözcük kelimelerin sihriydi, Aşk kelimesi İstanbul kelimesinin yanına ne çok yakışmıştı. İkisine de aşıktım.

  Ben İstanbul"luyum! (Nezihe ALTUĞ) 18 Nisan 2010 Kent 

Bu dünyada anam olsa beğenirdi beni çünkü ben onun kuzgun yavrusuydum! O halde ben de içimi, sevincimi, hasretimi, korkularımı, hayallerimi cesaretle İstanbul’a ve doktoruma anlatacaktım. Benim adım Saadet Şefikay’dı. Ve dedikleri oldu. Darüşşafaka’ ya teslim etmiş beni doktorum.

  Rehgüzar (Nezihe ALTUĞ) 4 Temmuz 2010 Aşk ve Romantizm 

Durma sefer et diyar-ı kalbe, Can baş ko rehgüzar-ı kalbe....

 

 



"Haykırış" isimli öykümden bir alıntı:
Adam:
“Hayal hırsızıyım!… Ben geceleri mışıl mışıl uyuyanların rüyalarına girer, hoşuma giden hayallerini torbama doldurur, çalarım! Bu yüzden sabah uyananlar, içlerinde bir huzursuzluk hissederiler!…, bir eziklik duyarlar…! Ben; kutulardaki resimlerdeki kadın yüzlerini değil sadece ve sadece aramayı severim…! Senin aradığını ben biliyorum…! Sen kederli şehirlerden, şehirler şehrini arayacaksın…! Birbirimizi bir daha hiç mi hiç görmeyeceğiz…! İnan bana…! Aradığın o hayal değilim…! Ben… hiç…değilim! İnsan senin gibi severse aynı şekilde sevilebilmeyi hayal eder…! Bunu bir umut olarak…! Bunu bir onur olarak yaşar!…Sen bir birine baktığında dünyayı değil, birbirinizi gören adamı arıyorsun…! O hayal!… onu da ben çaldım” diyor.



 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Nezihe ALTUĞ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.

 

Bu dosyanın son güncelleme tarihi: 21.11.2024 16:14:43