Sevginin bulunmadığı yerde us da arama. -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Köprünün korkuluklarına yaslanmış bekliyordu. Gözleri şiddetli akıntıda sürüklenen bir odun parçasına takıldı. Ne kadar da hızla geçiyordu zaman. Oysa daha dün gibiydi; şuan bulunduğu yerde olmanın hayali. İlk kez beyaz geceleri okuduktan sonra düşünmüştü bunu ve sonunda bekliyordu Nastenka’sını. Bu köprü, bu topraklar onun yıllardır özlemini sürdüğü yerdi. Sadece zaman olarak bir yüzyıl ilerdeydi ve birde o beyaz geceler eksikti. Ama bunun ne önemi var ki. Burasıydı ve bu köprüydü, o yine gelecekti. Cebinden bir sigara çıkarıp yaktı. Daha önce hiç solumadığı, fakat her şeyini bildiği Petersburg havasını içine çekti. Hayat ne garip bir şeydi. Tamamen saçmalık olarak başlayan bir düşünceyi; insana yaşatarak anlamlı kılıyordu. Onun burada bulunması kesinlikle saçmaydı. Ama bu saçmayı yaşayan için ne önemi var ki bunun. O beyaz gecelerin Nastenka’sını bekliyordu; yazıldıktan yüzyıl sonra. Nehre doğru bakıyordu, kulaklarında yaptığının çılgınlık olduğunu söyleyen arkadaşlarının cümleleri ve gözlerinde ailesinin anlamsızlık dolu son bakışı. Buraya gelmek hiç de kolay olmamıştı. Bu hayali dindirebilmek uğruna 3 – 4 sene her türlü işte çalışmış, insanlar arasında aranmıştı. Ama olmuyordu. Hep bir yapaylık, sahtelik sezmişti gülen yüzlerde. Yaşamıyorlardı sanki insanlar, hepsi oynuyorlardı bu hayatı. Onun ise artık oyna tahammülü kalmamıştı. Bir insan niçin yaşar ki bu toplumda, yada niçin para biriktirir ki; yıllarca okuduğu, sevdiği insanları göremedikten sonra? O tüm beyaz geceleri yaşamış ve sonunda hıçkıra hıçkıra ağlamıştı. İşte gerçek yaşam buydu ve gerçek sevgili... Hem neden saçma olsun ki bu hayal? Bu olay gerçeğe yakın kurgulanmamış mıydı? Yaşam içinde değil miydi olaylar? Olmuş yada olma ihtimali yüksek yaşamlar değil miydi roman dediğimiz? Tüm insanlar yaşarken bu kurguları beklemiyorlar da ne yapıyorlar sanki. Orada olmasında başka aslında bizden çokta farklı değildi yaptığı. Peki ya gelince ne olacaktı? Sırf bunun için son üç yılını Rusça öğrenmeye adamıştı. Konuşacaktı; kesinlikle yazılan biçimde. Yaşarken de sonunu bilmek; okurken olduğu gibi keyif verir bazen. O bilinen sona adım adım gidişinizi izlersiniz; Tanrıymışçasına. Göz göre göre ölüme gidersiniz. Bu hayatın en sevdiği tarzdır. Birden bire köprünün korkuluklarına doğru bir kız yaklaştı. Üzerinde siyah bir manto, başında hoş bir şapka vardı. Onu gördüğü andan itibaren titremeye başladı. Heyecandan yüreği sıkışıyordu. Nastenka’sı gelmişti sonunda. Tüm saçmalığa son verip, hayatını anlamlandırmıştı. Kız hıçkıra hıçkıra korkuluklara tırmanıp kendini nehrin azgın sularına bırakıverdi. Bir çığlık attı boşlukta ve hiç düşünmeden atladı boşluğa. Bu kadar yaklaşmışken kaybolmasına izin veremezdi. Böyle bir vicdan azabıyla nasıl yaşardı? O bu an için yaşamıştı. Soğuk su vücuduna değince ürperdi. Hayal miydi, yoksa gerçek? Nedense bunu önemseriz hep. Nefes nefese yanına yüzdü. Kitaplardan bildiği Nevanın serin sularında. Elleriyle o simsiyah saçları tutup, yüzünü çevirdiğinde; şiddetli bir akıntı ayırdı ikisini. Ayağının altındaki toprağın kaydığını hissetti. Artık bir daha yakalaması imkansızdı. Vücudu tükenmiş, elinde bir saç teliyle o masum bedenin kayboluşunu izliyordu. Güzel yüzü de yavaşça silikleşmeye başladı. Şiddetli bir dalga daha. Ne kadarda soğuk oluyormuş bu Neva. Nefesi yavaş yavaş kesilmeye başladı. Ne mutlu bir yaşamdı bu. Tüm yaşamını 1 – 2 saniyeye sığdırmıştı. Böylesi bir an her şeyi olur kılmıştı. Suratında bir gülümseme, gözleri gökyüzünde sürükleniyordu. Ölümünden önceki çok kısa bir an Ona yetmişti. Yüzünü görmüştü Nastenka’nın. Sevdiği kadının hemen arkasından gidiyordu mutlu ölüme. Son kez kitaptaki cümleleri mırıldandı; bir dua gibi. Sana nasıl kızarım Nastenka’m. Böylesi bir an tüm ömre bedel. Ah bir de geceler beyaz olsa.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © onur güner, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |