Sanatçı
(Necati Tinhu) 29 Ocak 2012 |
Estetik |
| |
İnsanlık tarihi, bazı insanların bir uzakdoğu ezgisinin akıcılığında su gibi başlayan hayat hikayelerinin bir müddet sonra din savaşlarının şiddetine büründüğüne tanık olmuştur. |
|
Allah'ı Bulmak
(Umut Salih Tiryakioğlu) 20 Aralık 2011 |
Soyut |
| |
Felsefenin durağı sanatın son hududu,
Sesinin efkarıma dokunduğu yerdedir,
Feryadımın hiçlikte tutunduğu umudu,
Aşkın cism-ü canıyla yekpare bedendedir. |
|
Ölüm Üzerine - 1
(Umut Salih Tiryakioğlu) 13 Kasım 2011 |
Felsefe |
| |
Ölüm, çoğu insan için korkuların efendisidir. En inanmış kalpleri bile okşar zaman zaman. Yürekleri sıkıntıyla doldurur. Varlığıyla hayatı hem zehir eder hem de gerçekte olmadığı kadar manidar kılar. Peki gerçekte de öyle midir? En azından mantıken böyle olması gerektiği düşünülmelidir. Fakat bu dünyada gerçek olan tek olguyu, ölümü, o kapımızı çalana dek gözardı ederiz. Hayatın içindeki küçük ayrıntılarla sanki bu evrende sonsuza dek kalacakmışız gibi meşgul olur, böyle acı bir gerçek karşısında pek önemsiz olan olaylarla ve düşüncelerle boğuşuruz. Mali durumumuz, başka faniler nazarındaki görünüşümüz, tuttuğumuz siyasi parti veya futbol takımının akıbeti gibi gelip geçici düşünceler -mantığa tamamen aykırı olarak- zihnimizi meşgul eder de on yıllar içerisinde yokolup gideceğimiz hakikati karşısında cinnete düşüp delirmez yahut da hayatın gerçek anlamı üzerine cevaplar aramaya yeltenmeyiz. |
|
Düşmek Korkusu
(Umut Salih Tiryakioğlu) 27 Nisan 2011 |
Düşler |
| |
Üç-dört yaşlarındayken uçabilen her nesneye hayranlık duyardım. Kuşlar benim için dünyanın en talihli varlıkları idi. Evimiz şehrin dışında, sert ağaçlar ve uçurumlarla kaplı yüksek bir tepenin üzerindeydi ve kendimi hep o kayalıkların üzerinden gökyüzüne yükselirken hayal ederdim. Hatta bir keresinde alçaktan uçan bir helikopter görmüştüm de günlerce elimde bir kementle onun tekrar geçişini beklemiştim. Onu bir yakalayabilsem, uçan herhangi bir şeyi yakalayabilsem ve mavi göğün üzerinde süzülsem özgürce... Sanırım ilk hayalim uçmaktı. Ve ilk korkum da bu sıralarda ortaya çıktı: Düşmek... |
|
Kalbindeki Karanlığın Yükselişi
(Umut Salih Tiryakioğlu) 16 Nisan 2011 |
Deneysel |
| |
Gelgelelim sana, aşk benim en tatlı günahlarımdan biriyken, sen bunu bile en zavallı bir halet’i ruhiye içerisinde yaşamayı kanıksıyorsun. Hem de yeryüzünde dişi olan her yaratığın güce taptığını bilecek kadar akıllı olduğun halde! Aşkını yansıtırken kullanacağın hal lisanının -seninki gibi- romantik, zayıf ve kuruntulu izlenimler bırakması, dişi varlığa ‘Bana eziyet edebilirsin!’ demekten farksızdır. İnan o da bu fırsatı sonuna kadar kullanacaktır. |
|
Adalet Üzerine - 4 (İnsanlığın Şafağı)
(Umut Salih Tiryakioğlu) 2 Ocak 2011 |
Tüze Felsefesi (Hukuk) |
| |
Yeryüzünde hüküm süren anlayışları genel hatlarıyla gördükten sonra en zor iş, bu pragmatist dünyayı nasıl ters yüz ederek idealist bir dizgeyi hakim kılacağımız noktasında toplanmaktadır. Bunu gerçekleştirebilmek için olanı bir kenara bırakıp olması gerekeni bir çerçeve halinde, duyularımızca kavranabilecek tarzda sunmakla başlamayı uygun görüyorum. |
|
Üçüncü Tür (Bölüm - 1)
(Umut Salih Tiryakioğlu) 25 Aralık 2010 |
Fantastik Roman |
| |
Yine o kabus… Kendini yeniden bulutların ortasında, aynı dağın keskin kayalıklarına tutunmuş olarak bulmuştu. Parmak uçlarında durabilecek kadar ince bir kütle vardı ayakları altında. Düşmemek için kayalıklara yapışmak zorunda kalıyordu. En küçük bir hareketinde, zeminin, ayakları altından kayıp gideceği malumdu. Aynı sert esen rüzgar, aynı soğuk, aynı korku… Ve aynı çağrı: ‘Yüksel!’. Sürekli “Yüksel!” diye haykıran o ses… |
|
Yaratıcıya Sesleniş - 4
(Umut Salih Tiryakioğlu) 23 Aralık 2010 |
Yaşam |
| |
Şu aralar berrak bir aydınlanma yaşıyorum. Nihayet insanlığın kokusunu duydum. Fakat bu ağır bir ceset kokusuydu. |
|
Yaratıcı'ya Sesleniş - 3
(Umut Salih Tiryakioğlu) 2 Aralık 2010 |
Yaşam |
| |
Tutkuyla yöneldiğim ve sonra hayalete dönüşen bütün gayelerim sanki belli aralıklarla hücremden çıkarıldığımda cezaevinin avlusunda rastladığım şeylerdi. Gün batımında onlar bir kuş gibi yükselip uzaklaşırken ben yine karanlığıma dönüyordum. |
|
Yaratıcı'ya Sesleniş - 2
(Umut Salih Tiryakioğlu) 27 Kasım 2010 |
Yaşam |
| |
"Gardiyanların yumrukları zamansız inecektir.
Leş kargaları bile size alayla gülecektir... " |
|
Yaratıcı'ya Sesleniş
(Umut Salih Tiryakioğlu) 24 Kasım 2010 |
Yaşam |
| |
Senin katında güvenlik içinde oturan bir melekken artık et ve kemikten bir kabusun ortasındaydım. Bir hayvan gibi savaşmak zorundaydım. Tüketmek, çoğalmak, rekabet etmek, didişmek... İşte benim gerçeğim: Ben yeryüzünün kavgacı, aptal ve tüysüz maymunuydum! |
|
Damarlarında Dolaşan Yazgı...
(Umut Salih Tiryakioğlu) 10 Ağustos 2010 |
Beklenmedik |
| |
“Göreceksin Tinhu. Tüm varlığınla kaderin pençesinde kıvrandığında göreceksin. Yazgınla beraber yürüdüğünü öğreneceksin. Sen zindanda yaşamakta diretsen de o, beyninde tutsak olmayı kabul etmeyecek. Kanınla beraber bedeninin her yanına yayılacak. Ciğerlerin, beni alteden kolların ve tüm uzuvların çürüyecek. Bir an gelecek ve o çok güvendiğin zekanın sana faydası dokunmayacak. Zehir kusarak...” Devam edemiyordu. Son nefesini vermek üzereydi sanki. Tinhu iyice meraklanmıştı. Cümlenin devamını duymak için sabırsızlandığı her halinden belliydi. Haberci, Tinhu'nun sormasına fırsat bırakmadan tamamladı sözünü. “... Zehir kusarak yeni bir ölümü bekliyor olacaksın. Ve unutma ki Güç Dağı yalnızca her adımda ölebilenlere geçit verir!” |
|
|
|