• İzEdebiyat > Deneme > Meslekler & İş Yaşamı |
21
|
|
|
|
"Franklin bir çocuğa bir elma vermiş. Çocuk çok sevinmiş. Bir elma daha vermiş. Çocuk daha çok sevinmiş. Bir elma daha verince çocuk sevinçten deliye dönmüs. Ve bir elma daha verince, çocuk dört elmayı elinde zaptedememiş, sonuncusunu düşürmüs yere... Bu sefer ağlamaya başlamıs çocuk. Hayat böyledir işte... Hayal etmediğimiz bir saadete eriştikten sonra bile, onun bir lokmasını dahi kaybetmek bizi perişan eder. Keyifler değildir yaşamı değerli yapan. Yaşamdır, keyif almayı değerli kılan."
Hani masallarda da gökten 3 elma düşer ve mutlu sonla biter ya. Ama gerçek hayatta yetmez.Yaşamak ve keyif almak.. Keyif almak için yaşamak... Bu düşüncelerin ışığında bugün Agah efendi ile söyleşeyim dedim biraz. Kendileri vicdanıma taktığım isim olur. Aslında benim vicdanım bu Agah efendi gibi katı da değildir bana kalırsa ama kim kendine kötü der ki:) Tersine anlatımla konuyu neşelendirmek adına Agah efendiye bu rolü yazıverdim. Niye Agah efendi sormayın onu da bilmiyorum öyle esti:)
|
|
22
|
|
|
|
Asgari ücretle çalışan insanların karşılaştıkları sorunlar ve sıklıntılar |
|
23
|
|
|
|
Türkiye’de fotoğraf ve belgesel denince ilk akla gelen birkaç isimden biridir Coşkun Aral. Bu benim içinde böyledir, sanırım büyük bir çoğunlukta benimle aynı kanaati taşıyordur. .. |
|
24
|
|
|
|
YMM --- maneviyatın tam mı senin???
|
|
25
|
|
|
|
Öğretmenin veya bir büyüğünüğn olmadığı bir yerde yetişen bir insan ne biliyodur? Ne öğrenebilmiştir hayata dair?Cümle haline getiremiyoruz değil mi?Ve yine öğretmenlerdir kelimeleri hizaya sokan ritme uyduran.. |
|
26
|
|
|
|
Bilir misiniz köylerde ailesinden çok uzaklarda yaşayan öğretmenlerin bu ülkeye katkılarını. |
|
27
|
|
|
|
o günü hiç unutmam.1974’ün kasım ayının ilk günlerinden biriydi. eylül ayında, ladik akpınar öğretmen okuluna kayıt olmuş, aşağı yukarı da iki ayı aşkın da okuldaydım. ağabeyim bafra’dan yanıma gelmişti. bana sarı bir zarf uzatarak, çankırı astsubay okulu sınavlarını kazanmış olduğumu söyledi |
|
28
|
|
|
|
Bilgisayar pek çok şey bilir ama kendisini bilmez, kendisini bilmediği için kendisini yapan yani insanı da bilmez. Kendini bilse idi bakın ne çok şey bilmiş olacaktı. Bizde kendimizi bilebilirsek çok şey bilmiş olacağız. |
|
29
|
|
|
|
Bedenime kazınan bir dövmeydi insanlar. Tenime yosun kokusu hakim olunca, mavi bir dalga yıkadı beni ansızın. Silindi tüm bedenime kazınan figürler. Ne güzel bir dokunuştu öyle sevgilim denizin ıslak elleriyle beni yıkayışları. Ipıslak bir aşkın dalga sesleriydi yürek limanıma ve koylarıma dolan. |
|
30
|
|
|
|
Yine bir 24 Kasım, dillerde ve gönüllerde öğretmen… Zaman ona akıyor, gözler ona bakıyor. O başların tacı, dertlerin ilacı, gönüllerin sultanıdır. Eli öpülesi mübarek bir insandır o… Kutsal peygamberlik mesleğini icra etmektedir. Her büyük işte onun şerefli imzası vardır. O; güzel gönüllerde yeşeren sevgidir, hoşgörüdür. Kuş uçmaz, kervan geçmez köylerde o vardır. Soğukta, buzda, ayazda ve donda kara tahta başındadır. Zemheri soğuklarını nefesiyle ısıtandır öğretmen… Onun sevgi, şefkat ve merhamet pınarları hiçbir zaman kurumaz.
|
|
31
|
|
|
|
Ülkemizde son zamanlarda genç kızların ne amaçla işe alındıkları ve hangi koşullarda çalıştırıldıklarına dair tespitlerim.... |
|
32
|
|
|
|
Mülakatın sahte olduğu ve doğru cevapların anlamını yitirdiği zamanlar |
|
33
|
|
|
|
İş görüşmelerindeki klasik ve sinir bozucu bazı soruların, bir zaman sonra bireylerin, özellikle de biz gençler üzerinde nasıl bir etki yarattığını, gerçekleşme olasılığı olan ancak sayın işveren ve insan kaynakları yetkililerinin bazı tutum ve davranışlar nedeniyle hayal olmaktan öteye geçemediğini bu insanlar biliyorlar mı? Yoksa bunlar da denenmenin gizli bir parçaları mı? |
|
34
|
|
|
|
Ahh! Öğretmenlik... Sen ki bolca hayal kırıklığı, hayatını başkalarına adama işi, bol bol sabır, çokça cesaret isteyen, epeyce örnek alınacak bir kişilik sahibi olmayı gerektirensin. Sen ki öğretmenin sıklıkla başını avuçlarına aldığında yine bir yeniliğin geleceği kesin olan, sürekli değişim hali ve içi dışı huzur dolu olansın. Sen ki öğrenme aşkıyla öğretme aşkının bir bedende tutuşmasısın. |
|
35
|
|
36
|
|
|
|
Şu Mart ayı gerçekten dert ayı olsa gerek beni de dertlendirdikçe dertlendirdi, yazdıkça yazdırdı. Kazma kürek yaktırmadı ama bana ne gemiler yaktırdı ne kazmaları kırdırdı:) Düşe kalka bitirdik bu ayı da, geride ne kaldı bilmeden.
|
|
37
|
|
|
|
Neden bir çocuk annesiyim? |
|
38
|
|
|
|
" Ya bu deveyi güdeceksin, ya bu diyardan gideceksin." |
|
39
|
|
|
|
hani vardır, filmler,
iki saat boyunca oturur bakarsınız. bir sürü şey olur, bir sürü şey yaşanır. sonra ilginç bir final olur. ve film biter.
ben her filmin sonunda bunu düşünürüm.
yani tüm bunlar, bir solukta biten bu final sahnesi için mi yaşandı. |
|
40
|
|
|
|
2000 Yılında bir fabrikada çalışıyordum ve bu fabrikada düzenlenen bir yarışmada aşağıdaki yazım ile 2. lik ödülü almıştım.
Bakalım sizde beğenecek misiniz? |
|