Tüm mutsuzluklar yokluktan değil, çokluktan gelir. -Tolstoy |
|
||||||||||
|
Yine bir 24 Kasım, dillerde ve gönüllerde öğretmen… Zaman ona akıyor, gözler ona bakıyor. O başların tacı, dertlerin ilacı, gönüllerin sultanıdır. Eli öpülesi mübarek bir insandır o… Kutsal peygamberlik mesleğini icra etmektedir. Her büyük işte onun şerefli imzası vardır. O; güzel gönüllerde yeşeren sevgidir, hoşgörüdür. Kuş uçmaz, kervan geçmez köylerde o vardır. Soğukta, buzda, ayazda ve donda kara tahta başındadır. Zemheri soğuklarını nefesiyle ısıtandır öğretmen… Onun sevgi, şefkat ve merhamet pınarları hiçbir zaman kurumaz. Kimsesizlerin kimsesidir öğretmen… Ağrı Dağı kadar yüksek bir onur ve haysiyeti vardır onun. Aras nehri kadar coşkulu akar minik gönüllere. Yatağına sığmayan ırmaktır o… Ekmek isteyene ekmek, su isteyene su, barış isteyene barış, sevgi isteyene sevgidir. Dişiyle tırnağıyla yeni hayatlar inşa eder öğretmenler... Kinden, öfkeden, nefretten, kavgadan uzak durmayı sevgi, saygı ve hoşgörüye sarılmayı, dostluğu davranışlarıyla öğretir minik yüreklere. Öğretmen her gün sevgiyle sular körpe çiçeklerini. Tohumun fidan olma sürecinde o hep başroldedir. Diktiği fidanların gölgesinde serinlenir kavurucu sıcaklarda. Geleceğin haritasını çizer gönül coğrafyasına. En zor zamanlarda bile umudun şiirini yazar kara tahtaya. Yüreklere tüneyen acıları siler bir daha geri gelmemelicesine… Doktorun elinde neşter, mühendisin elinde cetvel, ressamın elinde fırça, şairin gönül dünyasında ilham olur. Hâkimin adaleti olur en zor celselerde… Bıkmadan, usanmadan sabır ağını örer bilgiden. Öğretmen mum misali erir kör karanlıkları aydınlatmak için… Onun malzemesi, malzemelerin en çetini olan insandır. Zor olanı başarandır o… O, bir ruh heykeltıraşıdır. Ruhumuzun kıymeti takdir olunamayan tunçtan heykeli, onun eseridir. Kendi dertlerini unutur bilgiye aç zihinlerin dertlerini dinlemekten. Mutlu ve müreffeh toplumların mimarıdır o… “Eğitimdir ki bir milleti ya hür bağımsız tek bir toplum hâlinde yaşatır ya da bir milleti kölelik ve fakirliğe düşürür ” sözü öğretmenlerin gönül tezgâhından geçen Atatürk’ündür. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ülkemizin kurucusu ve başöğretmenidir. Öğretmenler onun yüreğinde apayrı bir yere sahiptir. Onun gönül bahçelerinde bilginin goncaları yetişir. Mustafa’yı Kemal, Kemal’i Atatürk yapan öğretmenler değil midir? Büyük Kurtarıcının öğretmenlerin rahle-i tedrisatından geçtiğini düşünürsek, Türkiye Cumhuriyeti biraz da öğretmenlerin eseridir. Onun bilgi birikiminin ve yurt sevgisinin membaı öğretmenlerdir. Hür düşüncenin merkezinde o vardır. Milleti zilletten kurtaran ancak öğretmenlerdir. O, kalbi yurt sevgisiyle çarpan mümtaz insandır. Karanlık gecelerimizi aydınlatan mehtaptır öğretmen… Yıldızlar, etrafında dolaşıp durur. Uçurumların eşiğinde tutunacak dal arayanlara daldır ol, renklerin en asili olan bayraktaki aldır o… Zehirleri bertaraf eden panzehirdir o… Bilimin gölgesinde soluklanır onun izini iz edinenler… O, cehaletin ve hurafelerin baş düşmanıdır. Onun girdiği yere karanlık giremez. O içimizi ısıtan bilgi güneşidir. Öğretmen demek, Anadolu demektir biraz da… Bu güzel coğrafyanın öznesidir öğretmenler. Onların ulaştığı köyler kısa zamanda mamur olur. O, yetimlere ve öksüzlere hem anadır, hem de babadır. Yüzlerinden hiç eksik olmaz hayatımızı güzelleştiren tebessümler… İnsanlar birbirlerini kıskanır genelde. Çocuğu kıskanmayan anne, baba ve öğretmendir. Öğretmen, öğrencisinin başarısından beslenir. Öğretmen için en büyük mükâfat öğrencisini güzel yerlerde görmektir. Çünkü öğretmen tevazu gösterse de, elde edilen başarıda onundur en büyük aslan payı… Zira başarı merdivenleri öğretmenlerin desteğiyle çıkılır. Öğretmenleri 24 Kasımlarda hatırlamak vefa değildir. Asıl vefa öğretmenleri hiç unutmamaktır; onlara onur ve haysiyetleriyle yaşayacakları bir ortam hazırlamaktır. Onları okul dönüşünde ikinci bir iş yapmaya zorlamamaktır vefa… Öğretmen gönül saraylarımızın mimarıdır. Onları bu dünyada maddi ve manevi açıdan rahat ettiremezsek yazık bize… Artık samimiyetten uzak nutuklar sıkmaya başladı mesai kavramını bilmeyen öğretmenleri… Öğretmenini huzura kavuşturamayan milletlerin genç nesilleri nasıl huzurlu olabilir ki?...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © M.NİHAT MALKOÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |